Masada Çörek Yok

84 14 0
                                    

Miyuki yavaş yavaş gözlerini açtı.

Hikari ve Rin aralarında konuşuyor,
biraz uzakta,aralık kapının dışında duran Dağatlı genç hizmetli,getirdiği temiz çarşafları elinde tutuyordu.

"Hah nihayet uyandın!"diyerek endi-
şeli gözlerle yanına gelip elini tuttu Rin.Hikari kapıda bekleyen hizmetli
kıza

"Daha ne diye duruyorsun orada!"

"Hemen gelip çarşafları değiştir"dedi.

Miyuki gözlerini kapatıp tekrar uyu-
mak istedi..Rin'in yardımıyla terden sırılsıklam olmuş geceliğinden kurtu-
lan Miyuki,çarşafları göz açıp kapa-
yıncaya kadar degiştirilen yatağına tekrar uzandı.Aklına ilk gelen,dün ge-
ce o sayıklarken yanında ayakta du-
rup,onun durumunu soran karaltıydı.
Sanki alelacele aklına gelmiş ve öyle-
sine soruyormuş gibi bir çırpıda

"Prens dün gece burada mıydı?"dedi.

O sırada yatakta rahat oturabilmesi için,arkasınaki yastığı düzeltmeye ça-
lışan Hikari irkilerek durdu.

"Ne prensi!Rüya görmüş olmalısınız!"

"Prensin yapacak bir sürü işi var!"di-
yerek,kapıda elinde kahvaltı tepsisiyle duran Dağatlı hizmetliye,tepsiyi getir-
mesini işaret etti.

Demek rüya görmüştü.Hikari'nin ar-
kasına koyduğu yastığa yaslandı.Göz-
lerinin önüne,darağacında sallanır-
ken gözleri yuvalarından fırlamış,üç
kabile liderinin görüntüsü geldi."Evet doğru!Bir sürü güzel iş yaptı"diye dü-
şündü.

"Canım kahvaltı etmek istemiyor!"

"Yorgunum"diyerek yatağa tekrar u- zandı.

Arkasında Hiroşi,odaya dalan Dadı Ning'in

"NE DEMEK CANIM KAHVALTI ETMEK
İSTEMİYOR!"diyen sesini duyduğunda gözleri ağlamaklı oldu.Dadı Ning'i,bir anne şefkati ile sürekli prensin etra-
fında görmeye alışkın olan ve sırf bu yüzden bile ona saygı duyan Miyuki,
doğrulmaya çalıştı.Başı dönünce vaz-
geçti.Hayret dolu bakışlarını Miyuki'
ye yönelten Hikari,"Demek bu kızın da saygı duyduğu birileri varmış"diye düşünmeden edemedi.

Miyuki,Hiroşi'nin bir baş işaretiyle odaya giren hizmetli kızların,göz açıp kapayıncaya kadar hazırladıkları kah-
valtı tepsisine baktı.Terra Ormanı'nın taze meyvelerinden hazırlanmış reçel
ler,kaymak,peynir ve hala dumanları
tüten çörekler..Miyuki,daha şimdiden doymuş hissediyordu kendini.Midesi bulandı.Kızın yüzünü gören dadı de- vam etti.Sesi daha alçak,ama sözleri daha kesiciydi.

"Demek kahvaltı etmek istemiyor-
sun!"

"Hmmmm!"

"O zaman küçük hanım!Hep birlikte kendimize birer darağacı seçmemize
ne dersiniz?"

"Hiç değilse,Tor Kargaları'nın bizimle edeceği kahvaltıya eşlik etmiş oluruz"

Prens söz konusu olduğunda çoğu za-
man çok safça düşünen,ama bir Ter-
ralı olarak zeki olduğunu bildiği dadı-
nın söylediklerine hayran kalan Hika-
ri,Miyuki'nin ne diyeceğini merak edi-
yordu.

Öte yandan,Dadı Ning'in oyulmuş ela gözlerini,leş yiyici Tor Kargaları'nın boğazlarından geçerken hayal eden Miyuki'nin midesi iyice bulandı.An-
cak bu durumda bile dadıdan geri kal-
mayarak

"Neden olmasın Dadı!"

"Prensin,Abel Sarayı'na yük olmaktan öteye gidemeyen beş boğazı,çok da umursayacağını sanmıyorum zaten!"

"Hem böylece koskoca sarayda,sırf kendilerine yer edinemedikleri için Abel Cenneti'ne gitmek zorunda kalan bu zavallı beş boğaz!"

"Hiç değilse ölürken prense hizmet et- miş,ona en derin saygılarını sunmuş olurlar,degil mi!?"

Karanlık Prens Where stories live. Discover now