49. BÖLÜM: KÜL

3 1 0
                                    

25 Ocak 2024

Lonely Girl, Avi Avital

Oy ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin, keyifli okumalar. 💃

 💃

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🎲

532 Gün Önce

Eflâl Hancıoğlu, Ağzından

Göğsüme çarpan kalbimin ritmini hissedebiliyordum. Burnumdan alıp verdiğim nefes, sanki bütün vücudumda dolaşmış kadar yorgundu. Tamı tamına dört saniye süren aradaki boşluk, zihnim ile ruhum arasında gel git yapan düşünceler ile eş değerdi.

O benliğe savrulduğumda başımın altındaki yastıktan yükselen koku burnuma ulaştı. Gözlerim kendiliğinden aralanırken iki elim önümde öylece yatıyordum. Karşımda yatan küçük benliğim biraz sonra, belki de son gününü geçireceği ablasını bekliyordu. Bakışları benim olduğum yatağa çevrilirken nefesimi tuttum. Beni görmeyeceğini biliyordum ama bu, masumiyetimin son kırıntıları olacaktı.

Kapı aralandığı sırada bakışlarım küçük benliğimde takılı kaldı. O gün ablamın her sabah geldiği gibi bugün daha da heyecanlı olarak geleceğini biliyordum. Beni şaşırtmayarak gözlerini kapattı ve ona uyuyormuş rolü yaptı. Gözlerim ağırca ölmeden önce son gördüğüm yüze kayarken alt dudağımın titremesine engel olamadım.

Sanrı.

Geçmişin geleceğe en büyük ihanetiydi.

Ablamın dudaklarındaki sinsi ama sevecen tebessüm, uyanık olduğumun farkındaydı, her zaman ve ikimizde. Ona rağmen, hiç usanmadan yanağımdan öpüp kahvaltı için uyanmamı beklerdi. Her gün yanaklarıma kondurduğu sayısız öpücük bana, o günden sonra ablasız olmanın ne demek olduğunun bir öğreticisiymiş.

Sanrıdaki ablam küçük benliğimin yanına doğru ilerlerken başımın altındaki yastığa sarıldım, gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Ciğerlerime dolan nefesi istemeyerek geri verirken göz kapaklarımın aralanmasına izin verdim.

İşte o an sanrı, geleceğe karıştı.

Uzandığım koltuğun hemen karşısında; ablam olduğunu iddia eden, yıllar önce annemin bizi gezmeye götürdüğü sırada aynı saatleri alıp kendimize göre bir söz vermemiz bana, şu an hayatımda anlam veremediğim şeylerin algısına kapılmama neden oluyordu. Yattığım koltukta doğrulurken bakışlarım sürekli olarak gözlerinde ve kolyesinin ucundaki saate gezinirken odadaki suskunluk, zihnimin dehşet derecede çıldırma evresine ulaşmak üzere olduğunu belirtiyordu.

"Biraz daha iyi misin?" diye sordu, Nalan. Kafamı iki yana salladığımda kaşları hafifçe yukarıya doğru kıvrıldı.

"Ağrı kesici ister misin?"

ANDROMEDAWhere stories live. Discover now