❦ ÇALINAN PANDORA KUTUSU / BÖLÜM ●46●

23.7K 7.4K 2.4K
                                    

Hellö 💦

Size küstüm ben. Bu ne arkadaş. Hal hatır sormak yok bir şey yok. Bölüm yok bölüm yok. Hep siz sınırı geçmeden bölüm yolluyorum daha ne istiyorsunuz????

Tamam neyse. Satır aralarına yorumlarınızı yaparsanız barışırım. Oradaki yorumları okumak hoşuma gidiyor. Tepkilerinizi merak ediyorum. Evet meraklı bir insanım ne olmuş????

Uzun ve heyecanlı oldu kerata. Yazarken baya zevk aldım. Siz de alırsınız umarımmm🌸

Kırıldıktan sonra kimse sizin parçalarınızı toplamaya yeltenmezdi. Etrafa yayılan parçaların seyrinde oturur, eserlerini izlerlerdi. Onlar için bu, alışıldık bir durumken kendi kalpleri kırıldığında dünyayı çevrelerindeki her insana dar etmeye çalışırlardı. Çünkü onlar, kendi kederlerini çevrelerinde bulunan bütün insanların görmesini, aynı acıyı yaşamasını isterdi.

İnsanlar yalnızlıktan bu yüzden korkardı işte.

Ben yalnızlıktan korkmuyordum. Küçüklüğümden beri bulunduğum hayatımın içerisinde zaten korkmamam adına kurulmuş bir düzen varmışçasına ilerliyor duruyordum. Benim için dışarıda olan insanlar, olması gerektiği kadar varlardı. Tıpkı Vural'ın hayatıma girip çıktığı zamandaki gibi. Üzerini örttüğüm sürüsüyle insanla birlikte samimiyet kuramayacak kadar şahsıma münhasırdım. İyi de neden? Beni insanlardan uzaklaştıran bunca etken varken neden Vural'la evlenme çabası içerisine giriyordum?

Korkuyordum.

Yalnız kalmaktan değil. Yalnızlık, alışık olduğum bir gerçekti. Ağladığımda dizlerime sarılmaya alışmıştım. Sessizce ağlamayı da iyi bilirdim. İçime ağlamayı da öğrenmiştim. Sorunum yalnızlık değildi. Vural'ın siniriydi. Benden alacağı intikamın üzerimde bırakacağı etkileriydi.

Acımasızlığı, vücudunda hüküm sürerken bende bırakacaklarını tahmin bile edemiyordum. Hamile olduğuma inanmışken beni ve hiçbir şeyden haberi olmayan Tom'un başını yakacağını biliyordum. Gözü kararmıştı ve Vural'dan nedense ilk defa bu denli korkar olmuştum.

Keşke intikam almasaydım dediğim bir evrede olabilirdim ama geçmişin getirdiklerinin yüzüme attığı tokatlardan nasibimi alalı çok olmuştu. Şimdi bunları düşünerek efkâra bağlanamayacak kadar da olanların farkındaydım. Madem bir intikam olayına sürüklenmiştim o zaman layıkıyla yapacaktım.

Vural beni istemiyordu. Eskiden olsa bunu düşündüğü için kınalar yakabilirdim ama şimdi işler daha da ters tepebilirdi. Bu yüzden onunla evlenmek istiyordum. Sadece Vural'dan değildi bu intikamım. Ailesinden de alacaktım. En büyük amacım da tam olarak buydu.

Vural'la resmi bir şekilde evlenmiştik. Onu depodan çıkarmış ve yıkanması için odada zaman tanımıştım. İşini hallettiğinde tıpkı eskisi gibi bir hâlde olması şöyle dursun, öfkesi sanki onu daha da korkutucu bir insan yapmıştı.

Onunla birlikte uçağa binip Antalya'ya geldiğimizde ise işler daha da karmaşık bir hâl almaya başlamıştı çünkü bizi havaalanının girişinde bekleyen gazetecilerle birlikte şehre girdiğimizin haberini yapmaya çok hevesli gibi duruyorlardı.

Bizi bekleyen vito'ya bindiğimizde Vural karşıma oturmuş ve telefonuyla uğraşmaya başlamıştı. Bu sahne bana çok tanıdık geliyordu. Âdeta dejavu olmuştum ama sanki. Daha farklıydı. Bu sefer yanımda olmak istemeyen taraf oydu.

Tanrı'm! Benden nefret ediyordu.

Evin yoluna girdiğimizi fark ettiğimde ise içimde garip bir gerginlik yer edinmeye başlamıştı. Bu eve her geri gelişimde içimde oluşan korku ve isteksizlik sanki beni karşılıyordu ama şimdi kendi ayaklarımla buraya geliyor oluşumun verdiği gafletle sınanıyordum.

Deliler Ağlamaz KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin