"Yeşil Dev'in Öyküsü."🔷️

76 20 23
                                    

•Merhaba sevgili okurlarım.
-Hepinizi sevdiğimi belirtmek isterim.

Bu kitabın içerisinde bulunan şiir ve sözler şahsıma aittir..️️️️️️️️️️.️️️️️️️️️️️🔶️

-Başladığınız saat:

•İyi Okumalar Sevgili Okurlarım.

•Okumağa Başladığınız Saat Lütfen:

Yıldızı Unutmayalım Lütfen🌠

Bölüm Altmış Sekiz.
"Yeşil Dev'in Öyküsü."🔷️

Kelimelerin öksüz olduğunu biliyor muydunuz hiç? Mayralida♥️

Yetimdir o kıvrak heceler kalbimizde.
İnsana sunulur sahip çıksın diye
ama insan kırıyor dalları düşüncesizce.
Kırılan dallara inat büyür kalbimizde
Heceler cümleye döner zihnimizde
Sonra 'Şiir' gibi dökülür gönlümüzden.

Kırılan dallarına inat hep diktir heceler zihnimizde.
Düzülmüştür satır satır sevgi selimizde.
İnsan işte kırar döker ama sonra muthaç olur tek bir dizeye.

#kendimyazdım.

Bazen insan hiç tanımadığına döker solmuş yapraklarını ve bazen en çok onlar toplar kurumuş dallarını

#nurdanküçükfısıltılar.




Seri bir şekilde arka arkaya bıraktığım nefesleri sert bir şekilde korkarak yutkunmaya başlamıştım.

Önümde durmuş bana dikkatli bir şekilde bakan bu sileüt'te neyin nesiydi böyle?

Karşımda gördüğüm bu şey bir insan değildi.
Kocaman bir kafası ve gözleri vardı.
Tek başına yeşil rengi taşıyordu tüm gövdesi bedeninde.
Aynı çirkinliğini bedeninin diğer noktalarında da önüme sunuyordu.

Gördüğüm bu korkunç görüntü ile korkudan kekelememeye çalışarak

"Seendeee ki-msi ii n ?"

Kocaman ağzını açarak iğrenç nefesinin kokusunu durmadan yüzüme doğru çarpmaya başlamıştı.

Konuşabiliyor muydu acaba?

Bir iki kere büyük gövdesinden nazik bir şekilde dürterek cevap vermesini sağlamaya çalıştım ama nafileydi.
Yeşil dev bir türlü cevap vermıyordu.

Napacaktım şimdi ben?
Yolun ortasında öylece durmuş bir dev ile durmadan manasız bir şekilde bakışıyordum.

Hem Zemheri nerede idi?
Onun yüzünden bu dev ile karşılaşmıştım.

Derin bir şekilde of çekerek içimden Zemheri'ye artık sövmeye başlamıştım.

Bir bulayım seni Zemheri,
ben sana ne yapacağımı biliyordum.

Haddini aşan sinirlerimi al aşağı ederek bakışlarımı şu an karşımda durup bana bakan yeşil dev'e odaklamaya çalıştım.

Bizim dilimizi bilmiyorsa,belki de işaret dilini anlardı.
Bir elimi dudaklarıma götürerek parmağım ile yuvarlak bir şekilde daire yaptıktan sonra beklemeye devam ettim.

Yeşil dev sanki yaptığı haraketi ben anlarmışım gibi kocaman karnına bir iki kere vurarak başını sallamaya başladı.

Bu galiba evet demekti ama bu dev şimdi neye evet demişti?

Şimdi buradan çekip gitsem bu konu belki de kapanırdı ama ben nedense bu yeşil dev konusundan çok hoşlanmamıştım.

Zemheri hala gelmemişti ve benim sabrım tükenmek üzereydi.

Son bir kez şansımı deneyerek ellerimi kocaman açarak karşımdaki bu dev'in beni anlamasını diledim.

Yeşil dev ilk önce ne yaptığımı anlamadı ama sonra o kocaman ve kaba ayaklarını yere sert bir şekilde çarparak benim üzerime atıldı.

Evet yanlış duymadınız!
Bu dev benim üzerime atlamıştı.

Benim,benim!

Şu an kırk yedi kg olan ben,tahmini yüz yirmi kg olan bu devin altında ezilmeye başlamıştım.

Üstümde yayılarak uzanan yeşil dev'in üzerimden kalkması için ellerimi ve ayaklarımı şu an içinde bulunduğum ortamın müsade ettiği kadar yere vurmaya devam ettim.

Devi'mizin yeri galiba çok rahattı.
Çünkü,ben üzerimden kalksın diye çırpındıkca o tam tersi olarak biraz daha yayılıyordu.

Yaaa artık yeter!

Sabrımın kör noktaları durmadan yüzüme doğru bağırmaya başlamıştı.
Bu duruma daha fazla katlanamıyordum.

Ne yapacaktım şimdi ben? derken baş ucumdan gelen Zemheri'nin sesi beni bir anlık umuda bağlamıştı.
Galiba kurtulacaktım.

Zemheri gülüyor muydu, yoksa bana öyle geliyordu?

"Bakıyorum da Doma ile tanışmışsın Dina."

Doma kimdi?
Doma ve Dina mı?
Bu neydi şimdi?
Bir tür şaka mı?

Sorumsuzluk nereye kadar ey insanoğlu?


Bölüm sonu...

Bu bölüm hakkında düşüncelerinizi lütfen burada belirtin 🦄'tek boynuzlu atlar gerçektir bu arada'...

Melodi ÇığlıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin