Beomgyu yutkunduğunda Yeonjun başını eğerek geri çekildi.
"Gitme" demişti Yeonjun kısık sesiyle.
•••
Not: Bu bölüm yazarın anlatımından olucaktır!
Not: Öncelikle tarihleri alalım -->
"Daniel... hücrede onu duyan insanlar.. onun 'size, hepinize çektirdiğim acılar için özür dilerim. Böyle biri olduğum için özür dilerim' diye bağırırken duymuşlar.." dedi Yeonjun Beomgyu'ya bakmadan.
"Özellikle.. senin adını söylemiş Beomgyu.. İkimizin adını bağırırken özür dilemiş.." dedikten sonra sevgilisine döndü Yeonjun.
"Onu.. teslim etmeseydim, düzelir miydi? Mutlu olur muyduk tekrardan?" dedi sonuna doğru kısılan sesiyle.
Beomgyu Yeonjun'a baktı. Omuz silkti.
"Kim bilir? Belki düzelirdi.. belki de düzelmezdi... bunu kim bilebilirdi Yeonjun? nerden bilecektin ki?"
Beomgyu Yeonjun'un kendini suçladığını anladığında üzülmüştü.
"Senin suçun değil.. sen bilemezdin.. sen doğrusunu yaptın. O hatalıydı.. aylar önce de söylediğim gibi.. Günün birinde, her şey dünde kalacak..."
Yeonjun güldü.
"Çok isterdim.. iyi biri olmasını.. Ama şimdi.. onu iyi biriydi diye anamayacağım bile. Çok çalıştım.. onu iyi biri yapmak için. İnsanları kırmaması için uğraştım. Çok şans verdim.. Ama.. Babam ve annem gittikten sonra.. Ona ben göz kulak olmalıydım.. onu ben eğitmeliydim... Yoksa sonu olmayan dipsiz bir kuyuya çekiliyorduk.. Bu yüzden savaştım.. onu iyi biri olması için eğitmeye çalıştım.. başaramadım.. Sorun değil.. üstüne titrediğim her şeyi yitirmeyi öğrendim çoktan.."
Beomgyu başını Yeonjun'un omzuna koydu.
"Sen çok iyi birisin.. sen çok güçlüsün. En iyisisin. Kendini suçlama. En küçük bir hatan varsa şu an... tam karşında kalbim dursun Yeonjun"
Yeonjun Beomgyu'ya başını çevirdiğinde kaşlarını çattı. Bu cümle hoşuna gitmeli miydi?
"Sorun değil Yeonjun.. endişelenme.. hatalı değilsin" dedi Beomgyu gülümseyerek.
Yeonjun yutkundu ve gök yüzüne kaldırdı başını.
"Biz... o gün.. ilk burda karşılaşmamıştık Beomgyu" dedi Yeonjun dudağını büzerken.
"Ne?" dedi Beomgyu anlamsız bakışlarını Yeonjun'a gönderirken.
"Sen burda bana o kelimeleri, cümleleri söyleyerek teselli ederken ilk karşılaşmamız değildi.."
Beomgyu kaşlarını çattığında Yeonjun onun yüzüne bakmadan başını eğdi.
"Ben... Daniel... babamı öldürdüğünde... ona yardım ediyordum.. cesedini... senin evinin ordaki dereye taşıyordum.." Beomgyu Yeonjun'un bu cümlelerine karşılık gözlerini irice açmıştı.
Hatırlamıştı.
"Sen... sen oydun.." dedi şaşkınca.
Yeonjun başını salladı.
"Ben.. o zaman kardeşimin babamı öldürdüğünü kendi gözlerimle gördüm.. birşey yapamadım.. öylece izledim.." boğazındaki yumruyu zar zor yuttuktan sonra devam etti.
"Benim büyük bir hatam vardı Beomgyu... Ben ona o gece yardımcı oldum.. Babamın cesedinden kurtulmasına yardım ettim.."
Yeonjun bunları söylerken gözleri dolmuştu. Gözlerinden yaşların firar etmemesi için sıkıca yumdu gözlerini. Derince bir nefes verdi ağzından. Kalbinin acıdığını tüm bedeniyle hissediyordu. "Hatalıydım.. çok" dedi kısık sesle.
Beomgyu Yeonjun'un sırtını sıvazladı.
"Hyung.. böyle düşünmemelisin.. kim olsa kardeşini korumak istemez mi?.. bende olsam... bende yapardım" dedi Beomgyu onu teselli etmek istercesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Same Faces, Two Different Souls | Yeongyu
Hayran Kurgu"Günün birinde, Herşey dünde kalacak..." ~Yeongyu bxb !Yan ship: Sookai! Sürekli bara giden Choi Yeonjun adında bir genç yaşadığı zorluklar yüzünden ölesiye içerken Choi Beomgyu adında bir barmen olan genç adam tarafından ilgi görür. O günden sonra...
