Sonradan başı yavaşça omzuma düştü.
Ağır içki kokusu almıştım fakat o kadar alışkındım ki bu beni rahatsız etmemişti.
Ona gülümseyerek baktım sonradan başımı kaldırarak gökyüzündeki parlak aya.
+×+
"Ne! Bide onu evine mi bıraktın?"
Bunu diyen şaşkın Kai'ye karşılık omuz silktim.
"Napayım sızmıştı. Öylece ortada bırakıp gitsemiydim?"
Taehyun bu dediğime güldü.
"Sikerlerdi oğlum onu oracıkta. Yakışıklı çocuk sonuçta"
Kai ise yüzünü buruşturdu.
"Merak ettim"
"Her neyse geç kalıcam kalkıyorum ben artık" dedim sofradan kalkarak.
"Görüşürüz ve kolay gelsin" dedi Taehyun kalkmaya üşendiği her halinden belli olurken. Bu yüzden sadece el sallamıştı.
"Görüşürüz. Kai kolay gelsin sana da" dedim mutfaktan çıkarken.
"Sana da aynısından" diyerek arkamdan bağıran Kai'ye kendimce gülümseyerek ceketimi aldım ve evden çıktım.
Bu gün günlerden Pazartesi olduğu için fazlasıyla yoğun olacaktı. Geç saatlere kadar Taehyun ile çalışacaktık ve birlikte çıkacaktık. Benim için ne kadar haksızlık olsa da ;)
Bara vardığımda cebimden anahtarı çıkarıp kilidi açtım. Birkaç dakika sonra kapının önüne korumalar gelmişti. Gecenin bilmem kaçına kadar dışarı havasını görmeyen bu mekan bunaltıcı gelmişti içeri ayak bastığımda.
Sesin ve ışığın dışarıya vurmaması için kalın duvarlar döşenmiş ve cam yoktu. İçerisi ışıkları açana kadar karanlıktı. Atmosferi bunaltıcıydı.
Dışardaki barın adını gösteren tabelanın ışığını açtım. Ve birkaç saat sonra ise gelen bazı müşteriler için ışığı kapatıp renkli ışıkları açmak zorunda kalmıştım.
İçkileri hazırlamaya başladığımda müşterilerden biri barmen kısmında yani tam önümdeki masanın önündeki tabureye oturup yüzümü incelemeye başlamıştı. Ona kısa bakışlar atarak müşterilere içki hazırlarken bazı makinaların devrimlerini başlattım.
"Bana, sana baktığımda kafamı güzelleştirdiğin kadar etkili bir içki verir misin?" dediğinde gözlerimi onu gözleriyle buluşturdum.
Sonradan tek kaşımı kaldırarak "Ha?" diyerek genç adama yaklaştım.
"Anlamadım"
"Diyorum ki... kafamı güzelleştiren bir içki verir misin?"
Yutkundum ve hangi içkiyi verebileceğimi düşünmeye başladım.
"Üzgünüm ama.. tercihlerinizi bilemediğim için size nasıl bir şey verebileceğimi bilmiyorum" dediğimde gülerek başını eğdi.
"Çok naziksin"
Ne alakaydı şimdi?
"Demek ki tercihlerimi önemsiyorsun ne kadar tatlısın"
Onun bu cümlesine karşılık bende gülümsedim.
"Benim işim bu"
"Nasıl yani? Bunun sadece bana özel olmadığını yüzüme mi vuruyorsun?"
Kesinlikle kafayı yemiş olmalıydı. Daha kim olduğunu bile bilmezken sadece ona özel mi davranacaktım birde? Hah pembe gözlük dünyası.
"Her neyse... alacağınız içkinin adını söyler misiniz?"
dediğimde dudaklarını araladı ve gözlerin kaçırarak kelimeler bulmaya çalışıyormuş gibi yaptı.
"Aslında.. ben içki istemiyorum" dedi parmaklarını masaya vurarak.
kaşlarımı çattım. "Ne istiyorsunuz peki?"
"Seni" aniden gelen bu cevap karşısında afallasam da pek ciddiye almamaya çalışarak gülmüştüm.
"Komikmiş.. ne istiyorsunuz?"
bu dediğime karşılık 'hah' nidası çıkararak ciddileşti.
"Bak bebeğim.. aptal mısın yoksa aptal muamelesi mi yapıyorsun?"
Bu işin ciddiye bağlanacağını anladığımda geriye doğru çekildim ve arkadan bir içki şişesi alıp küçük bir bardağa koydum. Sonradan ona uzattım.
"İşte.. istediğiniz gibi kafanızı güzelleştirecek bir içki"
Fakat bunu dediğimde kısa bir şekilde bardağa baktı. Ardından etrafta göz gezdirip derin bir nefes aldı. Parmağıyla bardağı ittirdi.
"Demek açık konuşmamı istiyorsun.. Seni istiyorum... seni güzelce becer-" tam o sırada yanına siyah saçlı bir genç adam gelmiş ve onu hafifçe ittirmişti. Bana dönmediği için yüzünü göremiyordum.
"Hey! yan masadan seni çağırıyorlar. Gitsene!" sert bir ses tonuyla söylemişti bunu.
Dudaklarım aralık bir şekilde neler olduğunu sindirmeye çalışırken adam hala bana bakıyordu.
Fakat delici gözlerle.
"Umrumda değil" dedi adam yanındaki siyah saçlı gence fısıldayarak. Onun yüzüne bile bakmamıştı. Ancak siyah saçlı genç bu sefer emir verir gibi söylemişti.
"Git dedim!"
Adam bu sert sese karşılık siyah saçlı adama baktığında aniden bakışları donmuş buz gibi kesilmiş ve gerilmişti.
"Ahahah tabii ki gidiyorum" demiş ve gitmişti. O sırada siyah saçlı genç sonunda yüzünü bana döndüğünde onun yüzünün çok tanıdık olduğunu görmüştüm.
Hatta bu adam geçen ağlayarak barın arkasında içen adamdı. Ama saçları siyahtı ve daha enerjik duruyordu. Göz kırparak sırıtmış ve uzaklaşmıştı.
Birkaç saatin sonunda genç adam benden bir içki istemişti ve ben ise ona içkiyi götürdükten sonra kısa bir iltifat etme isteğinde bulunmuştum.
"Saçların... Siyah yakışmış" dedim gülümseyerek. O ise birkaç saniye suratıma öylece baktı. Bom boş. Anlamsız bir şekilde bakıyordu. Sonradan gülümsedi ve başını salladı.
"Ah teşekkürler"
Tepsiyi alarak yanından uzaklaştığım zaman derince bir nefes verdiğimde anlamıştım onun yanına gittiğimden beri nefesimi tuttuğumu.
Saat 6'ya yaklaştığında Taehyun gelmişti. Oda hazırlanıp direk işe koyulmuştu.
"Lan... Bu o çocuk değil mi?" dedi Taehyun kolumu dürterek.
Onun baktığı yere baktığında kimi kastettiğini anlamış ve gülümsemiştim.
"Saçları yakışmış öyle değil mi?"
Başını sallayarak dudağını büzdü.
"Bana da yakışır mı ki?" dedi sarı saçlarında elini gezdirirken.
"Senin saçının normal rengi koyu kahverengi değil mi zaten? yakışır tabi" dedim bende elimi havluya silerken.
"Demi... Boyatsam mı?"
"Sen bilirisin"
Tam o sırada gözümün takıldığı yerde boğazımda bir yumru oluşmuştu. İçimde.. derinlerde hayal kırıklığı gizlenmişti birden.
Öylece bakakalmıştım resmen. O siyah saçlı olan genç adam.. bir genç adamla öpüşerek yukarı odaların olduğu yere doğru çıkıyorlardı.
SELAM
Umarım hoşunuza gider.
Şu an normal gidiyo hala tam heyecanı vermiş değilim
Yani biraz daha sabır gerekiyo.
Bu bölümde kısa olmuş ama senaryo pek uzun olmadığı için
Eh senaryo gereği diyelim.
Sonraki bölümleri uzatabilirim belki.
Bundan önceki bölüm uzun ama merak etmeyin
Hep böyle olmayacak yani.
Hadi bai millet🙋🏽♀️🤗
~K.J
ESTÁS LEYENDO
Two Same Faces, Two Different Souls | Yeongyu
Fanfiction"Günün birinde, Herşey dünde kalacak..." ~Yeongyu bxb !Yan ship: Sookai! Sürekli bara giden Choi Yeonjun adında bir genç yaşadığı zorluklar yüzünden ölesiye içerken Choi Beomgyu adında bir barmen olan genç adam tarafından ilgi görür. O günden sonra...
