38. BÖLÜM: "GİRİFT"

145 311 0
                                    

20 Ağustos 2022

The Streets of Belgrade – Infinity Ripple

Oy ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin, keyifli okumalar. 💃

Girift: İç içe girmiş, karmaşık, birbirine dolanmış, çapraşık anlamına gelir.

Girift: İç içe girmiş, karmaşık, birbirine dolanmış, çapraşık anlamına gelir

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

🎲

546 Gün Önce

Ruhun ve aklın arasında derin bir uçurum vardır. Mantık ve vicdanın birbirine olan saygısızlığına eşittir. İnsan yaşadığı ve yaşayacağı her anda bu iki seçenek arasında kalır. Ruhun vicdan, aklın ise mantıkla birleştiğinin farkındadır. İşte o an bir bilinmezlik ortaya çıkar.

Geçmiş, bir ömrün yarısından ibarettir.

Sağ elimde, avucumun tam ortasında kendine yer edinmiş kırmızı zarın geleceğimi mahvetmesine izin vermiştim. Geleceği kendim yeniden inşa edebilirdim ama geçmişimi bir daha geri alamazdım. Onunla yüzleşmem gereken konularım vardı. Ne zaman geçmişteki hatalarımı düzeltebilirsem işte o zaman geleceğe yönelip tercihler yapabilirdim.

"Eflal."

Özgür'ün sesiyle kapıldığım düşüncelerden sıyrıldım ve gözlerine baktım. Gözlerinde gördüğüm merak, sanki doğru noktayı bulduğumu belirtiyor gibiydi.

"Annen bir saat sonra nakil edilecek. Onunla biraz vakit geçir, ardından mekâna geçeriz."

Kafamı belli belirsiz salladım ve sırtımı ona döndüm. Yavaş adımlarla içeriye geçip ezbere bildiğim hastane odasına ilerledim. Kapının önünde durduğumda gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Avucumda izini bırakmış zarı cebime koyup gözlerimi araladım. Kapıyı açıp içeriye girdiğimde annemin eşyalarının hazır olduğunu gördüm. Annemin bakışları bana doğru çevrilirken dudaklarıma buruk bir tebessüm yerleştirdim.

Zihnimin en ücra köşelerinde bir kadının cılız sesi yankılanırken bakışlarım annemin gözlerine takılı kalmıştı. Ağır adımlarla yanına yaklaştım ve buruk tebessümü sıcak bir gülümsemeye çevirdim.

"Nasılsın anne?"

Bakışlarını bir saniyeliğine benden çekti ve hazırlanmış eşyalarına baktı. Yeniden bana baktığında sol omzunu silkti.

"Yalnız."

Annemin dudakları arasından dökülen yalnızca bir sözcük, yüreğimin en derinliklerinde bir ağırlık oluşturmuştu. O öyle bir ağırlıktı ki sahip olduğu kuvvetin omuzlarıma yansıdığını hissetmiştim. Yere çivilenmiş ayaklarımı güçlükle hareket ettirdim ve yatağa doğru yaklaştım. Yatağın hemen kenarına oturduğumda derin bir nefes aldım.

Bizi içine çeken sessizliğin katili ben oldum.

"Sen yalnız değilsin."

Annemin mavi gözleri dolmuştu.

ANDROMEDAOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz