"O öyle" dedim bende ellerimi ceplerime koyarak.
•••
"Günaydın" dedi Yeonjun sıcak bir gülümsemeyle telefonunu masaya koyup sandalyeye otururken.
Bende başımı hafifçe eğdim.
"Günaydın"
2 gün önce o kadar soğukken şimdi yüzündeki sıcak ve samimi gülümseme çok garip gelmişti.
"nasılsın?" diyerek arkasına yaslandı.
Bende dudaklarımı ıslatarak cevap verdim.
"İyi sen?"
Dudağını büzdü.
"Bende iyi"
Tam o an bir kız gelmiş ve Yeonjun'un arkasından boynuna sarılmıştı.
"Hey! Dan" dedi kız gülerek.
Yeonjun ise arkasına dönerek kıza bakmış ve sonradan gülümsemişti.
"Tatlım.. daha sonra konuşalım" dedi kızın elini okşayarak.
Kız geri çekilerek dudağını büzdü. "Ah neden?"
"Şu an pek müsait değilim. Ben sonradan gelicem yanına" demişti. Bunu derken o kadar sıcak gülümsüyordu ki sanki 2 gün önceki kişi ve bu kişi aynı kişi değilmiş gibiydi.
"Pekala bekliyor olucam" dedi kız uzaklaşarak.
Yeonjun bana döndüğünde sordu.
"Kaç yaşındasın?"
Ona bakarak cevap verdim.
"22.. sen?"
Yeonjun gülmüştü.
"Haha.. 24. Senden büyüyüm bana Hyung demelisin!" demişti mutlu multu.
Onun bu galine gülümserken oda etrafına bakınmaya başladı.
Birkaç dakika sonra Yeonjun hyung tekrardan bana döndü.
"Sıcak bir şarap verir misin rica etsem?"
Bende başımı sallayarak arkadaki sıcak içkilerin olduğu dolabın kapısını açtım. Yüzüme sıcaklık vururken kırmızı şarap aldım ve kapağını açarak dolabın kapağını kapattım. Sonra masaya ilerleyerek ince fakat uzun bir bardak alarak içine boşalttım sonra boş olan şişeyi çöpe atarak bardağı önüne koydum.
"Afiyet olsun"
"Woaah ne kadar hızlısın. Baya tecrübeli olmalısın" dedi gülerek.
"Öyle. Burda 2 yıldır falan çalışıyorum.." dedim bende yerime otururken.
"İnanılmaz.. Ne kadar fazla. Ailen ne yapıyor?"
Bu sorduğu soru karşısında sessizliğe bürünmüştüm. Ne demeliydim? Onların nerde olup ne yaptığını bilmiyordum. Hatta olduklarından bile şüpheliydim.
Omuz silktim.
"Ailem yok. Arkadaşlarımla kalıyorum"
Dudakları aralanırken gözlerini indirdi ve başını yavaşça salladı.
"Ah.. seni anlayabiliyorum.. benimde ailem yok" fakat bunu söylerken ne kadar gülümsese de yüzü beyazlamıştı.
Yutkunarak etrafı incelerken kollarımı bağladım.
Saate baktığımda benim çıkışıma az kalmıştı tam o sırada Taehyun lavabodan dönmüş ve önlüğünü tekrardan giymişti.
"Ben çıkıyorum Taehyun" dedim ve ceketimi aldım.
Yeonjun hyung ise ayağa kalktı.
"Ah kalkıyor musun? Bende şimdi gidecektim.. seni bırakayım mı?" diyerek gülümsediğimde benim dudaklarımı aralamama kalmadan Taehyun lafa girişmişti.
"Ah evet lütfen. Onu bırakacak kimse olmadığı için bende onun için endişeleniyordum. Rica etsem bırakır mısınız?" dediğinde Yeonjun hyung tekrardan o sıcak gülümsemesini sunmuştu. Ardından başını sallayarak çıkışı eliyle gösterdi gözlerime bakarken.
Bende Taehyun'a sert sert bakarken Taehyun göz kırpmıştı. Onu dövmemek için kendimi zor tutarken çıkmıştım barmen köşesinden.
Yeonjun hyungun yanından geçtiğimde oda arkamdan benimle gelmişti. Birlikte çıktığımızda ceketimi giydim ve Yeonjun hyunga döndüm.
"Aslında bırakmanıza hiç gerek yok. Arkadaşım biraz saçmalıyor. Her zaman tek başıma giderim. Bir sorun yok yani" dediğimde aniden kolumdan tutmuş ve barın yanındaki dar olan ara sokağa çekmişti beni.
"Önce şu resmiyeti bi ortadan kaldıralım"
Sonradan sırtımı duvara yaslayarak kendi elini de duvara koymuş ve aniden dudaklarımı dudaklarıyla birleştirmişti.
Selamm
Artık konuya yavaş yavaş giriyoruz.
Sonraki bölüm Yeonjun'un ağzından başlayacaktır.
Düşüncelerinizi buraya bırakın bot gibi gitmeyin hemen bi isterseniz -->
Bu bölüm tam kıvamında olmuş.
hadi bai
~K.J
YOU ARE READING
Two Same Faces, Two Different Souls | Yeongyu
Fanfiction"Günün birinde, Herşey dünde kalacak..." ~Yeongyu bxb !Yan ship: Sookai! Sürekli bara giden Choi Yeonjun adında bir genç yaşadığı zorluklar yüzünden ölesiye içerken Choi Beomgyu adında bir barmen olan genç adam tarafından ilgi görür. O günden sonra...
•iki ayrı ruh -3•
Start from the beginning
