ᥫ᭡ 28- Mut(suz)lu Yıllar!

90 13 2
                                    


2035

Odalarına sızan ve kendini belli eden soğuk havayla kalktı yataktan, ellerini yatağa yaslamışken başıyla etrafını süzüyor ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Gözlerindeki çapağı silip yanına bakmak istediğinde aniden ensesinde bir soğukluk hissetti, çok soğuktu bu. Bir el ensesinde geziniyor, saç tutamlarıyla oynuyordu. Başını sol tarafına döndüğünde kahverengi saçlı, keskin yüz hatlarına sahip bir adamın gözlerindeki merhameti kesmeden gülerek ona baktığını farketti. O da sonunda ayılmış ve uykulu çıkan sesiyle adama hitaben konuşmuştu.
"Ne zamandan beri uyanıksın?"
"Son otuz dakikadır."
Onun soru sorar haline karşı yatmakta olan adamın sesi fazla yumuşak ve net çıkıyordu.
"Niye kalkmadın?"
"Seni izledim."
"..?"
"Uyurken çok sevimli görünüyorsun Hanji."
O an hatırladı Jisung, uyuyor olsa bile kimliksiz parmakların onun saçlarında geziyor olduğunu hissetmişti; şimdi o ince parmakların kimliğini biçebiliyordu.

Kalkmak istediği sırada kahverengi saçlı adam ondan önce davranmış ve sertçe bedenini geri yatağa itmişti, Jisung sırtı yattığı yere çarpınca şaşkınlıkla bir çırpıda yanına gelen adama bakıyordu.
"Napıyorsun!"
"Çekinme."
Jisung bir şeyler demeye gevelese de Minho onu rahat bırakmıyor, sürekli sarılmaya çalışıyordu bedenine. En sonunda kurtulmaya çalışan Jisung'un bileğini örtüye sabitlemiş ve tam yüzünün karşısına gelmişti.
"Kalk lan üstümden."
"Hayatta olmaz."
Adamın gittikçe yüzüne yaklaştığını ve burunlarının birbirine değecek raddeye geldiğini farkettiğinde istemsizce kapatmıştı gözlerini.
Onun üzerindeki adamın ağzından ise sessiz bir kıkırtı çıkmıştı.

"İstemiyormuş gibi davranıyorsun ama dünden razısın katil."
Oğlanın kendisine sinsice gülmesine karşı gözlerini açıp kaşlarını çattı Jisung.
"Çok fırsatçısın psikolog."

"Neredeyse yakın zamanda bütün vücudun ağrırken aynı şeyi söylediğini hatırlamıyorum."
"Kes sesini Minho, senin yakın zaman dediğin bir kaç yıla dayanıyor."
Adamın bozulan ifadesine karşı Minho artık onu sinir etmeyi bırakmış ve bileğini bırakarak geri yatağa atmıştı kendini. Jisung kalkıp lavaboya gidecekken anında yerinde durmuş ve buz kesilmişti korkuyla, aklına yaşadığı çatışma geliyor ve bağırışlarının seslerini duyuyordu kulaklarında.
Minho bir sorun olduğunu anlamış olacak ki yerinden doğrulup endişe içine düşmüş ruh eşine bakarken Jisung aniden ona dönerek bakmıştı dolu gözleriyle. Minhoysa onun bu halini gördüğü vakit içinde büyüyen endişeyle yataktan kalkmış, bir çırpıda yanına ulaşmıştı adamın.

"Ne oldu?"
"Yu-jun.." Jisung'un sesi titriyor ve ellerini sabit tutamıyordu, artık gözlerindeki yaşlar da orada duramayıp bırakmışlardı kendilerini tombul yanakları üzerine. Minho endişesini kaybetmişti endişeden kavrulan adama karşı, dudaklarının kenarları yukarı doğru kıvrılırken titreyen elini tuttu Jisung'un.
"Beşikte."
Bir çırpıda öncekinden büyük olan beşiğe ulaşmış ve uyuyan çocuğa bakmıştı merakla, Minho ise derin bir nefes vererek arkasından ona yaklaşmış ve bir eliyle belini kavrayıp diğer elini boynuna götürmüştü başını omuzuna yaslarken.
"Jisung, Yu-jun artık bizimle ve bu sene 5 yaşına giriyor. Lütfen unut artık iki yıl öncesini."
"..."
"Tramvan için sana yardımcı olacağımı söylemiştim hatırlıyor musun? Her sabah Yu-jun'u kaybetme korkusuyla uyanıyorsun ve artık buna alıştım."

Ortamdaki tatsız havayı bozmak istercesine önüne dönmüştü Jisung'un ve gözümden akan iki damlacığı parmaklarıyla yok etti hızlıca.
"Katiller ağlamaz."
Yüzündeki alaycı tavır sonunda Jisung'u gülümsetmişti ve zafer kazanmış gibi daha da büyüttü gülüşünü. O sırada minik çocuk gözlerini açmış ve doğrulmuştu yerinde, tombul yanaklarıyla bakıyordu başında bekleyen ve birbirlerine dalmış olan iki yetişkine.
"Baba.."
İkisi de başını ona döndüğü gibi kucak ister gibi kollarını uzattı çocuk. Minho büyük bir titizlikle kollarını ona uzattı ve kavradı çocuğu, kucağındaki çocukla Jisung'a tekrar döndüğünde onun da artık mutlu olduğunu farketti.

缘分: YUÁNFÈN -Minsung (Mpreg)-Where stories live. Discover now