mutlak güç.

676 115 117
                                    

sizleri cidden özledim, nasıl gidiyor? severek kitabımı okuyanların yavaş yavaş gittiğini görüyorum, acaba batırıyor muyum fici? Fic hakkında görüşlerinizi yazarsanız çok sevinirim, şurası sıkıcı, şurası uzun olmuş vs. geri dönüşleriniz olursa kendimi geliştirebilirim.

şimdi fice geçelim, oy vermeyi unutmuyoruz her zamanki gibi.

Jimin:

"Seni bulacağımı biliyordum Park Jimin." Sehun elindeki taşı bana doğru tutarken üzerimize doğru yürümeye başlamış, devam etmişti. "Senin ne özelliğin var, sen neden bu siktiğimin ufacık köyünde kalmıyorsun, neden seni alıp götürüyor!?" Sona doğru bağırdığında istemsizce olduğum yerde sıçramış, bu da Yoongi'nin hızla bana dönmesini sağlamıştı.

Gözleri anında daha da kızıla dönerken yeniden Sehun'a bakmış, derin bir nefes alarak sırıtmıştı. "Dünya'da ne sikim yaptın da bu evredeki bir insan köyüne girebildin?" Yoongi beni iyice arkasına aldığında sıkıca elimle kıyafetini tutmuş, yandan Sehun'a bakmaya devam etmiştim. Delirmiş gibi gözüküyordu, elindeki o taş parçasıyla bana zarar verebileceğini mi sanıyordu? "Benim sevaplarım seni ilgilendirmez."

"Ah, ilgilendirmez demek. Öyleyse seni burada parçalara ayırsam ve ruhunu tamamen yok etsem nasıl olur? Böylece değil insan köyleri, gidecek bir boyutun dahi kalmaz." Yoongi soğuk sesiyle cevap verdiğinde şaşkınca ona bakmış, başımı iki yana sallamıştım. Demek ki istediğinde bir ruhu evrenlerden tamamen silebiliyordu.

"Neden, seninle gelmek istiyorum diye mi? Kronos haklıymış, Araf gerçekten de adaletsiz-"

"Fazla oldun." Yoongi ellerinden kırmızı dumanlar çıkartıp tam Sehun'a doğru çevireceği sırada arkamızdan duyduğumuz sesle hızla oraya dönmüş, gözlerimin büyümesini sağlamıştım. "Yoongi dur, lütfen!" Gördüğüm diğer bir tanıdık beden yüzünden geriye doğru birkaç adım atmış, şaşkınca içinde bulunduğumuz durumu incelemiştim.

"Baba!" Sehun elindeki taşı anında yere atmış, en az benim kadar şaşkın bakışlar ile arkamızda kalan Jin'i süzmüştü. "Bunun olacağını biliyordum ancak bu kadarına inanamıştım.." Jin zorlukla gülümseyerek bize baktığında yavaşça elimi Yoongi'nin eline sürtmüş, kızıl gözlerinin bana dönmesini sağlamıştım. "Geri çekil." Cümlemle hızla kaşlarını çatmış, elindeki kırmızı sisleri tutmaya devam etmişti. "Seni bunlarla yalnız bırakmayacağım."

"Bana bir şey yapmayacaklar, yalnızca birkaç dakika Yoongi." Hâlâ sinirle bana bakmaya devam ettiğinde derin bir nefes vermiş, dudaklarımı ıslatmıştım. "Onlar gibiyim Yoongi, ben de insanım." Dediğimde elindeki dumanlar kaybolmuş, başını sallayarak geriye adımlamıştı. "Sadece birkaç dakika, daha sonra saraya gideceğiz." Demiş, yanımdan ayrılmıştı.

Önümde öylece bana bakan Jin ve Sehun ile baş başa kaldığımda gözlerimi kırpıştırmış, onlara doğru birkaç adım atarak mırıldanmıştım. "Dünya ne kadar adaletsizse Araf Evreni'de bir o kadar adaletsiz, tüm varlıklar sekiz Tanrı'nın kölesinden başka bir şey değil. Ancak bildiğim bir şey varsa o da Araf'ın çok daha yaşanılabilir bir yer olmasıdır."

"Tabii, o saraya gidecek olan tek insan sensin. Senin için böyle konuşmak çok kolay olmalı, bu siktiğimin yerinde yaşamak istemiyorum. Ben daha iyilerini hak ediyorum!" Sehun sona doğru resmen bağırdığında mimiksiz ifadem ile onu incelemeye devam etmiş, omuz silkerek elimle arkamızda kalan kasabayı göstermiştim. "Burada Dünya'da yaşadığın hiyerarşi yok, burada seni yöneten gizli devlet üyeleri yok, burada para kazanmak için köle olmana gerek yok çünkü istediğin her şeyi elde edebilirsin.. Burası Dünya'da yaşadığın iğrenç hayat için oldukça yeterli bir ödül. Dünya gibi sınırlı olan bir yerde yaşamaktansa bu kasabadan çıkma yolları arayıp sonsuz Araf'ı keşfetmek muazzam olmalı.. İçimde büyük bir arzu yatıyor." Başımı eğip sırıtmış, kıkırdamıştım. "O sarayda sonsuza kadar kalmayacağım Sehun, ben özgürüm, ben insanım ve Araf artık benim yuvam. Sonsuz bir yuva ve artık tek amacım insanların Araf'da özgürce dolaşabilmesini sağlamak. Bunun için çabalayacağım.."

apollon - taekook. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin