O sırada Beomgyu gözlerini ellerinden kaldırmış ve yüzüme bakmıştı.
Tam o sırada gözleri irice açılmıştı.
"Y-Yeonjun hyung?!"
-Choi Beomgyu'dan-
Onu arasam da -yanlışlıkla- yine de açmamıştı. Ayrıca o günden sonra bara hiç gelmemişti. Sokaklarda bile onu görmemiştim.
Acaba başına bir şey mi gelmişti?
Ve ya kötü bir şey yaşamış ve o günkü gibi bir yerlerde ağlıyor olabilir miydi?
İyi miydi?
Aklında ne gibi planlar vardı?
Bütün bu sorularla Taehyun'un sorusunu duymamıştım bile.
"Hey! Neden konuşmuyorsun?..."
"Beomgyu?!"
Başımı kaldırıp
"Efendim?" diyerek Taehyun'a baktığımda sorusunu tekrarladı.
"Neden konuşmuyorsun?"
"Birşey olmuş işte" dedi Kai kollarını bağlayarak. Sonradan devam etti.
"Ve bize söylemiyor"
Başımı iki yana sallayarak dudağımı büzdüm.
"Hayır.. Bir şey olmadı. Dalmışım"
Dediğimde Taehyun'da arkasına yaslandı.
"Bir şey olduğu için onu düşünerek daldın işte. Bizde onu soruyoruz. Ne oldu?"
"Söyleyecek misin artık? yoksa hayat arkadaşlarından saklamaya devam mı?"
İkisi de bu şekilde üstüme gelmeye başlayınca başımı tekrardan eğdim ve içkimden bir yudum aldım.
"Yok işte bir şey. Hem siz dediniz. Hayat arkadaşlarımdan bir şey saklar mıyım?"
Bunun üstüne ikisi de zorlamaktan vaz geçmişti. Biliyordum ki hâlâ bir sorun olduğunu düşünüyorlardı fakat pes etmişlerdi.
Bardağımın kenarıyla oynarken tekrardan dalmış birkaç dakika sonra iste masada konuşulan her şeyi tamamen duymamaya başlamıştım.
Bir şey olmasından korkuyordum.
Onca şeyden sonra.
Hep böyle miydi? Milleti kendine bağlayıp ortadan mı kayboluyordu?
Burada demek istediğim kesinlikle beni kendisine bağladığı değil bu arada ha!
Sadece insanlarla yatıp bir anda ilişkisini falan mı kesiyordu?
Gerçi her türlü bana ne değil mi? zaten bir daha olmayacak :>
En son sadece öpüşme olduğunda da böyle demiştim sanırım...
Yine de kimin umurunda?
Kesinlikle.. bir daha olmayacak :)
Tam o anda o gün olan her şey gözümün önünden geçmişti.
O inleyişleri kulaklarımı doldurmuştu.
O gün yaptığım şeyleri hatırladıkça kulaklarımın yandığını hissetmeye başlamıştım.
Başımı eğerek dudaklarımı birbirine bastırdım.
Tam o sırada karşımdaki boş olan sandalyenin çekildiğini ve yanıma da bir sandalye konulduğunu gördüm.
Yine de düşüncelerimden kendimi alamamıştım.
Cidden yeter ama artık.
Hangi cehennemdeydi?
İnsanların duygularıyla oynamayı seviyordu anlaşılan.
Burada da kesinlikle onun hakkında duygularım olduğunu söylemek istemiyorum ha!
İçkimden bir yudum daha aldığımda başımı kaldırmış ve karşımdaki sandalyede oturan Yeonjun Hyungu görmüştüm.
Gözlerim irice açılırken şaşkınca bir tepki vermiştim.
"Y-Yeonjun hyung?!"
Sanki gülümsemek istemiş ve küçük bir mimiğini oynatmış gibiydi ama bir yandan da yüzü gayet soğuktu. Gözlerime bakarak başını hafifçe eğmişti.
"Merhaba Beomgyu"
"Tanışıyorsunuz anlaşılan" dedi yanımdaki siyah saçlı uzun boylu şahıs.
Gözlerim Taehyun'un gözlerini bulduğunda onunda benden farksız olduğunu görmüştüm.
KAMU SEDANG MEMBACA
Two Same Faces, Two Different Souls | Yeongyu
Fiksi Penggemar"Günün birinde, Herşey dünde kalacak..." ~Yeongyu bxb !Yan ship: Sookai! Sürekli bara giden Choi Yeonjun adında bir genç yaşadığı zorluklar yüzünden ölesiye içerken Choi Beomgyu adında bir barmen olan genç adam tarafından ilgi görür. O günden sonra...
