❦ MUTLU YILLAR /BÖLÜM ●9●

55.6K 13.1K 2.4K
                                    

Hellö 💦

Derin bir nefes aldım ve etrafıma bakındım. Kaçacak bir delik arıyordum ama imkânsızdı. Ruhumun içimden utançla çıkmak için feryadını duyuyor gibiydim.

Kahretsin! Bunu yapmak istemiyordum.

Bir insan neden bahisin ucuna karşı tarafa masaj yapmayı koyardı ki?

"Ben gayet iyiyim. Masaj yapmana gerek yok." diyerek şansımı denediğimde dönüp bana öyle bir baktı ki bir kelime daha etmeden yatağa doğru ilerledim.

Neden kıyafetimi çıkarmak zorundaydım ki? Hem... Masajı kıyafetin de üzerinden yapabilirdi. Yapardı.

Ah! Siktir.

Seni bikinili gördü Ayza. Hem... Diğer tarafları görmesine gerek yok. Yatağın üzerine yatarsan göremez.

Dönüp ona baktım. Bana bakmıyor olduğuna dikkat ettiğim o zaman zarfında tişörtümü çıkardım ve hızlıca yatağın içine girdim. Sütyenimi falan çıkarmayacaktım. Kahretsin, onu da isterse olay çıkarabilirdim. Ama dönüp halime baktığında bir şey demeden telefonunu komodinin üzerine bıraktı ve yatağın üzerine dizleri ile tırmanıp yanıma geldi.

İri bedeni yatağı çökertirken kollarımı sımsıkı bedenime yapıştırmam üzerine uzanıp ilk önce onları tuttu ve düz bir şekilde aşağı doğru inmesine neden oldu.

Parmakları yumuşak bir şekilde hareket ediyor olmasa korkudan bağıracak kıvamdaydım.

Utançtan gözlerimi kapatmış, hareketlerini izlemezken biraz daha yatağın üzerinde hareketlendi ve parmakları sırtımda yer edindi. İri ve uzun parmakları... Onları daha öncesinde net bir şekilde incelememiş olsam dahi vücudumda dolanması üzerine nasıl şekli olduğuna kadar tarif edebilirdim.

Gerilmiştim. O kadar gerilmiştim ki bunu ellerinin altında hissedebiliyor olduğuna emindim.

Nefesimi düzenli bir şekilde alamıyor, gözlerimi açmaya çekiniyordum.

O ise sırtımdan omuzlarıma çıktı ve yavaşça, ovmaya başladı. Öyle çok yavaştı ki bir an ürpermeden edemedim.

Çıplak tenime dokunuyor olmasının getirdiği bir tedirginlikle öylece yatağın üzerinde yatıyorken parmakları sanki bunu yok etmek istercesine ustalıkla üzerimde dolanıyordu.

Omuzlarıma, oradan da boynuma ilerledi. Beni sanki bir marangoz gibi işledi. Usulca, kasılmalarımın farkında olmadan geçmesini izlerken parmaklarının bedenimde dolanmasına karşılık minnet duymaya başladığımı fark ettim. Ama sırtımdan aşağı doğru inerken sütyenimin kopçasına dokunması ile gözlerimi hızla açıp doğrulmaya kalkışmam ve sonrasında olacakları hatırlamam ile duraklamam uzun sürmedi. Dönüp ona baktığımda ise kaşlarını çatarak bana baktığını gördüm.

"Çıkarmam gerek."

"Çıkarmadan da yapabilirsin."

"Rahatlaman gerek."

"Yeterince rahatım." diye itiraz ettiğimde sanki sabrı taşıyormuş gibi derin bir nefes aldı.

"Sadece sütyen kopçanı açacağım. Bir yerini görmeme gerek yok. Bak..." dedi ve ben daha ne olduğunu anlayamadan tek eliyle kopçayı açtı ve sıkı sütyenimin kolları bir anda kollarımın üzerine yığıldı. Şaşırtıcıydı ve bedenim bir anda daha çok rahatlamış gibi hissettim ama yine de sütyenimin üzerimden çıkmasının getirdiği garip bir aura ile sarmalanmıştım.

"İşte bu kadar. Şimdi yatmaya devam et." dedi ve sırtıma elini koyup bedenimi yatağa doğru bastırdı. İtiraz edemedim. Söylediklerinin haklılığı ile yüzleşirken bir an da olsa devam etmesini beklemek garip hissettirmişti.

Deliler Ağlamaz KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin