Bölüm 4 • Merhaba deniz göz.

12.5K 828 202
                                    

Lalin arabasını otelin otopark kısmına sokup park ettikten sonra birkaç saniye duraksadı. Gözünün önüne hala o anı geliyordu ama sesini... İlk duyduğu andan sonra bir daha hatırlayamamıştı. Bu anlık bir yansımaydı belki de. Gözlerini kapatıp o anı yeniden, yeniden ve yeniden yaşamak istiyordu. Bunu delicesine istiyordu ama sanki geceye ait tek kanıtı yavaş yavaş siliniyordu. Oturup düşündüğünde aklında kalan tek kelime 'Mahperi' olmuştu.

Kapıyı açıp dışarı çıkmadan önce hızla telefonunu eline aldı. Bu kelimenin ne anlama geldiği hakkında en ufak bir fikri dahi yoktu. Ne anlamını ne de söylediği anda hissettirdiklerini biliyordu. Aslına bakarsan bildiği hiçbir şey yoktu! İnterneti açıp hızlı bir şekilde kelimeyi aradı. Karşılığını gördüğü an gözleri şaşkınlıkla açıldı, dudakları merak içinde kıvrıldı.

"Güzeller güzeli mi?" diyerek kendi kendine anlamına doğru bakıp bakmadığını tekrardan kontrol etti. Sanki milyon parçalık bir puzzle ın parçalarını biri gelip dağıtmıştı ve şimdi bir türlü portrenin tamamını göremiyordu.

Derin bir nefes alarak arabadan indiğinde hala adamın tam bir orospu çocuğu olduğunu düşünüyordu! Hem ona bir zarf içinde para bırakmıştı, üstüne onu şehrin en pahalı oteline getirip bir 'şeymiş' gibi parasını ödemişti ve bu da yetmezmiş gibi sabah hiçbir açıklama yapmadan basıp gitmişti! Üstelik ardında bilinmezlikler içinde bir kız bırakarak! Mahperi konusuna hiç girmeyeyim diye düşündü Lalin. Çünkü bu konu onun için çok başka kapıların anahtarı gibiydi.

Otoparkta ağır adımlarla yürürken etrafında ki arabalardan ve çevresinde ki insanlardan ne kadar farklı olduğunu düşündü. İleriden kendisine doğru gelen kadını süzdü hızlıca. Yüksek ihtimalle çantasında taşıdığı otel parasından daha pahalı bir ayakkabıya sahipti!

Başını iki yana sallayarak kendisi telkin etmeye çalıştı.

"Paraya ihtiyacım yok zaten." Diyerek gülümsedi ve yoluna devam etti. Adımlarını biraz daha hızlandırıp kapıdan içeri girdiğinde hemen gözleri resepsiyonu taradı. Sabah konuştuğu kızı bulmayı umsa da onun olmadığı görünce sıkıntıyla derin bir nefes verdi. Belki yine parayı onlara verecekti ama kadına havasını atıp 'ben o tür bir kadın değilim' imajını sergileyemeyecekti.

Gergin bir şekilde adımlarını resepsiyonda ki bir diğer kadına doğru yönlendirdi. Sabahkinin aksine daha anlayışlı ve nazik birine benziyordu. Resepsiyonun tam önüne gelip önünde ki zile heyecanla bastığında hem sol tarafta ki adam hem de nazik olduğunu düşündüğü ama kaşları çatık olan kadın ona döndü. Bu yapılan ani hareket Lalin'in yutkunmasına sebep oldu.

Resepsiyonist zoraki bir gülüş ile yakasını düzeltti ve kısa bir nefes aldıktan sonra konuştu.

"Nasıl yardımcı olabilirim?"

Belki üstünde ki kıyafetten belki de zile bastığı için, bilinmez resepsiyonist çok iğneleyici bir bakışa ve ses tonuna sahipti. Sanki 'senin burda ne işin var' der gibi bakıyor ve otelde kalabilecek olmasına inanmıyormuş gibi laubali bir tavır sergiliyordu.

Lalin gergin bir şekilde omuzlarını dikleştirip ellerini tezgaha koydu.

"Ben sabah başka birisiyle konuşmuştum. Kendisi burada mı?" diyerek eliyle resepsiyonun arka taraflarını işaret etti fakat kabalığından ödün vermeyen kadın arkasını dönme zahmetinde bile bulunmadan kısaca başını iki yana salladı.

"Hayır hanımefendi, size nasıl yardımcı olabilirim?"

"Eee Barlas 'beyi' tanıyor musunuz?"

Kadın gözlerini kısarak kısaca olumlu anlamında başını aşağı yukarı sallayınca Lalin hevesle elini tezgaha vurdu.

"Peki ben size bir şeyler bıraksam ona iletebilir misiniz?"

Geceyarısı KaçamağıWhere stories live. Discover now