9. BÖLÜM: "MAHŞER"

250 337 122
                                    

7 Mart 2020

Thousands of Summer Twilights, Owsey

Oy ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin, keyifli okumalar 💃

Oy ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin, keyifli okumalar 💃

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🎲

Eflal Keskin, Ağzından

Zaman bir boşluğun içindeydi. Geçen her saniye o boşluğun içinde akıp gidiyordu. Var oluş ve yok oluşun simgesi olan yaşam ise geçmişin içine saklanmıştı. Zihnimin içindeki düşüncelerde kaybolduğum zaman o boşluğun içine karışıyordum. Geçmişim ile yüzleşmek için en derinlere iniyordum. Var oluş işte benim için o zaman yok oluş hikâyesini oluşturuyordu. Benim olduğum yer bilinmezliğin içiydi. Soru kalıplarım, bilinmezliğin içinde hapsolmuş bir şekilde cevaplarımı aramak için oradaydı.

"Eflal."

Ben o bilinmezliğin içinde cevaplarımı ararken, birinin sesi cevaplara karıştı. Zihnimdeki sorular birer birer varlığını yitirirken bakışlarım sesin sahibini buldu.

"Beni duyuyor musun?"

Donuk bakışlarım onun gözlerinde takılı kaldığında başını yana doğru çevirip dudaklarını kıpırdattı.

"Dışarıya çıkın."

Bakışlarım istemsizce ondan ayrılıp arkasındaki arkadaşlarına kaydığında hepsinin teker teker odadan ayrıldığını fark ettim. Odanın kapısı kapandığında Özgür'ün bedeni görüşümü kapattı. Mavi gözlerimi onun gözlerine çevirdiğimde gözlerindeki duyguya odaklandım. Elini kaldırıp yanağıma koyduğunda sıcak eli, soğumuş yanağımı ısıtmaya başlamıştı. Yanağımdaki elini ileri geri hareket ettirirken gözlerinde, daha önce sadece bir kişide gördüğüm duyguyu gördüm. Annemden sonra bana şefkat gösteren tek kişi Özgür olmuştu.

"Neyin var güzelim?"

Karnımda oluşan karıncalanmalar zihnimi karıştırıyordu. Zihnimin içindeki düşünceler varlığını yitirmiş olup beni sessizliğin içine atıyordu. Sessizlik bilinmeyen bir andı ve biz o anın içinde yaşayan geçmişin kuklasıydık. Kafamı iki yana sallayıp derin bir nefes aldığımda dudaklarımı araladım.

"Bilmiyorum."

Özgür verdiğim cevapla elini yanağımdan çekip elimi tuttu. Bakışlarım istemsizce elimin üzerindeki eline kayarken başparmağıyla damarımın izini okşamaya başladı. Geçmişin kanı o damardan geçiyordu. Geçmişi iyileştirmesi mümkündü fakat geçmiş, onunla yüzleşenler için kolaylık sağlardı. Ben ise geçmişten kaçan taraftım.

İçimde, damarlarımda dolaşan geçmişin zehri iyileşmeme izin vermedi. İstemsizce elimi Özgür'ün elinin altından çektiğimde bakışlarımı Özgür'ün kehribar gözlerine çevirdim. Karşımdaki adam geçmişin en büyük savaşçısıydı. O geçmişle yüzleşen kişiydi ve onun benim geçmişimle yüzleşmeme izin vermeyeceğini tüm ruhuma kazımıştı. Gördüm her rüya, düşündüğüm her olay benim ruhuma işlenmiş geçmişin kara lekesiydi.

ANDROMEDAWhere stories live. Discover now