❦ SERSERİ ADAMLAR APTAL KIZLARI SEVMEZ /BÖLÜM ●23●

49.2K 2.5K 515
                                    

Hellö 💦

Anlam veremediğim birçok sorum vardı aslında insanlara. Konduramadığım birçok cevap ve kondurabildiğim birçok yanlış... Onlara baktığımda, görmek istemediklerimin ardında saklanmak, gözlerimi kapatmak sanki ebedi görevimdi. O, karşımda oturmuş, yıllardır ondan duymayı beklediğim cevabı ellerimin arasına verirken gözlerinin içerisindeki parıldamayla gözlerimi alabiliyor. Nefesim boğazımda kesilmiş kalmış, sanki o an, duygularımla ruhum bir bağ kuruyor ve ben başka bir şekilde yaşamaya göz dikiyorum.

Sevdiğim adam, boşa çıktığını düşündüğüm ilanı aşkımdan sonrasında aslında hiçbir şeyin benim düşündüğüm gibi bir şey olmadığını söyleyerek karşımda oturuyor.

Ruhum, bir bezin söndürülerek sıkılması gibi sıkılıyor. Kahretsin, akılalmaz bir dünya içerisinde hapis bırakılmış gibi hissediyordum. Son sözleriyle, bileklerimdeki kelepçeyi çözüyor ama o an, hapishanede, binlerce insanın bulunduğu bir koğuşta değil de artık bir kodeste gibiyim. Işık yok. Su yok. İnsana dair hiçbir şey yok. Sadece ben ve suçlarım...

Derin bir nefes alıyorum bir şeyler söylemek için ama hayır, tek kelime edemiyorum. Oysaki ben bu zamanı yıllardır iple çekip türlü türlü hayallerini kurmuyor muydum? Tam ondan ümidimi kestiğim o vakitte, nasıl oluyordu da hayallerimi gerçekleştirerek beni bir dünya içerisine hapsedebiliyordu?

"Bir şey söylemeyecek misin?"

Ne söylemeliydim? İşte ben de şu an tam olarak bunu bilmiyordum. Oysaki defalarca provasını yaptığım bu sahneye karşılık söyleyecek türlü cevaplarım yok muydu? O zaman neden bulduğum bütün cevapların şu an söyleyecek doğru sözler olmadığına inanıyordum?

Hayır hayır. Aslında, her şey düşündüğümden çok daha farklı. Peki neden farklı?

Ona bakıyorum öylece. O kestanerengi gözlerindeki parıldamanın altında benim gözlerimin nasıl ışıldadığını düşünüyorum. Beklediğim kadar mutlu olmuş muydum? Aslında, beklediğimin aksine, beklemediğim zamanda gelen bu itirafla neden tatmin olamadığımı hissediyordum? Neden artık bütün çabalarımın sonucunda şen şakrak olamıyordum?

Çünkü artık o eski Ayza değildim. Onun karşısında oturan kadın, artık saf duygularıyla gözleri kör olmuş bir aşık değil. Hayır hayır, ona karşı duyguları olan ama büyük yara almış bir kadınım. O an beni de böyle kötü hissettiren bu ya. Başımda onca derdim varken, uğrunda hayatımı verdiğim adamın itirafı artık eskisi kadar büyük bir önem taşımıyor sanki. Bir umut, bir kurtuluş sunmuyor.

Vural gibi bir bataklık içerisinde boğazıma kadar batmışken şimdi durup nasıl onun duygularına karşılık verebilirdim ki?

"Ne söylememi bekliyorsun?"

Boğazımı temizleyip söylediğim sözlerin ardından ne düşündüğünü merak edercesine baktım gözlerine. Artık orada cevap bekleyen, umutlarla dolu olan taraf değildim. Yavuz'la masada sanki yer değiştirmiştik ve ben, tıpkı onun gibi sözleşme yüzünden onu reddetmek üzereydim. Çünkü bulunduğumuz bu durum, trajikomik bir romandan alıntıymışçasına ironik.

Tanrım! Hayır. Denemek istiyorum. Hayalini kurduğum o dünyayı hâlâ elimde olmadan merak ediyorum. Birlikte olursak, biz olursak ne olurdu? Oysaki ikimiz de farklı insanlarla evli iki yabancı olmamış mıydık birbirimize?

"Sen evlisin."

Bu, onu rencide etmek için kurduğum bir cümle değildi. Kendimi ikna etmeye çalışıyordum. O an, alabora olmuş gemimde, kamaraya binebilecek yanı arayan çaresiz bir denizci gibiydim.

Deliler Ağlamaz KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin