•bilinmeyen hisler -14•

60 7 1
                                        

Sonrasında ise birkaç boğuk ses ve sarsılmıştım. Yerden yükselmiş ve bilincim kapanmıştı.
"Beomgyu-ah!!"

__________

Gözlerimi araladığımda midemde hafif ama acıtan bir ağrı hissetmiştim.
Yutkunmaya çalıştığımda ise boğazımın kuru olduğunu fark etmiş ve yüzümü buruşturmuştum.

Başımı çevirip etrafa baktığımda hiç tanıdık olmayan bir odada olduğumu fark etmiştim.
Evet tanıdık gelmiyordu ama yabancı da gelmiyordu sanki.

Kendi odam olmadığı açıktı.
Başımı diğer tarafa çevirdiğimde yanımdaki koltukta uyuyan Yeonjun'u gördüğümde gözlerim irice açılmıştı.

Doğrulmaya çalıştığımda ise midemdeki ağrı bir anda artmış ve keskin bir acı hissetmiştim.
Bu acı sayesinde kısık bir şekilde çığlık atmış bulunsam da acıyan yerimi tutarak yatağa kendimi bırakmıştım.

Çığlığım sayesinde olmuş olacak ki Yeonjun yerinde sıçrayarak gözlerini aralamıştı.

"Ah.. uyanmışsın" diyerek boğazını temizlemiş ve yerinden kalkmıştı.
Yanıma yaklaştığında elimle tuttuğum yeri göstererek bir soru sordu.

"Çok acıyor mu?"

Bu sorduğu soruyu görmezden gelerek ben bir soru sordum.
"Neden buradayız? ve... bana ne oldu?"

"Neden mi buradayız?" kısık sesle kaşlarını kaldırarak tekrarladığı bu sorunun ardından gözlerini etrafta dolaştırarak dudağını ısırdı.

"öncelikle.. midene bir bıçak girdi.. aynı zamanda yüzüne bir yumruk yedin.. neden burada olduğumuza gelirsek.. keyfim ve kahyası" demiş ve kollarını birbirine bağlamıştı.

Elimin olduğu yere bir bakış attığımda sertçe yutkundum ve kaşlarımı çattım.
"N-neden peki?"

O ise kaşlarını kaldırdığında devam ettim.
"Neden bıçaklandım?"

"anladığım kadarıyla... yanında bir kız vardı.. kızın sevgilisi sizi görüp sinirlenmiş... peki.. sana bir soru soracağım.. o kız kimdi? ve o kızla ne yapıyordun da sevgilisi böylesine öfkelendi?!" bunu söylerken yüzünde yine hiçbir mimik yoktu. Fakat bu sefer gözleri farklı bakıyordu. Sinirli, meraklı aynı zamanda korkak.. vereceğim cevaptan korkar gibiydi.

"b....ben.. hatırlamıyorum" dediğimde dudağını ıslatarak elini saçlarına geçirdi.

Ardından tekrar bana döndü.
"Hatırlamaya çalış o zaman... adam... neden kızmış olabilir Beomgyu?!"

Boğazımın ağrısıyla gözlerimi yumarak zorla yutkundum ve başımı arkaya doğru attım.

"Boş versene..." Pes etmişcesine derin bir nefes verdi ve sonradan karşımdaki masada olan sürahiden bardağa su koyup bana uzattı.

"Al iç" ona dönerek bardağı elime aldım. Doğrulmaya çalıştığımda ise Yeonjun beni geri yatırıp bardağı elimin üstünden tutmuş ve başımı tutarak içirmişti. Sıcak elleri ellerimle temas edince garip hissetmiştim.

"Yaran daha yeni... böyle yapmamalısın" sonuçta bana 'al iç' diyen sendin şimdi neyin atarını yapıyorsan?

Hem yaram yeni ve derinse neden hastane yerine buradaydım ki?

Bardağı sehpaya koyup geri çekildiğinde birkaç saniye beni izledi. Sonrasında ise sordu.
"Aç mısın?"

Ağzımda hissettiğim kan tadıyla iştahımın olmadığını fark etmiş ve başımı iki yana sallamıştım.
"Yine de bir şeyler yemelisin" bir şey derdim de.

Two Same Faces, Two Different Souls | Yeongyuحيث تعيش القصص. اكتشف الآن