•ihanet -16•

71 7 0
                                        

Telefonuna döndüğünde yüzüne vuran ışıkla onu istemeden de olsa incelemiştim.
Her şeyiyle o kadar kusursuz ve o kadar güzeldi ki.
Ona birkaç saniye daha bakarsam aşık olabilirdim.
Kim bilir? Belki de çoktan olmuştum.

Onu izlerken ne zaman mayıştığımı bile fark etmeden uyuya kalmıştım.


-Choi Yeonjun'dan-

Ona baktığımda uyuduğunu fark etmiştim.
Önüne gelen saçlarını yavaşça arkaya atmış ve onu uyandırmadan ona doğru dönmüştüm.
Telefonu kapattığımda beni tarafıma doğru düşmüş olan başı sayesinde karşı karşıyaydık.

Başını okşayarak saçlarını geriye doğru onu uyandırmadan taradığımda gülümsediğimi fark etmiştim. Neden bilmiyorum ama onunla olduğumda sürekli kendimi gülümserken buluyordum.

Sanırım ondan gerçekten de hoşlanıyor olmalıydım.
Bunu ona söylemiş olsam da hala kabullenemiyordum. Çünkü daha önceden kimseyi sevmemiştim.

Anlındaki bezi yavaşça almış ve sehpaya koymuştum.
Elimin soğukluğundan ateşini hissedemeyeceğimi düşünerek dudaklarımı anlına değdirdiğimde ateşinin düşmüş olduğunu fark etmiştim.

Geri çekildiğimde onu rahatsız etmemek için yavaşça kalkmış ve sonradan koltuğa geçmiştim.

Daniel aklıma geldiğinde hem öfkelenmiş hem de huzursuz hissetmiştim.
Onu düşünmemeye çalışarak gözlerimi kapattığımda bedenimi uykunun kollarına teslim etmiştim.

•••
-Choi Beomgyu'dan-

Yüzüme vuran güneş ışıklarıyla gözlerimi araladığımda ne yanımda ne de odada Yeonjun'u görmüştüm.

Fakat burnuma gelen yemek kokularıyla hala evde olduğunu anlamıştım.
Sehbanın üzerindeki telefonu aldığımda birçok arama görmüştüm.

Hepsi Taehyun ve Kai'den di.
İlk ismi yazana tıkladığımda telefonu kulağıma götürdüm.

"Alo? Çocuk sen sağır falan mısın? Kaç kere aradım haberin var mı?"

"Evet gördüm" dediğimde tekrar konuşmaya başlamıştı.
"Nasılsın? Yeonjun sana iyi bakıyor değil mi? Aslında başta bizim eve götürecektik seni ama hem Yeonjun izin vermedi hem de sen onun yanında daha iyi olursun diye" dediğinde derin bir iç çektim.

"Önemli olan iyi olmam değil mi? Eğer burda olduğumdan haberin varsa neden arıyorsun? Yeonjun'u arasana" dediğimde ise devam etti.

"Yeonjun'un telefon numarası Kai'de de bende de yok. Yani seni aramaktan başka çaremiz yoktu. Hadi sen sağırsın Yeonjun'da mı sağır ya? her neyse. İyi olup olmadığını öğrenmek için aradık açmayınca endişelendik. Bi telefon açmak bu kadar mı zor"
"Uzatma" fakat Taehyun bu dediğimi dikkate almayarak bir soru sordu.

"Yeonjun'u son gördüğümde rengi benzi atmıştı. Bir sorun mu var? sesi de kötüydü"
Hatırladığım anlarla dudağımı büzdüm.
"Biraz karışık. Sonra anlatırım" dediğimde onaylarcasına bir mırıltı gelmişti telefondan sonradan birkaç gürültü sonrası Taehyun'un sesi uzaktan geliyordu ve onun yerine Kai konuşmaya başladı.

"Hyung! Nasılsın? İyisin değil mi? Yeonjun ile mutlu musun?" ne halde olduğuma bir bak. Birde bunun takıldığı yere.

"İyiyim Kai iyiyim. Ve evet mutluyum. Umarım sizde iyisinizdir. Ben şimdi kapatıyorum beni merak etmeyin" dediğimde tekrar konuştu.

"Biz sizi rahatsız etmeyelim bence de. Dimi Taehyun? Öyleyse görüşürüz. Dikkat edin kendinize" gülümseyerek telefonu kapattım ve kenara koydum.

Two Same Faces, Two Different Souls | YeongyuWhere stories live. Discover now