"Bir Kırmızı Halı Faciası."🔷️

42 11 6
                                    

•Merhaba sevgili okurlarım.
-Hepinizi sevdiğimi belirtmek isterim.

Bu kitabın içerisinde bulunan şiir ve sözler şahsıma aittir..️️️️️️️️️️.️️️️️️️️️️️️️️️️️🔶️

-Başladığınız saat:

•İyi Okumalar Sevgili Okurlarım.

•Okumağa Başladığınız Saat Lütfen:

Yıldızı Unutmayalım Lütfen🌠

Bölüm Yetmiş Beş.
"Bir Kırmızı Halı Faciası."🔷️

İkigai derlerdi gizli sevinçlere.
Her kesin yaşamak için bir amacı olurdu.

Peki insan ölmek için neden bu kadar erken bekliyordu gelmesini?

Yılların,günlerin ve saatlerin...

      
                        #nurdanküçükfısıltılar.
                            

Başka bir evrende...

Bir hayli kafası karışık olan Will  malikane'sine gelene kadar kendi kendine düşünmeme yemini etmişti.

Göz alıcı malikane'sinin kapısına vardığı zaman etrafında ki nöbetçiler önünde eğilerek çoktan saygı duruşuna geçmiştiler.

Will bu durumdan hiç rahatsız değilmiş gibi omuzlarını biraz daha yukarıya kaldırıp dikleştirerek gövde gösterisi yapmaya devam ediyordu.

Bu durumdan rahatsız olan Robin sinirlerine hakim olmak için ağzını sıkı bir şekilde kapalı tutuyordu.

O'na göre bir insana bu kadar tapılmazdı.

Robin Will'i çok severdi ama çoğu zaman Will kendi öfkesine yenik düşerdi.
Bu durum artık Robin'i hem üzüyor hem de kırmaya başlamıştı.

Robin bu durumları bu seferlik unutacaktı.
Eee unutmayıb da ne yapacaktı ki?

Robin efendisi'ne dönerek konuşmaya başladı.

"Efendim Lücifer az önce konuşurken çok rahat davranıyordu.
Sanki bir şeyleri bizden önce biliyor gibi bakışları vardı.
Olabilir mi efendim?
O şeytan bizden önce davranabilir mi ?"

Will yüzünde asılı kalan gülümsemesi ile yardımcısına taraf dönerek konuşmaya başladı.

"Farkettin demek Robin?
Ben de geldiğimden beri durmadan olanları düşünüyordum.
Onu tanırım ben.
Lüci bu kadar sakin kalamaz böyle durumlarda.
Bu işde bir iş var!"

Rodin efendisi'ne onaylayıcı bir bakış atarak konuşmasına kaldığı yerden devam etti.

"Bence de efendim.
Ne de olsa o bir şeytan ve biz onun için değerli olan birisini kaçırdık.
Peşimize düşmüş olamaz değil mi efendim?"

Will arkadaşını çok iyi tanıyordu.
Onun bildiği Lüci çok değil beş dakika sonra malikane'nin önünde soluğunu alacaktı.
Will dakika konusunda hiç şaşmazdı.

"Açın bu lanet olası kapını nöbetçiler yoksa sizi kendi cehennemim ile ödüllendiririm!"

Eski arkadaşı tam tamına sekiz yıl sonra kapısını çarparak gittiği eski malikane'sine şimdi kendi isteği ile girmeye çalışıyordu.

Bu hayat çok garipti...

Rekli renkli tezatlar siyahın kırık ruhuna bulanmıştı bir anda...

Will harakete geçerek Robin'i de yanına çağırarak hemen kapının önüne doğru yürümeye başladı.

Oysa küçükcen ona söz vermişti.
Kırmızı halı serecekti Lüci'nin yoluna.

"Sekiz yıl sonra buraya gelmeni neye borçluyuz eski arkadaşım?"

Lücifer çoktan harap olmuş sinirlerine hakim olmaya çalışarak

"Seni görmeye gelmedim Will.
Lilith'ın kızını ver bana seni yarımakıllı!"

Will arkadaşının ona ettiği bu keskin iltifatı yok sayarak gülmeye başladı.

"Sen hep nazik bir insandın arkadaşım.
Görmeyeli kaba birine dönüşmüşsün Lüci."

Lücifer bu kardeşi demeye bin şahit olan bu adamı artık anlamamaya başlamıştı.

Ağzını açıp Will'e bağıracağı zaman merdivenlerden aşağıya hızlı adımlar ile koşarak inen tanıdık siluet onu durdurmaya yetmişti.

"Nerede idin sen şeytan?
Arkadaşların hiç misafirperver değil!"

Bu kızın deli olduğunu daha önce hiç söylemiş miydim ben?

Söylememiştim galiba.

Ellerinde olan halatlar ile bana doğru gelerek bileğini göstermeye çalıştı.

"Bak ne hale getirmişler canım bileğimi.
Bu adamlar kim Lücifer?"

Tam da burada söylenen güzel bir söz vardı.

Hah hatırladım.

"YEMİŞTİM NANEYİ!"

Peki ben haykırarak sussam,
duyar mısın gizli sevinç feryadımı?

                         #nurdanküçükfısıltılar.

Bölüm sonu...

Bu bölüm hakkında düşüncelerinizi lütfen burada belirtin🦄 'tek boynuzlu atlar gerçektir bu arada'...

Melodi ÇığlıklarıWhere stories live. Discover now