Baby , could I be

The rabbit in your hat?

 Cameron "Olabilirdin." diyerek kaşlarını kaldırınca kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. "İşte bu çok tatlı." Julia'nın sesi ile kızararak kafamı Cameron'un omzuna sakladım. O da kolunu omzuma atarak beni kendine çekti ve tam gözlerime bakarak şarkıyı mırıldandı.

So promise me only one thing, would you? 

"Yapacağım..." diye fısıldadım bende gözlerine bakarken. Cameron gülerek sahneye baktı. Bende gözlerimi Julia ve Mich'e çevirdim. Hain hain gülüyorlardı. "Ne yaptınız?" diye sordum. Julia elinde tuttuğu telefonu bize çevirdi. Biz birbirimize bakarak şarkı mırıldanırken fotoğrafımızı çekmişlerdi. "Güzel çıkmış." diyerek sırıttım. Julia fotoğrafı saniyeler içinde paylaşmış olmalıydı. 

Saat hızla ilerlerken Cameron "Bir saniye." diyerek yanımızdan ayrıldı. Biz de Mich'in eski sevgilisinin fotoğrafları ile dalga geçiyorduk ki "Herkese iyi akşamlar." Cameron'un sesi ile gülüşüm yüzümde dondu ve gözlerim sahneyi buldu. "Bu özel birleşme yemeğinde bizimle beraber olan herkese teşekkür ediyorum." Kısa bir alkış eşliğinde Cameron'un sözü kesilirken insanlar arasında gözlerimi gezdirdim. İç çeken genç kızlar , onların bu haline sinirli bakışlar atan babalar , kızlarının hala Cameron ile bir şansı olduğunu düşünerek gözleri umutla bakan anneler... "Skyler ile doğduğumuzdan beri beraber büyüdük ama ben onu ilk 6 yaşımda iken tanıdım..." Cameron'un ne yapacağını anladığımda kalbim tekledi. Julia anlamamış olmalı ki "Ne yapıyor bu?" diye sordu. Mich ise benden saklamak ister gibi sessizce fısıldadı. "Evlenme teklifi gibi bir şey...". 

Gözlerimi kırpıştırarak Cameron'a baktım. Herkes susmuş bir bana bir Cameron'a bakıyorlardı. "Skyler o zaman 5 yaşındaydı. Yani şu sürekli dondurma yemek isteyen ve gecenin bir yarısı anne tuvaletim geldi diye bağıran çocuklar kadar." Kalabalıktan gülüşme sesleri yükselirken Cameron devam etti. "Tabi Skyler bizde kaldığında annem ilk Skyler'in tuvaletini yaptırıyordu. Onu her zaman benden daha çok sevdi." Gülüşmeler devam ederken annemin ve Bayan West'in gözlerinin dolduğunu gördüm. Babamlar ise memnunca gülümsüyorlardı. Tekrar Cameron'a döndüm. "Skyler her ne yaparsam yapayım hep mantıklı olan taraf oldu. Her hatamda diğer insanlar gibi sırt çevirmeyip benimle sakince konuştu. Ne yapmam gerektiğini , neden böyle olduğunu her şeyi... Bana hep açıkladı. Kişisel psikoloğum gibiydi. Onun ise tek tük hataları vardı fakat ben hiçbirinde onu dinleyerek ne yapması gerektiğini söyleyen taraf olamadım. Skyler , bunun için özür dilerim. Buradan çıkınca ilk işim sana bir psikolog bulmak olacak." Bunu demesiyle dolmuş gözlerime rağmen gülmeye başlayınca kırpışan gözümden bir damla yaş düştü. 

"Geçenlerde bir muhabir Skyler ile yıllardır beraber yaşamama rağmen neden birden sevgili olduğumuzu sordu. Hadi ama dostum. Skyler Grey'den bahsediyoruz. Bir kere bile olsa onun röportaj vidyolarını izlerken gülüşünü görüpte etkilenmeyen erkek yoktur. Ve tabi Skyler'da haklı değil mi kızlar? Yani ben. Cameron West. Kaslarım var , harika yemek yapıyorum , zenginim , büyük bir holdingin tek varisiyim , yakışıklıyım , Cambridge'den mezun oldum... Daha saymak isterdim ama üzgünüm bayanlar Skyler birazcık kıskanç." Kalabalık yine gülüşürken bu sefer şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım ve güldüm. Cameron bir kaç saniye bana baktı ardından "Şimdi siz benim birleşme kokteylinde neden sahneye çıkıp  Skyler'ı anlattığımı merak ediyor olmalısınız?" kalabalıktaki insanlar birbirlerine bakarak onaylarken Cameron'da kafasıyla hipotezini doğruladı. Ardından "Skyler buraya yaklaşırmısın?" 

O an geliyor.

Nefes al.

Nefes.

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıWhere stories live. Discover now