evrenin en güçlüsü.

688 108 162
                                    

Keyifler nasıl?

Yoongi:

Soğuktu.

Soğuk bir rüzgar vardı, evimin tam içindeydim ancak üşüyordum.

Aslında evim artık evim değilmiş gibi hissettiriyordu. İs kokan o koridorlarda yürümek, artık hiçbir anlamı kalmayan tabloların yanından geçmek veyahut zamanında ailecek oturduğumuz o yemek masasında yemek yemek bana evimdeymiş gibi bir hissiyat vermiyordu.

Bir haftadır Jimin'in yanında kalıyordum.

Gerçekten unutmak istediğim o olaydan sonra bir daha asla Eresbos kısmına girmemiş, Jeongguk'u da o günden sonra hiç görmemiştim. Babamı Jeongguk kadar sevmezdim ancak küçük kardeşim bana bu konuda asla inanmazdı. Buna emindim ki küçükken bizi her zaman kıskanırdı, benim daha iyi bir çocuk olduğumu düşündüklerini sanarlardı.

Bu olayın yalnızca görünen kısmıydı.

Eresbosların ilk oğlu olmak demek, her şeyi en iyisi ile yapmak zorunda olmak demekti. Bebekliğimden beri mükemmelliyetçi bir yapı ile yetiştirilmiştim ve bu psikoloji çocukluğuma kesinlikle iyi yansımamıştı. Jeongguk kadar işkence çekmemiştim belki ama kesinlikle her hafta Jeongguk'dan gizli dayak yediğimi de bilirdim. Babam bizi döverken diğerimizin görmesine izin vermezdi, Jeongguk'u babamdan kurtarmak için birkaç kez yanlarına gitmeyi denemiştim ancak görevlilerin tutmasıyla bunu hiçbir zaman başaramamıştım.

Jeongguk ile karşılıklı oturup hiçbir zaman çocukluk travmalarımızdan bahsetmemiştik, hâlâ bana karşı bir siniri yoktur ya da beni sevmeme gibi bir durumu yoktur öyle değil mi?

Kendi kendime düşündüğüm sırada omzumda bir el hissettiğimde başımı yavaşça kaldırmış, bana öylece bakan Jimin'i görmemle gülümsemiştim. "İyi misin?" Sorusuyla başımı sallayarak ayağa kalkmış, ellerimden tekini yanağına yaslayarak okşamıştım. "İyiyim, ya sen?"

Savaştan sonra Jimin'in bana bıraktığı o çizim ve aşk mektubundan sonra tamamen görüşlerim değişmiş, artık kesinlikle onu benim yapmak istemiştim. Bu lanet çekimin yalnızca cinsellik olmadığını baştan anlamıştım ancak kabullenmek dahi istemiyordum.

Elbette Jimin ile bir ilişki içine girmemin diğer bir nedeni ise Taehyung'un beklemediğimiz bir şekilde hamile kalabiliyor olmasıydı, soyumuz devam edebilecekti. Artık Jimin'i alıp tamamen her şeyden geri çekilebilirdim.

Tabii, ilk çocuğunun ölümünde belki de benim de suçum olabilirdi. Bu konuda hem kendimi suçluyor, hem de suçlamıyordum. Ancak tek bildiğim Taehyung'un bana ya da Jimin'e kızgın olmamasıydı, bu onun kendi seçimiydi ve ben yalnızca beni mutlu eden tarafa bakardım.

Yine de bir Eresbos olmama rağmen elbette kardeşimin çocuğunu kaybetmesine üzülmüştüm, ne kadar Jimin'e ve bana saldırmak istesede sonunda bunu anlayabilmiştim. Bu yüzden ondan özür dilemek için onu her yerde aramıştım ama bir hafta boyunca hiçbir yerde bulamamıştım.

Onu bulup kesinlikle özür dileyecek ve hiç yapmadığımız şeyi yapacaktım, geçmişten konuşmamız gerekiyordu.. Babamın ölümünden sonra artık gerçekten de geçmişten konuşmamız gerekiyordu ve bunu yapacaktık.

"İyiyim.." Kırgın çıkan sesi yüzünden anında kaşlarımı çatmış, belinden tutarak bedenini kendime doğru çekmiştim. "Ne oldu?"

"Taehyung bugün yürümeye başlayacaktı ama beni beklemeden odasından çıkmış, onu bulamadım."

"Ona biraz zaman ver, Jeongguk'u aramaya çıkmış olabilir."

Başını sallayarak derin bir nefes verdiğinde gülümsemiş, dudaklarımı yavaşça dudaklarına bastırarak geri çekilmiştim. "Jeongguk'u sadece o bulabilir, biliyorsun. Bekleyelim, moralini daha fazla bozma."

apollon - taekook. ✓Where stories live. Discover now