Özel Bölüm

15.8K 762 48
                                    

Herkese hayırlara, güzelliklere vesile olacak bir yıl dilerim arkadaşlar.

Yeni yılınız kutlu olsun.

Kocaman sarılıyorum...


-----------------------------------------

Mete ve Beril nikahlarının üzerinden bir müddet sonra düğün yapabilmişlerdi çünkü genç adam dayatmıştı bir kere sevdiği kadının başında papatyadan taç görmeyi. Ve öyle de olmuştu. Aşık olduğu kadını sarı saçlarının üzerinde papatyadan taç, kucağında oğlu ile görmüştü. Düğün boyu bir an ayrılmamışlardı birbirlerinden. Hatta o denli ki ilk danslarında Çağlar efendiyi bile kolları arasında tutmuşlar üçlü olarak dans etmişlerdi. Sonrasında ufaklık Leman Hanımın kollarına bırakılmış uykusu gelince ise o akşam için tutulan bakıcı gözetiminde düğünün yapıldığı otelin ayrılan odasında uyumuştu.

Ne Mete için ne de Beril için düğündeki mutluluğun tarifi yoktu, çok güçtü. Birbirlerinin olduğunun ilanı çok hoş bir ortamda, hoş bir düzenlemenin ortasında olmuştu. Ama asıl hoş olan etraflarında onların mutluluğunu paylaşan içten kişilerdi. Bu kişilerin arasındaki kişilerden ikisi de Arzum ve Acar çifti idi.

Onlar düğün günü kıydırmışlardı nikahlarını bu yüzden düğün baz alındığından Mete ile Beril çiftinden önce evlenmiş gibi görünseler de nikah göz önüne alındığında ikinci sıradaydılar. Arkadaşlarının her anlarında yanlarında olmuşlardı çünkü Beril ve Mete de onların yanlarında olmuştu. Birbirlerinin nikah şahitliğini yapmışlardı.

Beril hamile kalışının hemen ardından korkularıyla yüzleşmek için biraz daha güçlü olmak zorunda kalmış ve doğum, oğlunun büyümesi ile daha da güçlü olmak zorunda kalmıştı. Çünkü bir yanda ilk evladı, doğurmadığı, kardeşinin yadigarı Çağlar diğer yanda ise sancılarla doğurduğu oğlu vardı.

Şimdi karşısındaki manzaraya baktıkça hatırına düşüyordu eskiler. Kaç geceyi sabah kaç sabahı gece etmişti. Davranışlarını, duygularını didiklemişti. Her adımını hem emin atmak zorunda hissetmiş hem de çekinerek adımlamıştı yollarını.

Şimdi karşısında üç oğul vardı. Çağlar, Boran, Tufan. Hepsi birbirinden yakışıklı, akıllı, hayırlı üç evlattı. Birbiri ile kimi zaman kavgalı, küs, barışık ama asla ayrılmayacak üç kardeş.

Beril'in gözleri doldu on beş yaşına basan Çağlar'a bakarken. Zaman korkularla bile ne çabuk akıp gitmişti. Daha dün gibiydi kız kardeşini toprağa verişi, kucağında emaneti ile kalışı. Aşık oluşu, evlenişi. Ve arka arkaya karnında taşıdığı iki bebek. Ne çabuk geçmişti zaman. Oğulları delikanlı olma yolundaydı. En büyükleri Çağlar bu gün on beş yaş gününü kutluyordu. Yanında okul arkadaşları, kardeşleri...

Çağlar biliyordu onu doğuran anneyi, ona bakan anayı. Psikolog yardımı ile onu gerçeğe alıştırmışlar sonra durumu anlatmışlardı. Aynı şekilde iki kardeşine de anlatılmıştı. İlk başlar Çağlar için zor geçmişti, aynı şekilde Beril ve diğerleri için de. İçine kapanmış annesi bildiği teyzesine, onun kocasına, çocuklarına mesafeli davranmıştı. Kendisine söylenen her sözü dinlemişti, kardeş bildiklerine söylenenleri de incelemişti. Sonra anne bildiği teyzesinin, ailesinin bir parçası olduğunu, olmaya devam ettiğini anladığı an içindeki şüpheler, kaybetme korkusu, dışlanma ihtimali kaybolup gitmişti.

Beril itiraf anından sonra kendisine anne demekten kaçınan Çağlar'ın yeniden anne dediği an ağlamıştı. O gün ki hüznü de sevinci de hala ilk anki gibi hissediyordu. Biricik kardeşine anne diyemeyen yeğenine sarılışında hüzün varken, oğlu gibi yetiştirdiği çocuğun yüreğinde ana olabilmenin sevinci vardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 31, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SEVGİ VE AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin