Gözlerime uzunca baktıktan sonra fısıldadı.
"Çok garip.."
Sonradan aniden doğruldu ve boğazını temizledi. "Burda yatıcaksın" dedi gözlerime bakmadan.
"Bir şartla" dediğimde yere baktı. Sonradan tekrar gözlerime.
"Ne şartı?"
"Yanımda yat.. benimle" dediğimde dudağını ısırmıştı.
Bu hareketi o kadar güzeldi ki. Resmen onu öpmemek için ilk defa kendimi zor tuttuğumu fark etmiştim.
"Olmaz mı?.." dediğimde başını salladı.
"Pekâlâ... olur"
Sanki konuyu değiştirmek istermiş gibiydi.
"Yaran hâlâ ağrıyo mu?" dediğinde aklıma Daniel gelmişti.
"Hayır.. sadece baskı olunca" demiş ve kalkmıştım.
Tişörtümün ucunu tutup gözlerime baktı.
"Bakmama izin verir misin?" dediğinde gülümseyerek başımı salladım.
Tişörtümü kaldırdığında nerdeyse iyileşmiş olan yaramı görmüştü.
Sonradan tişörtümü bırakıp dolaba ilerlemiş ve kutunun içinden kremi çıkarıp yaklaşmıştı.
Sonra yatağı açıp yastığı dikleştirmiş ve eliyle yatağa uzanmamı işaret etmişti. Yerleştiğimde yanıma oturmuştu.
Tişörtümü tekrar kaldırdığında dudaklarını araladı.
"Benim için tutar mısın?"
Ona yardımcı olmak için tuttuğumda elindeki kremi açmış ve parmağına biraz sıkıp yarama nazikçe sürmeye başlamıştı.
O bunu yaparken ben ise sadece onu izliyordum.
Canımı acıtmamak için o kadar yavaş ve nazik dokunuyordu ki ona hayran kalmıştım.
"Daniel... ileri gitmedi" dediğimde duraksamıştı. Başını yavaşça kaldırmış ve gözlerime bakmıştı.
Yutkunmuş ve dilini dudaklarında gezdirmişti.
Sonradan gözleri boynuma ilişmişti.
Nedenini bilmiyorum ama gözleri dolmuştu.
Ardından gözlerini kaçırarak başını sallamıştı.
Kremi bütün yarama güzelce yedirdiğinde kapatıp kaldırdı.
Sonradan ışığı kapattı ve yanıma uzandı. Üstümü örttü.
"Güzelce uyu" demişti fısıldayarak.
Onun güzel kokusu burnuma geldiğinde gülümsemiştim.
Gözlerim kapanırken saçlarımı okşuyordu.
∞
Sabah kalktığımda Yeonjun Hyung çoktan yemek hazırlamıştı. İkimizde oturup yedikten sonra hazırlanmış ve evden çıkmıştık.
Beni motoruyla bara bıraktıktan sonra şirkete gideceğini ama akşam beni tekrar almak için geleceğini söylemiş ve gitmişti.
Şu an ise bardan çıkmama 10 dakika kalmıştı. Bu gün Taehyun ile birlikte aynı saatte çıktığımız ve barın çok kalabalık olmadığı gündü.
İkimizde hazırlanmıştık. Taehyun masaları silerken ben ise içkilerin olduğu dolapları kitliyordum.
O an kapı açıldığında dolapların anahtarını kasaya koymuştum. Başımı kaldırıp kimin geldiğine baktığımda Yeonjun'u görmüştüm. Gülümseyerek yanına gittiğimde Taehyun konuşmuştu.
"Siz çıkıyor musunuz?"
İkimizde ona baktık. Birkaç saniye sessizlikten sonra Yeonjun konuştu.
"Daha değil"
Bu dediğini sindirmeye çalışırken Taehyun masaları sildiği bezi bar masasına atmıştı.
"Hadi çıkalım"
Birlikte çıktığımızda Kai ve Soobin'in bu tarafa geldiğini görmüştük.
Taehyun barı kitlemişti. O sırada yanımıza yaklaşan Soobin ile Kai'nin el ele olduklarını görünce Taehyun ile birbirimize bakmıştık.
"Selam" dediklerinde Taehyun direk sormuştu.
"Siz ne zaman sevgili oldunuz?"
Soobin Kai'ye bakarken Kai gülümsedi.
"Bu gün"
Yeonjun'un gözlerini üstümde hissediyordum.
"Beomgyu.. biz gidelim mi?" bunu diyen Yeonjun'a döndüğümde gülümseyerek başımı salladım.
"Size ne oluyor?" dedi Kai kaşlarını çatarak.
"Hiç" diyerek omuz silktiğimde Yeonjun bana kask uzatmıştı.
Bu an ile resmen deja vu yaşamıştım.
Kaskı alıp taktığımda Yeonjun'un ardından arkasına oturmuştum.
"Sıkı tutun Beomgyu.. düşeyim deme" dedi Soobin bize gülerek bakarken.
Yeonjun'un beline sarıldığımda motoru çalıştırmıştı.
Sonradan çocukların yanından ayrılmıştık.
"Eve gitmek istemiyorum"
"O zaman biraz dolaşalım" diyerek cevap verdi Yeonjun.
+×+
Han nehrini izlerken gülümsedim.
Yeonjun'a döndüğümde aşağılara bakakaldığını görmüştüm.
Düşünceli duruyordu.
"Hyung.. bir sorun mu var?" dediğimde bana bakmış ve başını iki yana sallamıştı.
"Hayır.. sadece.."
"Daniel'ı düşünüyordun?" dediğimde dudağını büzmüş ve onaylamıştı.
"O şu an... doğru yerde. Sen doğru yaptın. En iyisi buydu" dediğimde dudaklarını araladı.
"Yine de.. bunu nasıl yapabildi? Hiç mi olsun... bana benzemedi... duyguları... düşünceleri. Neden bu kadar vicdansız? Evet doğru yerde ama... aklım yine de onda kalıyor..." dedi.
Omzunu pat patladığım da doğruldu ve bana döndü. Boyumu aşıyordu.
"neyse... sonuçta yanımdasın, güvendesin.. Ve benimlesin... Bana yardım ettiğin için, yanımda olduğun için ve beni iyi hissettirdiğin için teşekkürler Beomgyu" Sadece gülümsedim.
O etrafa bakınırken ben onu izliyordum.
"Yeonjun" dedim söyleyeceğim teklife hazırlanırken.
Belki de benim teklif etmem en doğrusu olurdu. Çünkü daha fazla beklemek istemiyordum.
Bana döndü "Hm?"
Aniden heyecandan nefesim kesilirken boğazımı temizledim ve gözlerimi kaçırarak tam olarak söyleyeceğim şeyi düşündüm.
Onun gözlerine tekrardan baktığımda sordum.
"Benimle.. çıkar mısın?"
SELAM
İtiraf edin bunu Beomgyu'nun söyleyeceğini beklemiyodunuz dimi😉
Aynı şekilde Yeonjun'da😏
Bölüm normale göre uzun olmuş biraz
Hadi kalın sağlıcakla🫱
~K.J
ESTÁS LEYENDO
Two Same Faces, Two Different Souls | Yeongyu
Fanfiction"Günün birinde, Herşey dünde kalacak..." ~Yeongyu bxb !Yan ship: Sookai! Sürekli bara giden Choi Yeonjun adında bir genç yaşadığı zorluklar yüzünden ölesiye içerken Choi Beomgyu adında bir barmen olan genç adam tarafından ilgi görür. O günden sonra...
•teklif -20•
Comenzar desde el principio
