keşif.

1.6K 220 162
                                    

âşık bir çift yazmayı özlemişim, işte şimdi benim sıram.

Jeongguk:

Aşka inanmazdım, geleneklerim ve göreneklerim beni aşkın olmadığına ikna etmiş, tamamen sevgiden yoksun büyümüştüm.

Ancak o hayatıma girene dek.

Küçük, sarışın bir veledin gelip yaralarımı sarmasından sonra tamamen sıyırmıştım, her an gidip bana yardım etmesini, en ufak sıyrıklarımı bile onarmasını ister olmuştum. Ve düşünmeden edememiştim, fiziksel acılarım bir kenara, ruhsal acılarımı da iyileştirebilir miydi?

Her zaman aklımda gezinen sorulardan yalnızca bir tanesiydi belki de. Sarışın çocuk.. Evet, o hayatıma giren en güzel şey olmalıydı. Ancak biliyordum, onu elimden almak adına her şeyi yapacak varlıklar etrafta geziniyordu ve asla durmayacaklardı.

O günü hatırladığım an lanetler içerisinde bağırmak, sesimin tüm Araf tarafından duyulmasını istemiştim. Küçük, sarışın olan o veledi ellerim arasından aldıkları güne lanetler okumak istemiştim. Evet, o benim her şeyim olmuştu.

Dudaklarımı karşımda henüz tanımadığım o mavi gözlü çocuğun dudaklarına bastırdığımda bile ne düşündüğümü bilmiyordum, yalnızca içimde ani bir duygu belirmiş ve bu duygu doğrultusunda o an kırmızı dudaklarını doyasıya öpmek istemiştim. Korkmuştum, onunla tanıştığım bir ay boyunca neredeyse her gece içimde hissettiğim kıyametler ile uykuya dalmıştım.

Taehyung'u ilk gördüğüm andan beri gözümün önünde beliren anılar her seferinde canımı yakmış, iç benliğimde yaşanan büyük bir kavganın sebebi olmuştu. Bir yanım onu istemezken, tanıyamadığım başka bir tarafım tamamen onun olmak istiyordu. Karşıma aniden çıkan bir çocuğa böylesine büyük bir arzu duymak beni hem ürkütmüş, hem de sinirlendirmişti.

Gençliğim boyunca asla sinirimi kontrol edememiş, her zaman yaşıtlarıma kıyasla öfke sorunları olan birisi olmuştum. Hatta Porfira grubunun varlığımı öğrenme sebepleri tamamen öfke sorunlarım yüzünden olmuştu. Lise çağında güçlerimi kontrol edebiliyordum ancak sinirlendiğim vakitler kendimi kontrol edemiyor, güçlerimin bedenimi sarmasına izin veriyordum.

Yakalanma anımı asla unutamıyordum; Mezuniyet gecemde bir çift görmüş, istemsizce dakikalarca ikisini incelemiştim. Birisinin karamel renginde saçları varken, diğerinin bana benzer siyah saçları vardı. Nedendir bilmiyordum lakin onları öylesine sahiplenmiştim ki mezuniyeti basan ve o çifte dönüp deli gibi bağıran sarhoş adamı tek saniyede yere yapıştırmıştım.

"Yanına bu sürtüğü alıp geldiğine inanamıyorum, seni gidip erkekler ile birlikte ol diye mi yetiştirdim? Lanet olsun sana, iğrenç sapkın-" Yere düştüğü anda elini hızla kanayan burnuna bastırmış, yeniden o iğrenç sesiyle bu sefer bana doğru bağırmıştı. "Ne o, bu sapkınlığa karşı geldiğim için mi beni dövmeye kalkışıyorsun?" Kahkaha atarak ayağa kalktığında adeta içimde koşturan büyük bir hırs yüzünden yavaş yavaş kırmızıya dönen gözlerimi son anda kontrol etmiş, derin bir nefes almıştım. Bu sırada mezuniyet alanını o çift dışında herkes terk etmiş, bizi yalnız bırakmışlardı. Korkak ordusu.

"Hey, buna gerek yok. Onunla ilişkimi 5 yıl önce kestim zaten, bağırıp gider bu sarhoş haliyle." Siyah saçlı yavaşça arkamdan gelip elini omzuma koyduğunda kaşlarımı çatmış, bize sırıtarak bakan adamı incelemiştim. "Yanlış bir şey yapmıyorsunuz, yaptığınız sapkınlık falan değil. Yalnızca birbirinizi seviyor oluşunuz neden insanları bu denli rahatsız ediyor?" Cümlem biter bitmez adam hızla omuzumdan tutup ittirmiş, büyük gözlerini bana dikmişti. "Yoksa sende mi sapkınsın, yoksa senin de küçük delikli bir sevgilin mi var? Hepiniz en kötü şekilde geberin!" İşte o an ne yaptığımı anlayamamıştım, tek istediğim o adamın en dehşet verici şekilde geberip gitmesiydi.

apollon - taekook. ✓Where stories live. Discover now