•tekrarlanan hatalar -5•

Start from the beginning
                                        

"Umarım bu sefer gerçekten bulmuşsundur. Ne diyim" dedim bende kollarımı bağlayarak.
"Teşekkürler Hyungum. Umarım sende bulmuşsundur." dediğinde yine gözümün önüne gelmişti o görüntüler.

Başımı yavaşça eğdim.
"OHAA KIZARDIN LAN HYUNG" diyerek bağırmıştı Kai.
Ben ise bu bağırmasına karşılık ensesine vurmuştum.

"Lan Tae uyancak şimdi bi sus. Bir kerede bokunu çıkarma be abicim" dediğimde ağzını kapatarak gülmeye devam ediyordu.

"Noldu noldu? neden kızardın bir şey mi oldu? söylesene?" dedi yerinde zıplarken.

"Yok canım ne olcak. Kızarmadım sen yanlış görmüşsündür. Bu sarı sokak lambaları senin yüzüne de yansıyınca sende biber salçası gibi görünüyon" diyerek arkama yaslandım.

"Hmm tabi" dedi bacaklarını kendine çekerken.
Sonradan uzunca esnemesine karşılık bende esnemiştim.

Yatağın yanına uzunca baktıktan sonra "Hyung orda bana da yer var mı?" dediğinde yanıma bakmıştım. Sonra tam ortaya geçmiştim.

"Yok kai. Göt kadar yatak zaten" dedim uzanırken.
"Ya ama Hyung"

"Sımsıcak yatağın dururken gelmiş.. Hadi git yat yatağına. İyi geceler" dedim yorganı kendime çekip.

"Aman be.. çok meraklıyız ya sana ve göt kadar yatağına. İyi geceler" demiş ve kapıyı çarparak çıkmıştı.

"BAK TAE UYANIRSA İKİMİZEDE GİRECEK HA!" dedim arkasından bağırırken.

Bunu derken bile uyanmış olabilirdi çünkü kapıyı çarptıktan sonra Kai'nin ışık hızıyla söylediklerimi duymaması için kendi odasına ışınlanacağını bildiğim için tüm gücümle bağırmıştım. Bunu tek nefeste okumak zorunda değilsiniz... nokta yoksa bile ;)

Yatağıma sokularak gözlerimi kapattığımda birkaç dakikanın sonunda kendimi uykunun kollarına teslim etmiştim.
+×+

"Bir tane kırmızı şarap alabilir miyim? Bardağa gerek yok" dedi genç kız gülümseyerek ayakta beklerken.

Başımı sallayarak hızlıca arkadan bir şarap çıkarmış ve ardından siyah bir poşetin içine koyup kıza uzatmıştım.

"7 bin won" dedim kız poşeti alırken.

Sonradan cebinden çıkarttığı parayı bana uzatmış ve başını eğerek gitmişti. Bende parayı sayarak kontrol ettikten sonra kasaya koydum.

İçeri Taehyun geldiğinde acilen onun yanına koştum.
"Gelmeseydin ya. Bir şişe soju alsana ben yanıma para almamışım. Çok canım çekti" dedim kolunu tutarak.

Taehyun neye uğradığını şaşırır gibi baktıktan sonra yutkundu.
"Lan daha yeni girdik bi dursaydın" dediğinde onu barmen masasına doğru çekiştirdim ve üstündeki ceketini çıkarıp astım.

"Hadi be Tae sen kırmazsın arkadaşını" dediğimde göz devirdi ve 'cık' ladı.
"Bazen kullanıldığımı hissediyorum biliyor musun?" dediğinde derin bir nefes verdim.

"İyi be alma. Kullanıyomuşuz. Kaç yıllık arkadaşınım ben senin. Eve gidince veririz parasını. Ne kullanacam seni. Şaka mıdır nedir" dediğimde gülmüştü.

"Tamam tamam. Alıyorum iki şişe" dedi 2 tane soju alarak. Kasaya parayı yerleştirdi ve bir şişeyi benim önüme koydu ve sandalyeye oturdu.

İki tane küçük shot bardaklardan çıkarttı. Sonra içkileri açıp benim bardağıma koydu. Bende onunkine koyduktan sonra ikimizde içmiştik.

Etrafı incelerken bana doğru bakan iki çift sersem göz görmüştüm. Çok keskin bakıyordu.
Bu gözler Yeonjun hyungun gözleriydi.

"Neye bakıyon yine" dedi baktığım tarafa bakarken. O sırada ben önüme döndüm ve Taehyun'un bitmiş olan bardağını soju ile doldurdum.

Normalde biz çalışanlara içmek yasaktı. Olurda sarhoş olursak, yanlış para miktarı alırsak falan diye. Fakat biz bir şişeyle sarhoş olmadığımız için yasakları dikkate almadan içiyorduk.

Sonuçta yasaklar...

Çiğnenmek için var ;)..

Gözlerim tekrar oraya bakmak isteğinde etrafta fır fır dönerken ona bakmamak için kendimi zor tutsam da sonunda bakmıştım.

Evet hâlâ gözleri üstümdeydi.

Boğazımı temizleyerek gözlerimi kaçırdığımda Taehyun'un bardağımı doldurduğunu gördüm.

Ardından ağzımdan boşaltarak sertçe yutkundum.
"Çok mu sıcak oldu?" dedim Taehyun'a bakarken.

"Hee aynen çok sıcak. Götüm donuyo" dedi elini kolumun üstüne koyarak.
Elleri buz gibiydi fakat ben yandığım için iyi gelmişti.

Soju'yu birkaç shotta bitirerek çöpe attığımızda ben ayağa kalktım.
"Ben bir lavaboya uğrayıp gelicem"

Taehyun başını salladığında onun yanından uzaklaşarak aşağı inmiş ve müzik sesleri kısılırken erkekler tuvaletine doğru ilerlemiştim.

İçeri girip kapıyı kapattığımda lavaboya ilerleyerek musluğu açtım fakat o anda birkaç ses duyduktan sonra belimde hissettiğim baskı ile gözlerimi belime indirdiğimde iki el görmüştüm. Ardından boynumda sıcak nefesler ve dudaklar..

Ellerim belimdeki ellere giderken başımı kaldırıp karşımdaki aynaya baktığımda kim olduğunu görmemle gözlerim irice açılmıştı.

"şşştt.. benim Yeonjun" dedi tahriş eden bir sesle fısıldarken.

Bütün bedenimle gerildiğimi hissederken yutkundum.
Yavaşça önümü ona döndüm.

Gözlerini yavaşça kısarak gözlerime sabitlediğinde dudağının kenarı kıvrıldı.
"Çok tatlısın"

Gözlerimi kaçırarak yanından geçip gitmek için yeltendiğimde oda benimle yan tarafa doğru kaymıştı.

Çenemden tutarak yüzümü hafifçe onun yüzüne kaldırdığında yüzümü inceledi.
"Korkma"

Eli yavaşça çenemin altına yerleşirken baş parmağıyla dudaklarımın üstünü okşadı.
Çok yaklaştı ve beni lavabo tezgahı ile kendi arasına aldı. Ellerini iki yanıma tezgaha koyarak üstüme eğildiğinde başımı geri çektim.

Bu hatanın bir kez daha olmasını istemiyordum.

Fakat gözlerime derince baktıktan sonra aniden dudaklarıma kapandığında şaşkınlıktan sessizce kısa bir şekilde inlemiştim.

Bacaklarımı kavrayarak beni kaldırıp tezgaha oturtmuş ve belime sarılmıştı.

Ona karşılık vermek istemesem de bir elini saçlarımın arasına atarak beni kendine bastırdığında dudağımı hafifçe ısırmıştı. Onu itmeye çalışsam da izin vermemişti.

Böylelikle kendime daha fazla engel olamayarak bende ona karşılık vermeye başlamıştım.

Selammm

Bundan sonraki bölüm bomba oldu bomba.

Hadi baii



~K.J

Two Same Faces, Two Different Souls | YeongyuWhere stories live. Discover now