Karanlığımı Delen Işığım

103 15 2
                                    

Miyuki'nin pulsarı yumuşak bir iniş yapıp,onu aşağıda diğer kızların yanı-
na bıraktığında,Hikari bu küstah kı-
zın sınavı geçmiş olduğuna hala ina-
namıyordu.Hikari'ye aldırmadan pul-
sardan atladığı gibi yukarıya,prense bakan Miyuki nefes nefeseydi.Prens platformun kenarına kadar gelmiş,de
lici gözlerini ondan ayırmıyordu.Ara-
larında gizli bir çekim var gibiydi.

"Hmm,gerçekten de yakışıklıymış"di-
ye mırıldanan Miyuki,Hikari'nin kolu-
nu çekiştirmesi ile sinirlendi ama ken
dine geldi.Gözlerini zorlukla prensten ayırdı.

"İNDİR O GÖZLERİNİ KÜÇÜK HANIM!"

"PRENSE O GÖZLERLE BAKAMAZSIN!
diyen Hikari'nin elini iten kız

"Ne oldu Hikari!"

"Beni gördüğüne sevinmedin mi!?"

"Sana geri döneceğimi söylemiştim
değil mi!?"

"Hem bak!"

"Ne İkari Ağacı'ndan inmeyi unuttum!

"Ne de yediğim onca çöreğe rağmen pulsar beni sırtından attı!"

Miyuki'ye bakarak Rin'i de işaret eden
Hikari,dişlerinin arasından

"Elimde bir ikiniz mi kaldınız!"

"Ne kadar da şanslıyım!"diye mırıl-
dandı.Miyuki aldırmadı.

Kadına arkasını dönen Miyuki,etrafta
dolanan,sınavı geçmiş kızları sayma-
ya koyuldu.Yedi Akemi,bir o kadar Da-
ğat,dört tane de Terralı saydı.Rin ile birlikte toplam yirmi kişiydiler.Hika-
ri'yi takip edip yürümeye başlamadan
hemen önce,son bir defa prensin ol-
duğu tarafa baktı Miyuki.Onu göre-
medi..

"Prensim!Babanız burada olduğunu-
zu öğrendi.Akemi Salonu'nda sizi bek-
liyor!"diyordu Haru.

Bu kaçınılmaz sonu zaten bekleyen Asahi,aşağıda melezlerin arasında du-
ran kızdan zorlukla gözlerini ayırdı.

"Hmm!Gidip Sora'nın derdi neymiş
öğrenelim?dedi.

Siyah kanatlarını açtı.Babasının yanı-
na gitmek üzere havalandı..

Beş dakika sonra Akemi Salonu'nda..

Kral Ajura çok öfkeliydi.Yarım saattir
karşısına aldığı oğluna dil döküyor fa-
kat bir türlü sakinleşemiyordu.Asahi
ise sessiz sessiz babasını dinliyor,an-
cak bakışları bildiğini okuyacağa ben-
ziyordu.Sanki oğluna anlattıkları bir kulağından girip,öbür kulağından çı-
kıyordu.Daha da öfkelendi kral.

"NASIL BÖYLE PERVASIZCA HAREKET
EDEBİLİRSİN!?"diye bağırıyordu.

"KABİLE LİDERLERİ ZATEN BİR AÇIĞI-
NI BULMAK İÇİN HAZIR BEKLİYOR!"

"SEN İSE GİDİP ESKİ DAĞAT TAHTIN-
DA GERİNE GERİNE OTURARAK,KRA-
LİÇE ADAYLARINI İZLİYORSUN.ÖYLE
Mİ!"

Kral'ın öfkesi dinmiyordu,

"PEKİ SANA HİÇ KİMSE,KRALİÇE A-
DAYLARINI BU AŞAMADA GÖREME-
YECEĞİNİ,YANLARINA DAHİ YAKLA-
ŞAMAYACAĞINI SÖYLEMEDİ Mİ!"

Asahi babasının artık sakinleşmesini bekleyemeyen bir sabırsızlıkla,

"Baba!"dedi.

"Kader çoğu zaman karşımıza tesadüf kılığında çıkar!"

"Annemle tesadüfen karşılaştığın o bozkırda,o gün yanından geçip gitsey- din, o sadece tesadüf olarak kalırdı!"

"Ama sen,üstelik de kabilelerin bütün itirazlarına rağmen annemi kaderin yapmayı başardın!"

"Haklısınız!Belki biraz acele ettim!"

Karanlık Prens Where stories live. Discover now