•dürüstlük kimde? -10•

87 8 14
                                        

Kaşlarını kaldırmış ve dudağını büzmüştü.
"Anlamadım?"

Ellerimi tezgaha koyarak ona doğru eğildim.
"Choi Daniel... adın bu"

"Bekle.. sen.." diyerek ciddileşmişti.
"Beni neden kandırdın?" diyerek geri çekildim ve kollarımı birbirine bağladım.

"Bak.. bunu nerden duydun bilmiyorum ama.. sanırım bir yanlış anlaşılma olmuş" dedi afallayarak gülerken.

"Hayır.. bir yanlış anlaşılma olmadı... bana bunu ikizin bizzat geldi ve söyledi"

Dudakları aralanmış bir şekilde diyecek bir şeyler ararken gözlerini indirdi ve doğru cevap bulmaya çalıştı.

"Ah.. ö-öyle mi?.. çoktan yakalandık desene" dediğinde tek kaşımı kaldırarak başımı sola eğdim.
"Beni kandırmaya devam etmeyi mi planlıyordun?.. seninle o kadar yakınlaşmışken?" dediğimde dudağını ısırdı ve gülümseyerek başını iki yana salladı.

"Hayır tabii ki. Söyleyecektim.. ama işler öyle karıştı ki.." bu dediğine dudağımı büzerek sessiz kalmıştım.

"Yani.. sana bunu söylersem benden nefret edebilirsin diye düşündüm.."
"Neden nefret edeyim? böyle daha mı iyi oldu?" dediğimde gözlerini kapattı. Sabır dilercesine derin bir nefes aldı.

"Korktum.." dedi başını indirerek.
"Bak.. bana o gün.. son görüştüğümüz gün gitmeden önce kurduğun cümle.. sana her şeyi açıklamama engel oldu.. sen dedin.. bu kadar yakınlaşmışken... sana bunu söylersem.. benden uzak duracağını düşündüm" dediğinde arkamdaki sandalyeye oturdum.

O kadar ciddi görünüyordu ki üzülmüştüm.
"Çünkü.. ah şimdi diyeceksin.. öyleyse o günden önce.. ilk tanıştığımızda diyebilirdin diye. Ama o zamanlar kafam çok karışıktı.. bir sürü şey yaşadım.. hayatımı değiştiren şeyler oldu.. sana çoktan Yeonjun olduğumu söylediğimde her şey geçti. Her şeyi açıklamak için ise doğru zamanı bulamadım.."

Evet dediklerinde haklıydı. Zor günler yaşadığı hakkında. Yeonjun fazla depresif görünüyordu. Ne yaşadıysalar bu ikisine de ters psikoloji yapmış olabilirdi. Bu bariz bir şekilde belliydi fakat başından yalan söylemesine gerek yoktu.

"Kısacası.. özür dilerim Beomgyu.. pişmanım... sana başından Daniel olduğumu söyleseydim belki de.. her şey değişik olabilirdi" dedi dudağının tek kenarı yukarı doğru kıvrılırken. Gözlerinde alaycı, çapkın bir bakış oluşmuştu.

"Pekâlâ, bir daha olmasın öyleyse.." diyerek ayağa kalktım ve gelmek üzere olan müşteri için kasaya geçtim.

"Bekle! İkizim.. Yeonjun. Sana benim hakkımda başka bir şey söyledi mi?" dediğinde kaşlarımı çattım. "Ne gibi?" dediğimdeyse "Bak bir şeyler dediyse.. aramızı bozmaya çalışıyor olmalı.. o hayatı ciddiye almayan, herkesle oynamaktan zevk alan biri" dediğinde dona kalmıştım. Bunların bir benzerini Yeonjun'dan da duymuştum.

Daniel bunları söylerken aşırı rahat davranıyordu fakat o gece Yeonjun tam tersi gergin, korkmuş görünüyordu. Telaşlı ve korumacıydı. Daniel'ın bu rahatlığı karşısında ne diyeceğimi bilememiştim. Yeonjun ve Daniel.. ikizler.. ikisi de bana birbirini kötülüyor ve ikisi de birbirini bana karşı koruyordu..

İyi olan hangisiydi? Hangisine güvenmeliydim?

"Bakar mısınız?" müşterinin sesiyle Daniel'a "anlamıyorum.. sonra konuşalım" demiş ve onu yalnız bırakmıştım.

"Bak Beomgyu.. artık ciddi bir konuşmanın zamanı geldi bence. Bu birkaç haftadır belki de aydır.. negatif bir enerji hissediyoruz.. Seni bir şeyin üzdüğünü.. her gün seni bir düşüncenin yakaladığının farkındayız. Biz senin en yakın arkadaşlarınız Beomgyu.. Bize artık gerçeği söylesen mi?" diyen Taehyun'a karşılık Kai konuştu.

Two Same Faces, Two Different Souls | YeongyuWhere stories live. Discover now