39.Bölüm:''Gerçekler''

10.3K 413 50
                                    

Şimdi, herkesin kafası karışmış olabilir. Bu yüzden Savaş'ın geçmişini anlatan bir bölüm yazacağım. Baya bir şeyler karaladım, finale son iki bölüm kalmışken hepinizin yorumlarını esirgememenizi umuyorum. İyi okumalar:D

Ask.fm:standros

instagram:sstandros

-

Damarlarımda ki kanın, donduğunu hissedebiliyordum. Kalbim, buzdan bir kütleye çarpmış ve parçalara ayrılmıştı. Kendi ölümüm ile karşı karşıya geldiğimde bile bu denli korkmamıştım. Öyle kötü bir histi ki, canlı canlı öldürülüyormuş gibi hissediyordum. Bazı anlar olurdu, ölüm için yalvarırdınız fakat ölüm, dualarınızı karşılıksız bırakıp en son size uğrardı. Hâlbuki ölümün soğuk nefesi, sizin acıyla harmanlanmış yangınınızı söndürmek için gerekli olan tek şeydi.

Ama hayat, bize son darbesini vururcasına arzuladığımız ölümü bize vermezdi.

Dizlerimin bağı çözülmüştü, hızlı bir şekilde yere düştüm ve Rüzgar'a doğru baktım. Elinde ki kâğıdı buruşturup, avuçlarının içine hapis etmişti. Ne yapacağımızı sormaya korkuyordum, ne kalbim elveriyordu ne de dudaklarım. Rüzgar bana doğru döndü ve o da benim gibi dizlerinin üzerine çökerek boyumun hizasına geldi. Parmakları ıslak yanaklarımın üzerinde gezinirken kendinden emin bir ses tonuyla konuşmaya başladı. ''Kızımızı geri getireceğim.''

Nasıl, ne kadar sürecek? Bunların hiçbirini soramadım bile. Dudaklarımın arasından çıkan tek cümle ''Söz mü?'' oldu. Kafasını evet anlamında salladıktan sonra bedenimi, bedenine doğru bastırdı ve sıkıca sarıldı.

''Efnan ve Özgür'ü çağıracağım. Onlarda gelsin, hemen plana başlarız.''dedikten sonra ayağa kalktı ve bedenimi kucaklayıp, yatağın üzerine koydu. Başım dönüyordu, ağzımda acı bir tat vardı. İçim o kadar fazla acıyordu ki dışımı hissedemiyordum.

''Sana bir şey olmayacak, değil mi?''diye sordum. Hayır, bunu kesinlikle kaldıramazdım.

''Merak etme, iyiler asla ölmez.''

''O dediğin masallarda oluyor.''

''Bu da bir masal. Senin ve benim masalım. İyi bir baba ve eş olarak, kötü olanı ortadan kaldıracağım.''

''Seninle gelmek istiyorum.''

''Gelemezsin, dikişlerin yeni. Gerçi olmasa bile gelmene izin vermezdim.''dedi, keskin bir sesle.

''Geleceğim.''dedim, kendimden emin bir sesle. Rüzgar'ı oraya bensiz yollayamazdım. Sonu, ölüm olsa bile birlikte olmalıydık.

''Bu konu tartışmaya açık değil. Özgür ve Efnan gelene kadar yat, bende geliyorum birazdan.''

''Nereye gidiyorsun?''

''Hazırlanmaya.''dedikten sonra cevabımı beklemeden odadan çıktı. Benimle tartışmamak için çıktığını biliyordum fakat onun bilmediği bir şey vardı. Onu yalnız bırakmayacaktım.

Yattığım yerden kalktıktan sonra Aden'in dolabına doğru ilerledim ve kıyafetlerinden birkaç tanesini çıkartıp, yatağıma geri döndüm. Gözyaşlarım, kıyafetlerinin üzerine doğru damlarken kokusunu, en derinlerime kadar çektim. Her şeyden öte, o bir bebekti. Bebekler, bu dünyanın en masum varlıklarıydı ve kesinlikle insanların kötülüğünden uzak kalmalıydılar. Bir kişi, oyuna küçük bir bebeği katabilecek kadar küçüldüyse bu bebek, benim olmasaydı bile uğruna bu işte parmağı olan herkesi kurşuna dizebilirdim.

SAPLANTIKde žijí příběhy. Začni objevovat