40.Bölüm:"Özel"

8.8K 368 12
                                    

Bu bölüm, özel bir bölümdür. Olayların mantığını oturtmak amacıyla yazdım, dileyen okuyabilir. :)
Sadece bu anlatım, üçüncü kişinin ağzından olacaktır.

Normalde bu bölümü de yazmayacaktım fakat sizi merakta bırakmak istemedim. O kadar kötü bir dönemden geçiyorum ki psikolojim alt üst olmuş bir hâlde kusura bakmayın lütfen.

Ask.fm: standros
İnstagram:sstandros

-
Doruk Yıldız, bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biriydi. Geçmişinde yaşadığı sevgi yoksunluğu veya travmatik bir olay ile ilgilisi yoktu, hastalıklı ruh halinin. Çocukluğundan beri kendisi dışında yaşayan her şeyden nefret ediyordu. Bitmek bilmez bir hükmetme arzusu ve nefret ile harmanlanmıştı kalbi. Ölümcül oyunları, her zaman sevmişti. Küçükken bu oyunları, hayvanlar ile oynuyordu fakat büyüdüğünde işler değişmişti.

Onun itaati altında olduğunu sandığı insanlar, Doruk'a ihanet etmişti. Doruk, kimseye güvenmezdi fakat onun kurallarını kabul etmemeleri, canını sıkmıştı. Yaşadığı son olaylardan sonra soluğu Amerika'da almıştı. Orada bulunduğu süre boyunca ihanetlerinin bedelini, en kötü nasıl ödetebileceğini düşünüyordu. Sahra, oynanması zevkli bir oyuncak olabilirdi fakat bunun Rüzgar ile Özgür'e bir faydası olmazdı. Doruk, Efnan ve Özgür'ün bir ara takıldığının farkındaydı. İşte tam o an, oyunu nasıl oynayacağına dair önemli bir karara vardı.

Doruk, burada bulunduğu süre boyunca tüm işlerini gizliden hallediyordu. Saygın bir rütbeye erişmişti. O saygınlık, beraberinde Giray'ı getirmişti. Bir poker oyununun ortasında tanıştığı Giray, Doruk ile zamanla yakın arkadaş olmuştu. Onda ki tuhaf davranışların fazlasıyla farkındaydı. Doruk, Giray'ın sağlam biri olduğunu bildiği için onunla elinden geldiği kadarıyla yakın olmaya çalışmıştı. Başarmıştı da. 

Her şeyi, tüm planlarını Giray'a anlatmıştı. Giray, Doruk'a bu işler için gerekli olan her şeyin taktiğini öğretmişti. Doruk'un düşmanlarını tanımak adına, Giray yerine Savaş adıyla onların en içine yerleşmiş, güvenlerini kazanmıştı.

Doruk, Giray'ında ondan farkı olmadığını biliyordu. Hatta Giray, çok daha fazlasıydı. Hastalıklı bir zihni vardı, acımasızdı. Doruk'a yol göstermiş fakat asla bu olayın içine girmemişti. Doruk, birlikte intikam almayı teklif etse de Giray, böyle bir şeye yanaşmamıştı. Doruk için zaten düşmanlarının analizini yapacak kadar yaklaşmıştı, onlara. İstese bu olaya dâhil olup, hayatlarını alabilirdi fakat hileli oyuna karşıydı.

Doruk, Rüzgar'ın ona karşı üstünlük sağlayacağını anladığında geriye çekilmek için çok geçti. Rüzgar'ın adamları, Doruk'u kenara sıkıştırmak üzereydi. Doruk için yolun sonuydu fakat böyle bitmemeliydi. Doruk, olacakları tahmin ettiği için Giray'a bir yazı bıraktı ve ölümünü hızlandırıp başında olması gerekeni, sona sakladı.

Giray, Doruk'un oyununa dâhil olmaya ne kadar karşı olsa bile çok sevdiği arkadaşının, son isteğini yerine getirmek adına tüm ipleri eline aldı.

Doruk, her şeyin farkındaydı. Bir plan doğrultusunda ölmüştü ve o kusursuz planı, amacına ulaşmak üzereydi.

Giray, Savaş olarak aralarına sızdı. Her şey çok kolay olmuştu çünkü ona güvendikleri için ondan asla şüphe etmemiştiler. Tüm plan, mükemmel bir şekilde ilerlerken bir kıza olan tutkusu, planı işlenmez hâle getirdi.

Giray, Sahra'ya karşı zamanla hastalıklı hisler beslemeye başladı. Bunun, aşk ile bir alakası yoktu. Bu, sahip olma arzusundan başka bir şey değildi. Giray'ın hisleri, o kadar tehlikeli bir hâle geldi ki sırf ondan başkasına sığınmasın, onun omzunda ağlasın diye Sahra'ya yapabileceği en büyük kötülüklerden birini yaptı.

Onu kaçırdı fakat kendini de araya eklemeyi ihmal etmedi. Böylelikle kimse ondan şüphelenmeyecekti. Aynı zamanda bu geçen süreç boyunca Sahra, sadece onunla olacaktı.

Giray, kızın bedeninden ve kendinden nefret etmesini istedi. Yaşamaya değer olmadığını düşünmesini. İradesi zayıf olursa, Giray'ın ona sahip olması çok daha kolaylaşacaktı. Rüzgar'ın dokunduğu her yeri, yaralar içinde bıraktı ve bunu yaparken, büyük bir haz duyuyordu. Kızın, acı çığlıkları Giray'ı tatmin ediyordu. Bununla sınırlı kalmadı, hiçbir zaman azla yetinmezdi ki zaten.

Gözlerinin önünde ailesini öldürttü. Sahra'nın, en büyük kâbusu oldu. Hâlbuki bu oyuna, hepsinin canını acıtmak için dâhil olmuştu. Şimdiyse tek istediği, Sahra'nın bedeninin hâkimiyetiydi.

SAPLANTIWhere stories live. Discover now