•••

Evinin önünde durduğumuzda bana döndü. Yol boyunca konuşmamıştık ve şimdi gözlerime bakmıştı.

"Benimle kal" dediğinde kaşlarımı kaldırmıştım.

"Bu gece benimle olmanı istiyorum" bu dediğine karşılık gözlerim irice açılırken o kapıyı anahtarla açmaya başlamıştı. Kapı açıldığında içeri girmiş ve bana dönmüştü.
"Gir hadi"

Az önce ne demek istediğini çözmeye çalışırken bu dediğini duymamıştım bile.
"bekle" dedim içeri girerken.

Kapıyı kapatıp bana döndü.
"Az önce ne demek istedin?" bu sorduğum soru çok aptalca gelmişti bana.

"Gir dedim.." dedi sadece.
"Hayır.. o değil" dediğimde kollarını birbirine bağladı ve tek kaşını kaldırdı.
"Ne demişim?"

"Ah.. 'bu gece'... 'benimle olmanı istiyorum' derken?" bu dediğimle kendimi daha da aptal hissetsem de Yeonjun'un sırıttığını görünce dudağımı büzmüştüm.

"Bilmem.." demiş ve ciddileşmişti.
"Sana rahat bir şeyler vereyim" demiş ve yukarı odasına doğru çıkmaya başlamıştı.
Arkasından geldiğimde bana birkaç parça vermişti.

Sonradan ben daha odasından çıkmadan üstündeki tişörtü çıkarmıştı.
Gözlerim istemsizce kaslarına kaydığında yutkunmuştum.

Sonradan boğazımı temizleyerek aniden odadan çıkmıştım. Kıpkırmızı olduğumu hissederken yüzümü ellerimle kapattığımda derin bir nefes verdim.

"Benim önümde yapmak zorunda mıydı?"

Sonradan lavaboya girip bende üstümü değiştirmiştim.
Rahat, siyah ve fazlasıyla bol olan kısa kollu bir tişört ve aynı şekilde bol, gevşek moda fakat belime uyan, siyah bir eşorfman vermişti.

Tuvaletten çıktığımda karşımda Yeonjun'u görmüştüm. Beni baştan aşağı süzmüştü.
"Biraz büyük oldu.. komik duruyo" dediğimde başını iki yana salladı ve söyledi.
"Tatlı"

Dudaklarımı ıslatırken başımı eğmiş ve Lavabonun ışığını kapatmıştım.
"Beomgyu" dediğinde başımı kaldırıp yüzüne baktım.

"Bunu sormadan rahat edemeyeceğimi düşünüyorum..." dediğinde sorması için beklentiyle kaşlarımı kaldırdım.

"... daha ileri gitti mi?" anlamadığımı belli edercesine başımı sola yatırdım.

"Ah... yani.. Daniel" dedi ve elini ensesine attı.

Etrafa bakınarak ne diyeceğimi düşünürken tekrar konuştu.
"Ya da boş ver" dedi ve tekrardan merdivenden üst kata ilerledi.

"beni takip et.. Daniel'ın odasında yatmana izin vermem" bunu dediğinde peşinden gitmiştim.

Odasında geldiğimizde kapıyı açtı ve içeri girmem için geri çekildi.
Ona döndüm. "Hayır... bir kere daha odanı ele geçiremem" dediğimde biraz düşündü. Sonra dudaklarını araladı. "Odamı ele geçireceğini kim söyledi?"

Kaşlarımı çattığımda sırtımdan hafifçe itekleyerek odaya girmem için yönlendirdi.
Sonrasında oda girdi ve kapıyı tekrardan kapattı.

"Dediğim gibi.. Daniel'ın odasında yatmana izin vermem.. ve onun dışında başka oda yok.. yani.. demek istediğim" dediğinde başımı iki yana salladım. "Hayır... bu sefer kendi yatağında kendin yatacaksın.. ben koltukta yatarım.." dediğimde kaşlarını kaldırdı.

"Hayır tabii ki de... ben gelmeni istedim ve koltukta mı yatacaksın? Nerde görülmüş bu?" Sinirle kolumdan tuttu ve yatağa itekledi.

Bunu yaparken kolumu bırakmadığı için ben yatağına oturduğumda o ise istemsizce üstüme doğru eğilmişti.

Two Same Faces, Two Different Souls | YeongyuWhere stories live. Discover now