❦ BÖLÜM ●54●

Start from the beginning
                                    

Geri çekilip birbirimize baktığımızda parmaklarımın üzerinde yükselerek dudaklarına öpücük kondurmak için bir hamle yaptım ve o da bana doğru eğilerek dudaklarını dudaklarımın üzerine bastırdı.

Geri çekilip ışıldayan gözlerimle onun gözlerine baktım.

"Teşekkür ederim."

"Ben teşekkür ederim. Sana verebileceklerim, seni mutlu etmesin çünkü bunlar servetimin sana verebildikleri." dediğinde şaşırmış bir şekilde ona baktım. Çevremizdeki insanlar kutlayan seslerden dolayı onun bana ne dediğini duyamıyordu.

"O ne demek?" diyerek şaşkın şaşkın hâlâ kollarım ona sarılırken meraklı bir şekilde yüzüne baktım.

Yavaşça bilmiş bir şekilde gülümsedi ve aşk dolu bakışlarla yüzüme baktıktan hemen sonra usulca alnıma düşen saçlarımı güzelce kulağımın arkasına doğru büyük bir özenle yerleştirdi.

"Öğreneceksin Ayza Koçark." dedi soyadımı büyük bir keyifle dile getirirken. Ama gözlerinin içerisine bakarken ne demek istediğini anlamıştım. Kelimelere dökülebilecek bir gerçeklik değildi bu. Gözlerindeki sevgi tufanı, elle tutulamayacak kadar değerli ve aşk doluydu.

"Ee, yeni arabanı denemek istemiyor musun?" dediğinde konumuzun değişmesi üzerine meraklı bir şekilde yüzüne baktım.

"Hemen sürebilir miyim?"

"Elbette." dedi ve kollarını bedenimden çekip kısa bir manevrayla elimi tutup beni arabaya doğru götürdü.

"Bakalım sevecek misin?" dedikten sonra bana şoför koltuğunu açıp içeri geçmem için bekledi.

Kalbim delicesine atıyordu ama bu hediye için değildi. Vural'ın bana alabileceklerinin farkındaydım. Bir uçağım vardı bir kere. Ya da teknem. Kocaman bir yat, bir de otel... Vural'ın bu kısa süre zarfında bana vermek için çabaladığı her şey için yeni bir gerçeklik ile karşı karşıya kalıyordum ve hepsindeki ortak nokta, Vural'ın bana bakarken duyduğu aşkın beni ne denli mutlu ettiğiydi.

Galiba en büyük korkum en büyük tutkum hâline gelmişti.

-*-

AKŞAM

-*-

Deniz kenarında geldiğimiz balık restoranında karşılıklı oturmuş rakımızı içiyorduk Vural'la. Masamız donatılmış, geldiğimizden beri delicesine hürmet etmeye çalışan çalışanlar ve mekân sahibi üzerine burada da bize rahat olmadığını başta düşünsem de sonrasında içtiğim bir duble rakı ile rahatlamaya başlamıştım.

Denize bakarken ne kadar mutlu ve huzurlu olduğumu düşünürken boşluğuma geldi ve dönüp Vural'a baktım.

Arkasına yaslanmıştı. Beyaz örtüyle süslenmiş masanın ardında, bej, keten gömleği kollarına kadar sıvanmış bir haldeydi, yakasında iki düğme açıktaydı ve o da belirgin köprücük kemiklerini ortaya seriyordu. Hafiften çıkmış sakalları, beyaz teni üzerinde gerçekten güzel bir görünüm sağlamıştı. Yeşil gözleri... Ah o yeşil gözleri... Uzun kirpiklerinin arasından bana kilitlenmiş bir şekilde iki yana keyifle kıvrılmış dudakları ile üzerime dikilmişti.

Bana öyle bir bakıyordu ki bu adam, içim sanki dışıma çıkmıştı ve onu görmenin verdiği zaferle bana aşkını itiraf ediyordu.

Deliler Ağlamaz KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now