Yani onlar gibi olmak yerine kendi istediğim ve mutlu olacağım şeyleri yaptığım için biraz daha fazla bencil gözüküyor olabilirim ama onlardan daha bencil bir adam değilim ben, asla olmadım. Bunun en büyük kanıtı da sensin, her şeyi seninle paylaştığım bu defter.

Hani o gece bana ' Bu gece en bencil insan benim ve ben ne istersem o olur.' demiştin ya, işte o gece istediğini yapmamış olmam benim asla bencil bir adam olmadığımın en büyük kanıtı. Bunu bilen tek kişi sen olsan ve hatırlamasan bile...

*****

SIRMA

Sabah daha güzel, daha neşeli, daha güneşli, daha eğlenceli, daha mutlu, daha huzurlu, güzel olan ne varsa hepsinin çok daha fazlasının olduğu bir güne gözlerimi açtım. Çünkü bu gün aşık olduğum ilk ve tek adamla sevgilim olarak geçireceğim ilk gün. Çünkü bu gün ilk defa bir ailem varmış gibi hissediyorum. Çünkü bu gün hayatımda ki en güzel gün.

Aşağı indiğimde benim ve Ömerin dışında ki herkes masadaydı. Ömer yukarıda da olmadığına göre nerede ki acaba? Herkese günaydın deyip yerime oturduğumda kapı çaldı ve biraz sonra Hamza üstünde okul üniformasıyla içeri girdi.

" Günaydınlar Sancaktar ailesi ve Sancaktarların sultanı, ailenin en sevdiğim üyesi, ilk aşkım, biriciğim." Deyip İrem teyzeyi öptüğünde İrem teyze kıkırdadı.

" Babandan bunları öğrenip öyle mi geliyorsun sen?" Dediğinde Hamzanın tek kaşı havaya kalktı.

" Aşk olsun İremciğim, ben sana olan aşkımdan öleyim. Sen benimle dalga geç." Dedikten sonra eğilip sır verir gibi daha sessizce konuştu. " Bu arada yeri gelmişken, yıllar önce yaptığım evlenme teklifi hala geçerli. Şu huysuz adamı bırakıp bana gel bütün servetimi emrine amade ederim, elini sıcak sudan soğuk suya sokmam." Dediğinde İrem teyze kocaman bir kahkaha attı.

" Ay ilahi çocuk, ben bu adamı bırakacak olsam beş tane çocuk mu yapardım?"

" Beş kazadır olmuş, boş ver sen onu. Yalnız gelirken çocuksuz gel, elin huysuz çocuğuna bakamam ben." Derken kendisine dik dik bakan Afşine bakıyordu.

" Ay yok almayayım tatlım, huysuz muysuz ama seviyorum bu adamı ben." Derken Demir amcanın gözlerine bakıyordu.

" E ama ben bu adamı bırak bana gel diyorum sen tutup ilanı aşk ediyorsun. Bari yanımda yapma." Derken bıyık altından gülerek boş bir sandalyeye oturmuştu.

" Amca be, söylesene ne yaptın da bu kadın sana böylesine aşık oldu? Hayır bende istiyorum, biri de beni böyle sevsin!"

" Sevmeyi dene evlat, eminim işe yarayacaktır." Derken Hamzaya değil de İrem teyzeye bakması çok manidardı.

" Bak sende çok güzelsin Sırma, Ömer abiye çok güzel bakıyorsun. Sen sevsene beni! Böyle güzel güzel bakarsın ha, olmaz mı? Bırak o Ömer denen adamı. Ha Sırma sevcen mi beni?" Dediğinde gülümseyerek ona baktım ama benden önce Afşin konuştu.

" Annemi de yengemi de rahat bırak Hamza. Git kendine göre kızlarla takıl." Konuşurken sakin görünse de konuşmasında ki netlik itiraz kabul etmiyordu. Bir de...yenge mi dedi o? Kulağa hoş geliyor aslında.

" Afşini dinlesen iyi olur Hamza, aksi takdirde babama seve seve yardımcı olurum seni benzetirken." Diyen Ömer elinde ki telefonu cebine attı ve yanımda ki sandalyeyi çekip oturduğunda bana gülümseyip göz kırptı.

" Günaydın." Dediğimde gülümsemesi genişledi.

" Seninle günlerim hep aydın olacak galiba." Dediğinde yine yanaklarımın ısındığını hissettim. Bu adam bana iltifat ettiğinde neden utanıyorum ki ben?

Hayat Seninle GüzelWhere stories live. Discover now