"Korkma, senin arkanda Jungkook var."

441 40 62
                                    

Jimin'den

"Ahh ne kadar güzel, öyle değil mi?"

Baloya sadece bir gün kalmıştı ve bütün öğrenciler fazlasıyla heyecanlıydı. Felix de yeni aldığı soluk yeşil takımı gösterirken çok mutlu gözüküyordu. Felix'le yeşili bütünleştirmiştim artık.

"Muazzam olacaksın."

Dediğim şeye hafifçe gülümsemiş ve dudak büzmüştü.

"Umarım, şu sıralar çok çirkin hissediyorum."

Felix görünüşüne takıntılıydı, aynı benim derslerime olduğum gibi. Baekhyun oflamış ve Felix'in saçını hafifçe çekmişti.

"Canın dayak istiyor, hissediyorum."

Hafifçe gülümseyip kalkmıştım oturduğum yataktan, Felix Baekhyun'a sinirli bakışlarını yollarken.

Çantama kitaplarımı koyarken hâlâ dün Jungkook'un bana çıkma teklifi edişi ve benim de kabul edişim geliyordu aklıma. Bugün ise ilk defa birisiyle çıkıyor olacaktım, üstelik o kişi Jungkook'tu.

Gelecek tepkilerden korkmuyor değildim, dün odaya geldiğim gibi Felix ve Baekhyun'a her şeyi anlatmıştım. Ama yine de bütün sınıf hatta bütün okul bunu duyunca ne tepki alacağımı kestiremiyordum. Özellikle Müdür Halord bundan hiç hoşlanmayacaktı.

Bizim Jungkook'la başından beri birbirimize karşı nefretimiz vardı ve herkes de bunu biliyordu. Son zamanlarda yakın olduğumuzun ve olayların garipliğinin de farkındalardı.

Sahi, benim şuan için endişelenmem gereken tek şey bu değildi, ben hâlâ dönüşmemiştim ve eğer ki bu duyulursa gelecek tepkiler ile başa çıkmak hiç kolay olmayacaktı. Dönüşmeyen bir vampire vampir gözüyle bile bakılmazdı.

Jungkook'u görmek istiyordum ama bir yandan da utanıyordum.

"Ee Park Jimin? Daldın gittin yine. Bugün büyük gün, Jeon Jungkook ve Park Jimin'in 1. günü."

Dudağımı ısırmış ve yüzümü buruşturmaya çalışmıştım ama istemsizce gülmekten kendimi alıkoyamıyordum.

"Beni utandırma çalışmalarına devam ediyorsun bakıyorum?"

"Ben sadece az sonra senin, sınıfımıza sözsüz yapacağın açıklamayı gösteriyorum."

Gülerek kafasını iki yana sallarken hazırladığı çantasını koluna takmıştı. Ben de aynı şekilde çantamı kapatmış ve koluma asmıştım.

"Revire gitmeyi unutma Felix."

Felix dün hastalanmıştı, o yüzden bugün revire gideceğini söylemişti.

"Tamamdır, size iyi dersler."

Sevimli sevimli konuşmasının ardından gülümsemiş ve yatağına oturmuştu.

"Güle güle."

Baekhyun da Felix'i bir süre daha incelemiş ve ardından kafasını yavaşça iki yana sallayarak odadan çıkmıştı. Ben de arkasından ilerleyip ona yetişmiştim.

"Sevgilin sabah gelmedi, bu iyiye işaret değil Jimin."

Bir yandan göz devirmiş, bir yandan da Baekhyun'un sırf sinir olayım diye söylediği şeyleri dinlemiştim.

"İstediğin kadar uğraş Baek, bugün beni sinirlendiremeyeceksin."

Baekhyun gülmüş ve kolunu omzuma atmıştı. Bu hareketi aklıma Jungkook'un gelmesini sağlamıştı. Gerçi sürekli bir şeyler Jungkook'u hatırlatıyordu.

Love or the lack thereof | KookminWhere stories live. Discover now