21.Bölüm:"Balo I"

12.8K 512 28
                                    

                 

-

Rüzgar'ın söylediği her bir cümle, beynimin en uç köşelerinde bile yankılanıyordu. Onu seviyordum, daha önce kimseyi sevmediğim kadar. Ona güveniyordum ve onu herkesten kıskanıyordum. Rüzgar, benim tüm ilklerimdi, ileride öğrenebileceği seks dolu bir geçmişim yoktu, onun aksine. Ondan zaman istemiştim , o ise bunu anlayışlı bir şekilde karşılamayıp gecenin bir yarısında aramızın açılmasına sebep olan kızı evimize getirmişti. Olay kızı eve getirmesi değildi, kızın karşımda ölümcül bir şekilde titremesi ve Rüzgar'ın geçen sefer de yaptığı gibi camı, çerçeveyi indirmesiydi. Söylediği cümlelerin altında gizli tehditler yatıyordu, Rüzgar korkmaya başladığım birine dönüşüyordu.

Odada bulunan herkesi es geçerek, koşarak Efnan'ın odasına çıktım. Odanın içinde amaçsızca dolaşırken, bir elimi sertçe saçlarımın arasından geçirmeye başlamıştım. Rüzgar'ı hiç tanıyamamış olmaktan korkuyordum. Kapının açılmasıyla birlikte ellerimi, saçlarımdan ayırdım.

''Gelebilir miyim?''diye sordu Savaş.

''Gel.''dedim düz bir sesle. İçeriye girdikten sonra yatağın ayak tarafına oturdu ve bana bakmaya başladı.

''İyi misin?''diye sordu.

''Değilim.''dedikten sonra onun yanına oturdum ve karşıda ki duvara bakmaya başladım.

''Anlatmak ister misin?''dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım. Korkularımı sesli bir şekilde dile getirmeyi istemiyordum.

''Ben tahmin edeyim, Rüzgar'ın bu halleri seni korkutuyor.''

''Neden böyle davranıyor?Sadece bir gün istemiştim.''dedim, sesim fazlasıyla titrek çıkmıştı. İçimde ki korku ve kırgınlık, dudaklarıma yansımıştı.

''Rüzgar, ilk defa birine bu kadar değer veriyor.Seni kaybetmekten korkuyor Sahra.''

''Onu bırakmayacağımı anlaması gerekti şimdiye kadar.Bana güvenmiyor mu?''

''Şüpheler, hayatımızda ki vazgeçilmezlerimizdir. Her güven içinde aynı zamanda şüphe bulundurur, seninde bunu şimdiye kadar öğrenmiş olman gerekiyordu.''dediğinde kafamla onu onayladım. Doğruydu, şüphe insanı vazgeçilmeziydi. Güvensizliğin hakim olduğu yerde ki şüphelerin yanında güvenin hakim olduğu yerlerde de şüphenin kırıntıları vardı. Olay sadece neye inanacağını seçmekti.

''Bazen insan olamayacak kadar iyi olduğunu düşünüyorum. Üvey peri annem olabilirsin.''dedim gülerek. Ne zaman kötü hissetsem Savaş beni rahatlatıyordu ve beni anlıyordu. O olmasaydı, yaşadıklarımın etkisinden bu kadar çabuk çıkamazdım.

''Orada dur bakalım,üniversiteli.''dediğinde ikimizde gülmeye başladık.

''Aşağıya inmek ister misin? Rüzgar'a bir bak bence, iyi gözükmüyor.''dediğinde başımı sallayarak ona onay verdim. Rüzgar, hatalar yapabilirdi, beni kırabilirdi ama onun yanında olmaktan,ona destek olmaktan asla vazgeçmezdim. Aşk, fedakarlık isterdi. Onun için fedakarlıklar yapıp, kötü anlarında yanında olmadığım sürece ilişkimizin hiç bir anlamı yoktu.

Savaş'a tutunarak, aşağıya indiğimde Rüzgar'ın kırgın ve bir o kadarda öfkeli bakışlarıyla karşı karşıya kaldım. Onu böyle görmek beni üzüyordu, geçmiş yüzünden birbirimizi bu kadar kırmaya hakkımız yoktu.Çünkü onun kırıldığını görünce, ben parçalanıyordum.

''Bizi yalnız bırakın.''dedi Rüzgar sert bir sesle birlikte. Herkes odadan ayrılırken Efnan bana doğru, onayımı almak için bakmıştı. Kafamla ona onay verdikten sonra, ışıkları kapattım ve perdeleri açtım. Ayın ışığı, gölgeler halinde odanın içini aydınlatırken Rüzgar, ışığın tam olarak erişemediği bir yerde oturuyordu. Beyaz gömleğinin üç düğmesi açıktı, gömleğin rengi bronz tenini fazlasıyla mükemmel göstermişti. Bakışlarım güçlü ellerine doğru kaydığında sert bir şekilde yutkundum. Yüzük parmağında Safir'den yapılmış, siyah kaplamalı büyük bir yüzük duruyordu. Elinde tuttuğu viskiyle dolu kristal bardak, her an düşecekmiş gibi duruyordu. Gecenin siyahının arasına güneşlerin tutamlarının karıştığı saçları, asi bir şekilde dağılmıştı. Okyanusu anımsatan gözleri,  ay ışığının bile aydınlatamadığı denizin derinliklerinde ki bir renge bürünmüştü. Vişne çürüğü renginde ki dudakları, düz bir şekilde birbirine kenetlenmişti.

SAPLANTIWhere stories live. Discover now