6. BÖLÜM: "HERA"

299 343 230
                                    

17 Ocak 2021

These Final Words, Fractured Light Music

Oy ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin, keyifli okumalar 💃🏻

Oy ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin, keyifli okumalar 💃🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎲

Eflal Keskin, Ağzından

Zaman üzerimize akıyordu. Gürültülü sesi dikkatimizi dağıtarak düşünmemizi engelliyordu. Kafamı iki yana sallayarak zihnimdeki sesten kurtulmaya çalıştım fakat sürekli tekrar ediyordu.

Zeus'un zaafı, Hera.

Bakışlarımı karşımdaki adamın gözlerine diktiğimde kaşlarımı derince çattım. Zaman, sanki bizi bir kum saatinin içine hapsedip üzerimize kum tanelerini savuruyordu. İkimizde bir savaşın içine girmiştik ve bu savaşın galibi kimin olacağı meçhuldü.

"Artık oyunu başlatalım."

Dudaklarımın arasından dökülen cümle, mekana yayılan sessizliği bozmuştu. Bakışlarımı Oğuzhan'a çevirdiğimde gözlerini benden çekip garsona baktı. Garson, elindeki zarlarla masaya yaklaşıp tam ortaya bıraktı. Mavi ve kırmızı zar birbirinden ayrı yerlerde dönmeye başladıklarında gözlerimi kapatıp açtım. Zarlar durduğunda oluşan görselle başımı yere eğdim.

"İki el ve bir ceza. Oyunun galibi Hera."

Bakışlarımı karşımdaki adama diktiğimde ellerimi çenemin altında bağladım. Sağ dudağımın kenarı sinsice yukarıya tırmandığında karşımdaki adam ayağa kalkıp mekanın çıkışına doğru ilerledi. Çenemin altında bağladığım ellerimi masanın üzerine koyup ayağa kalktım. Alpay Hancıoğlu'na bakıp elimle karşımdaki sandalyeyi gösterdim.

"Var mısın?"

Alpay, kehribar gözlerini kısıp karşımdaki sandalyeye oturdu. Garson masanın üzerindeki zarları alıp avuçlarının içinde döndürüp yeniden masanın ortasına bıraktı. Zarlar hızla dönüp durduklarında bakışlarımı Alpay'a çevirdim. Tek kaşım yukarıya tırmandığında garson önümüze iki tane kağıt bıraktı.

"Oyun ücretlerinizi lütfen buraya yazın."

Kalemi elime alıp aklımdaki rakamı kağıda kazıdığımda arkamda fısıltılar oluşmaya başladı.

"Sessiz."

Oğuzhan'ın sesi tüm fısıltıları yok ettiğinde kalemi kenara bırakıp kağıdı garsona uzattım. Garson ikimizin de kağıdını alıp bakışlarını üzerimizde gezdirdi.

"Aidoneus'un yalnızca mavi zarı atma hakkı bulunmaktadır. Eğer iki haricinde bir sayı gelirse sıra Hera'ya geçer. Hera, iki zarı da altı noktayla bitirirse oyun Hera'nın olur."

Garson cümlelerini sıraladıktan sonra mavi zarı eline alıp masaya attı. Mavi zar dönerek durduğunda gelen üç noktayla derin bir nefes aldım. Alpay, elini masaya vurduğunda dudaklarımda hırçın bir gülümseme oluştu. Damarlarımda akan kan bir zehirle dolmuştu ve o zehir şu an beni ayakta tutan belki de tek etkendi. Garson masadaki iki zarı alıp masaya attığında ellerimi çenemin altında birleştirip zarları izledim. Mavi zar altı noktayla dururken kırmızı zarda altı tane noktayla durmuştu. Ellerimi çenemin altından çekip arkama yaslandığımda biri omuzlarımdan tutup sarstı. Gülerek arkama baktığımda Oğuzhan'ın arkadaşı olduğunu fark ettim.

ANDROMEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin