yeni evren.

632 118 193
                                    

BİLİYORUM ÇOK BEKLEDİNİZ VE SONUNDA GELDİM.

Bu kitabın okunma konusunda olan ümidimi kesmiş olsamda hâlâ bekleyen güzeller güzeli tatlı okuyucularım için devam ulan, bitireceğim bu kitabı da.

Umarım herkes oyunu atıp geçer bölüme, iyi okumalar.

---

2 ay sonra.

Bu hamilelik sürecinin bu kadar zorlu ve iğrenç geçtiğini bana kimse söylememişti.

Lanet olsun, az önce Jeongguk bana kısık gözlerle baktığı için deli gibi ağlıyordum ve şu an başımda binlerce kez turlayarak beni sakinleştirmeye çalışıyordu. "Güzelim, yalvarırım sakin ol. Gerçekten isteyerek öyle bakmadım."

"İsteyerek bakmış gibiydin, beni sevmiyormuş gibi baktın. Git yanımdan, bebeğimle yalnız kalmak istiyorum." Ağlamalarım arasında bağırarak konuştuğumda şaşkınca bana bakmış, derin bir nefes alarak birkaç saniye karşısında kalan duvarı incelemişti. "Sana çilekli pasta getirmemi ister misin, ya da Jimin'i çağırmamı?" Dediğinde başımı iki yana sallamış, yavaşça ayağa kalkmaya çalıştığımda hızlıca belimden tutarak bana yardım etmişti. "Aniden kalkma, doğuma az kaldı."

Burnumu çekerek gözlerimi kapatmış, çektiğim sancılar yüzünden bir kez daha ağlamaya başlamıştım. "Neden, neden ağlıyorsun?" O da ağlamaklı bir yüz ifadesi ile bana baktığında ağlamam şiddetlenmiş, ellerimi karnımın üstüne koyarak konuşmuştum. "Canım acıyor." Dediğimde başını sallamış, ellerini yavaşça ellerimin üstünde gezdirerek etrafa enerjisini yaymaya başlamıştı. Saniyesinde karnımdaki sancılar azalırken derin bir nefes almış, dolu dolu gözlerimi eşime çevirmiştim.

"O tam bir şeytan, senin enerjin için bilerek bana acı çektiriyor." Dediğimde o güzel gülüşünü bana sunmuş, burnunu yavaşça boynuma sürterek fısıldamıştı. "Sürekli bunu yapabilirim, acı çekmeni istemiyorum." Az önce hiç ağlamamış gibi anında sırıtmış, yavaşça dudaklarımı dudaklarına sürterek mırıldanmıştım. "Seni cidden özledim."

Karnımdaki bu küçük şeytan yüzünden iki aydır Jeongguk ile birlikte olamamıştık ve bundan tek şikayetçi olan nedense bendim. Her seferinde ilk adımı attığım anda kendini geri çekiyor ve konuyu değiştiriyordu. Ah, hormonlar..

"Bende seni özledim, yanımda olsan bile özlüyorum." Dediğinde geriye doğru çekilmiş, gözlerimi devirerek dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Ben o anlamda demi-"

"Çilekli pasta?" Sırıtarak elimden tutup beni yavaşça kapıya doğru yürüttüğünde anında kaşlarımı çatmış, tüm koridor boyunca sırtını süzmüştüm. Artık kesinlikle dayanacak gücüm kalmamıştı.

Birkaç dakika içinde ortak salona geldiğimizde Jimin ve Yoongi'yi görmemle yavaşça Jeongguk'un elini bırakmış, koltuklardan birine yavaşça oturarak gözlerimi arkadaşıma çevirmiştim. Jeongguk'da odanın diğer köşesinde olan abisinin yanına yerleşmiş ve anında sohbet etmeye başlamıştı.

"İyi misin?" Jimin yüzümü incelerken konuştuğunda sinirle ona dönmüş, başımı sallamıştım. "Evet iyiyim, ne var, sorun varmış gibi mi görünüyor, çirkin mi görünüyorum?"

"Ha-hayır, sadece sordum." Demesiyle yavaşça başımı sallamış, derin bir nefes vererek bu sefer sakince mırıldanmıştım. "Son 1 haftadır her şeye ağlayıp sinirleniyorum sadece." Jimin gülümseyerek ellerini iki omzuma doğru koymuş, masaj yapmaya başlayarak mırıldanmıştı. "Bu hamilelik süreci hiç Dünya'da olduğu gibi değilmiş, iki ayda küçük Eresbos'un gelişimi çok hızlı oldu. O yüzden duygularını kontrol edememen çok normal. Hem.. Jeongguk bundan şikayetçi değil, sana alışmış gi-"

apollon - taekook. ✓حيث تعيش القصص. اكتشف الآن