"Pişmanlığın Şiddetli Hıçkırığı."🔷️

37 10 15
                                    

•Merhaba sevgili okurlarım.
-Hepinizi sevdiğimi belirtmek isterim.

Bu kitabın içerisinde bulunan şiir ve sözler şahsıma aittir..️️️️️️️️️️.️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️🔶️

-Başladığınız saat:

•İyi Okumalar Sevgili Okurlarım.

•Okumağa Başladığınız Saat Lütfen:

Yıldızı Unutmayalım Lütfen🌠

Bölüm Yetmiş Sekiz.
"Pişmanlığın Şiddetli Hıçkırığı."🔷️

Koyabilir miydim yerine ben birini?
Sorabilir miydim seviyor musun beni?
Tutabilir miydim hasret kaldığım ellerinden.
Söyler misin niye gittin sen benden?

Şimdi gelsen bakabilir misin gözlerime?
Şimdi sevsen kalp çarpar mıydı yeniden?
Şimdi açsan kapını misafirim olsan sessizce
Söyle kovabilir miyim seni bir çırpıda kalbimden?

#nurdanküçükfısıltılar.

"Siz ne saçmalıyorsunuz?
Kendi inandığınız masalı bize mi inandırmaya çalışıyorsunuz?"

"Hayır söylediklerimizin hepsi doğru.
Asıl sen kendini kandırıyorsun Lilith!"

"Kesin lanet olası sesinizi!"

"Kendine gel Lilith!
Kabullen artık gerçekleri! "

"Nasıl kabullenebilirim ha söyle nasıl Lücifer?"

Ortama hakim olan bu korku da neyin nesiydi böyle?
Lilith neden bu durumdan bu kadar çok korkuyordu?

"Lilith sakin ol lütfen!
Düzelecek inan bana.
Kızına hiç bir şey olmayacak!
İzin vermem ben."

Daha fazla bana ne olacaktı?
Zaten yeteri kadar her şey başıma gelmişti.

"Lücifer şimdi ne olacak?
Benim kızım da o kız gibi ölecek mi yoksa?
Lütfen doğruyu söyle bana!"

Lücifer derin bir nefes alarak Lilith'in sorusunu cevapladı.

"Hayır Lilith!
Bir kez daha böyle bir şeyin olmasına izin vermem ben.
Bir kez daha kaybedemem!"

"Lücifer benim kızımı koruyacaksın!
Öyle bir koruyacaksın ki,kendini bile unutacaksın!"

"Hey kendinize gelin ben burdayım ve kendi kararlarımı kendim vere bilecek yaştayım Lilith.
Ne sen ne de bu şeytan benim işime karışmayın.
Siz asıl kendinizi koruyun.
Ben kendi başımın çaresine bakarım."

"Dina bu ciddi bir konu.
Lütfen bir kez olsun beni dinle.
Seni korumamız gerek.
Büyücü'nün kehanetinin zamanı geldiğinde tüm gerçekler bir karabasan gibi çökecek üstümüze."

"Bana ne lanet kehanetinizden?
Zaten benim yaşam şartlarıma hep siz karar verdiniz.
Bu kez hayatıma karar vermenize asla izin vermeyeceğim Lilith!"

Lücifer söylediklerimden sonra derin bir of çekerek başını göğe kaldırdı.
Yukarıda bir şey mi vardı?

Bu neden durmadan göğe bakıyordu.
Lilith ise bir sağa bir sola giderek düşünce tuzağına düşmeye kaldığı yerden devam ediyordu.

Lücifer acılı bir şekilde yüzüme doğru haykırmaya başladı.

"Dina lütfen izin ver bana.
Seni korumama izin ver bana.
Kaybedemem anlıyor musun ?
Bu kez olmaz.
Düşecek artık yakamdan kötülüğün iradesi."

Lücifer yalvarıyor muydu bana?
Neden bu kadar acı çekiyordu?
Ne yaşamıştı bu kadar pişmanlık çekecek?

Yanına giderek kolundan tuttum.

"Kalk ayağa Lücifer.
Yakışmıyor sana böyle pes etmek."

Lücifer kolundaki elimi tutarak

"Affet beni Dina.
Affet sana bu durumları yaşatdırdığımız için.
Bu hayat sana bu kaderi layık gördü diye affet bizi."

Lücifer'ı ben bu halde hıç görmemiştim.
Bu kadar zalim miydi bu hayat?
Kötüğü yere eğecek kadar kindar mı davranırdı aciz kullarına?
Merhameti nerde bunun?

"Kalk ayağa Lücifer.
Senin hiç bir suçun yok.
Benim kendi annem bile sahip olduğum güçlerim için sevdi beni.
Bu lanet olası kader mi adil davranacak bana?"

Neden duyulmuyordu ki benim feryadım?
Ne için susuyordu bu çırpınan diller?

Lücifer ayaka kalkarak sıkıca sarıldı bana.
Sanki her an gidecek mişim gibi sıkıcasına kucaklamıştı beni.

"Sana söz veriyorum Dina!
Ben nefes aldığım son güne kadar hiç kimse incitemeyecek seni.
Hiç kimse saçının tek bir teline bile bundan sonra dokunamayacak."

Söyledikleri içimi çok fena bir şekilde yakıyordu.
Bu kadar mı çok üzmüştü o kız Lücifer'i ?

"Lüci bile bu duruma düşüyorsa,bize neler olacak tahmin bile edemiyorum Robin."

"Öyle efendim çok acı çekiyor galiba eski arkadaşınız?"

"Robin acı tek taraflı çekilmez.
Ben de zamanında çok acı çektim.
Karma Robin,ilahi adelete çok inanırım ben."

"Doğru söylüyorsunuz efendim.
Siz de kaç yıl kendinize gelememiştiniz."

"Gelemedim tabi Robin.
Hala da gelmiş sayılmam.
Ben onda buldum sonsuz limanımı.
Öyle kalkıp da hiç bir şey olmamış gibi yeni denizlere kulaç atamam."

"Peki bundan sonra nasıl olacak arkaşınızın hali?
Geçer mi ağrısı efendim?"

"Geçmez Robin geçmez.
Öyle bir ağrı ki bu ağrı,sen kendinden bile geçersin ama o senden hiç geçemez.

Çok garip bir sancıdır bu kalp ağrısı Robin.
Seni acıtmadan deler geçer ama sadece gittiği zaman hissedersin açtığı yaranın hala kapanmadığını."

Pişmanlık deyilen bu duygu sürüklerdi insanı bir kuytudan bir kuytuya..

Bölüm sonu...

Bölüm hakkında düşüncelerinizi lütfen burada belirtin🦄 'tek boynuzlu atlar gerçektir bu arada'...

Melodi ÇığlıklarıWhere stories live. Discover now