Al Kepçeni Başına Çal

44 5 11
                                    

Asahi öğleden sonra Haru'yla yaptığı kılıç taliminin hemen sonrasında,ka-
bile liderleriyle toplantıdaydı.Kabile-
lerin refah seviyeleri,ordunun gider-
leri,askerlerin eğitimi,Terra çiftçileri
ne yapılacak yardımlar konuşulan birçok konu arasındaydı.

Anzar,yıllardır Terra Ormanı'nda sür-
gün halinde yaşamak zorunda kalan
melezlerin durumlarını ortaya attı.
Hararetle,onların topluma kabul edil-
melerinin gerekliliğini dile getiriyor-
du.Horas,bunun olabilmesi için sade-
ce kabile içi evliliklere izin verilen ge-
zegende,artık kabileler arası evlilikle-
re de izin verilmesinin gerekliliğini belirtiyor,Hanna başını sallayarak  onu onayladığını gösteriyordu.Aslın-
da kendisi de,asırlardır sürdürülen bu geleneği anlamsız bulan Asahi,üç ka-
bile liderinin bu konudaki düşüncele-
rini,ona böyle cesurca ifade edebilme-
lerine hayran kaldı.

"Katılıyorum!Melezler bu gezegenin
bir gerçeği olduğu halde,yıllardır Ter-
ra Ormanı'nda sürgün halinde yaşı-
yorlar!"dedi.

"Oysa çeşitlilik zenginliktir.Bu çeşitli-
lik içerisinde adaletli bir yönetim,her-
kese mutluluk getirir.

"Artık melezlerin,dördüncü bir kabile olarak kabul edilmesinin zamanı gel- di!"diyerek devam ediyordu Asahi.An-
cak yüzünün şekli ve rengi değişmeye
başlamıştı.Toplantının en hararetli yerinde,Miyuki'nin Baş Aşçı Yoko'yla Kraliyet mutfağında girdiği mücadele,
fısıltılar halinde kulağına geldiğinde,
daha fazla dayanamadı.Kısılmış gözle-
rini tavana dikerek,deein bir nefes al-
dı.Aniden yumruğunu masaya vura-
rak,

"Çok oluyorsun artık Yoko!"diye dişle-
rinin arasından söylendi.

Üç lider başlarını kaldırarak ona ba-
kakaldı.Demek ki prensin sarayda  onu ilgilendiren fısıltıları,ama özellik-
le odaklandığında neredeyse her fısıl-
tıyı duyduğu doğruydu.Üç kabile lide-
rinin ihanetlerini de bu şekilde öğren-
memiş miydi zaten!Asahi saniyeler içinde,üç liderin şaşkın bakışları ara-
sında havalanarak toplantıyı terk etti.

Hiç kimse Asahi'nin mutfağa geldiği-
nin,olanları izlediğinin farkında bile değildi.Mutfağını Miyuki'yle paylaş-
mak istemeyen Yoko,geçen seferde kı- za zorluk çıkarmış,Asahi zorlukla ken-
dini tutarak müdahale etmemişti.Şim-
di de müdahale etmek istemiyor,Mi-
yuki'nin ne yapacağını görmek isti-
yordu.Zaten kızı koruyabilecek kadar yakınındaydı.Olacakları izlemeye ko-
yuldu.

Mutfakta bir tencere tava yarışıdır gi-
diyordu.Yoko'nun uzandığı tencereye Miyuki el koyuyor.Miyuki'nin uzandı-
ğı tava,Yoko için vazgeçilmez oluyor-
du.Yemek yapmaktan çok,çene yarış-
tırıyor gibiydiler.

"O kaşık senin,bu kaşık benim"
"Yana kay!Çok yer kaplıyorsun!"
"Sende uzak dur!Dikkatimi dağıtıyor-
sun!"
"Şekerin hepsini kullanma,banada la- zım!"
"Sende unu çok kullandın!Banada bı-
rak"
"Benim tabağımı kullanıyorsun,kendi
tabağını kullan"
"Sende kepçemi geri ver"
"Duvarda yirmi kepçe asılı.Onlardan birini al."
"O benim uğurlu kepçem!Onu istiyo-
rum!!"
"Al kepçeni başına çal!"

Birden tencereler,tavalar havada u- çuşmaya,mutfakta un,şeker yağmur gibi yağmaya başladı.Sanki Yoko'nun mutfağına bir kar fırtınası isabet et-
miş,bir türlü dinmek bilmiyordu.

Asahi tam harekete geçecekti ki,Mi-
yuki'nin başına bir şey gelmesi duru-
munda,onların canına okuyacağını iyi bilen muhafızların,kızın önüne atıla-
rak,bütün darbeleri aldıklarını görün-
ce vazgeçti.Hikari,Rin,hizmetli kızlar kan ter içinde,hepsi uçuşan tencere ve tavalardan nasibini alıyordu.Asahi ne tarafa bakacağını şaşırmıştı."Mutfak,
şimdilik onu patlatmadığı için Miyuki'
ye teşekkür etmeli!"diye düşünmeden edemedi.Ancak en ölümcül darbeyi Yoko aldı.Miyuki'nin daha ilk anda bir kedi gibi zıplayarak,yukarıdan muha-
fızların arasından fırlattığı tava Yoko'
nun kafasına isabet ettiğinde,herkes
sanki az sonra,bu müthiş  hamlenin kritiğini yapacakmış gibi,hareketsiz
kalarak adeta donmuştu.Kızın havaya bir kedi gibi zıplaması mı,ya da onca muhafızın arasından o tavayı,üstelik-
te falsolu fırlatması mı,hatta tavanın isabet ettiği yer mi!Hangisinin daha ilgi çekici olduğunu söylemek zordu.
Ancak Yoko'nun kafasından kanlar  akmaya başlayıp,bunu gören Hikari'
nin de çığlığı basmasıyla,savaşın tüm hızıyla tekrar başlaması oldukça ko-
lay olmuştu.Uzun süren mücadeleleri-
nin sonunda yorgun düşüp cephe ge-
risine çekildiklerinde,üstleri başları una bulanmış halleriyle,mutfağa mu- sallat olmuş hayaletleri andırıyorlar-
dı.

Karanlık Prens Where stories live. Discover now