" Birincisi tedavim üç değil dört yıl sürdü ve hala sürüyor. Tamamen yürümeye başladıktan iki ay sonra Türkiyeye döndüm. Ama burada geçen sürede de İsviçreye gidip geldim. Bu ayrıntıları siz bilmiyorsunuz çünkü annemin ve sizin daha fazla üzülmenizi istemedim. Hala çok fazla ağrımın olduğu ve bu yüzden evden çıkamadığım günler oluyor. Bu yüzden burada kalmak sizi daha çok üzmek demekti.

İkincisi, fiziksel tedavinin yanı sıra sizin bilmediğiniz psikolojik bir tedavi de gördüm canım. Çünkü bir kazada neredeyse vücudumda ki bütün kemikler kırıldı, en yakın arkadaşım aynı kaza da öldü, arkadaş çevremin tamamını bir anda kaybettim. Bunlar kolay şeyler değil ve her biri ayrı ayrı kabuslar görmeme sebep oluyor. Hala daha kabuslarla uyanabiliyorum ve bunu atlatmam kolay olmuyor. Çünkü ben gördüğüm her rüyada tekrar tekrar Borayı kaybediyorum. Ve bu rüyayı gördüğümde Boraya gitmeden içim rahat etmiyor. Bu yüzden burada kalırsam hem siz üzülürsünüz hem de ben üzülürüm.

Üçüncüsü..." dedikten sonra yüzümü ellerinin arasına aldı ve devam etti. " Sen benim canımsın, kanımsın, her şeyimsin. Hepiniz benim için öylesiniz. Ben sizden nasıl giderim? İnsan kendinden gidemez, benden böyle bir şey nasıl beklersin? Ben sizi çok seviyorum canım bunu biliyorsun değil mi?" Dediğinde şaşkınlıkla sadece başımı sallayabildim.

" Bütün bunlarda anlaştığımıza göre son olarak eğer istersen, bana bu kadar ihtiyacın varsa gitmem izmire. Burada sizin yanınızda kalırım." Dediği sırada duyduğum şeylerin şaşkınlığıyla etrafa bakınırken kapıda oluşan hareketlilikle gözüm oraya kaydı.

Uyuyamadığı her halinden belli olan Sırma üzerinde ki pijamalarıyla kapıda bize bakıyordu. Onu görünce gülümsedim. Bu kız Ömere cidden aşık. Tamam, canımıniçinin ilk sevgilisi değil belki ama onu böylesine seven tek kız ve ona iyi geleceğine eminim. Tekrar canımıniçine bakıp ilk defa duyduğum şeyleri kısa bir an aklımdan geçirdim ve gülümseyerek konuştum.

" Orada mutluysan eğer, Sırmayla aranı iyi tutman ve istediğim anda burada olman kaydıyla gidebilirsin." Dediğimde gülümsedi ve beni kendine çekip sarıldı. Bende ellerimi beline sardım.

" İzmirde daha iyim ve sana söz veriyorum istediğin anda burada olacağım." Dediğinde daha da sıkı sarıldım.

" Seni seviyorum canımıniçi, iyi ki varsın, iyi ki doğduğumdan beri yanımdasın." Dediğimde başımın üstüne küçük bir öpücük kondurdu.

" Bende seni seviyorum canım, benim için çok değerli olduğunu unutma."

*****

22 Nisan- pazartesi

03:25

Çok mu bencil bir adamım ben Sırma? Ailemden uzak kalmam onları üzüyor farkındayım ama burada kaldığımda daha çok üzülürler, üzülürüz.

Artık mutlu olmak istiyorum ben, eskisi gibi hiç bir şey düşünmek istemiyorum. Ve sanırım bunlar beni bencil bir adam yapıyor. Aslında bende herkes kadar bencilim. Neşe kadar, annem kadar, babam kadar, abim kadar, Melek kadar, Afşin kadar, senin kadar bencilim bende. Daha fazlası değil!

Ama problem şu ki ben ailede hep değişik olandım. Yani abim ve Neşe hep elimizde ki parayı yönetmek için eğitim alırken ben istemediğim ve başarısız olacağım bu eğitimi istemedim. Bunun yerine başarılı olduğum başka bir dala yöneldim. Çünkü ben asla bir iş adamı olamayacağımı düşünürdüm. Şu anda öyle davransam bile ben bu değilim ama ne kadar acı ki başka şansım da yok. Belki ileride tamamen iyileştiğim bir gün kendi işime geri dönerim ama şu anda bu imkansız gibi görünüyor.

Hayat Seninle GüzelOù les histoires vivent. Découvrez maintenant