"Bu bir savaş mı?"

382 39 63
                                    

"Güüüünaaaaydıııın!"

Tatlı tatlı gülümseyip Felix'in yanaklarıyla oynamaya başlamıştım. O ise zorla gözlerini aralamış ve çatık kaşlarını düzeltmeye çalışmıştı.

"Ne oluyor?"

"Bayan Kang'ın yanına gitmemiz lazım, unuttun mu?"

Felix beni ittirmiş ve diğer tarafa dönmüştü.

"Ben öyle bir şey demedim."

Bakışlarım yavaş yavaş değişirken Felix'in kolunu tutup uzun tırnaklarımı batırmıştım yavaştan.

"Canım.arkadaşım.gidecektik.ya.unuttun.
herhalde."

Ben batırdıkça yavaş yavaş kalkıyordu. Yüzünü buruşturup gülümsemeye çalışmıştı.

"Immm, gidecektik, kesinlikle aptalım ben, s- sen kolumu bırak da giyineyim hemen gidelim!"

Elimi kolundan çekmiş ve istediğimi aldığım için gülümsemiştim. Bazen istediğim şeyi zorla almam gerekiyordu ve ben bunlar için güç kullanmaktan çekinmiyordum.

Hızla yataktan kalkmış ve üstünü giyinmeye başlamıştı. Baekhyun erkenden bir yerlere gitmişti ama ikimiz de nereye gittiğini bilmiyorduk.

Yurt binamızdan çıkıp okula girmiştik. Bayan Kang'ın odasına doğru koridorda ilerlerken Felix hâlâ üstünü düzeltmeye çalışıyordu.

"Neden sabahın köründe, bunu yapmak zorundayız ki?"

"Çünkü sabah hava serin oluyor, vampirler sıcakta pek de mutlu olmazlar, bizim mutlu bir zamanda sormamız gerek."

"Saçmaladın."

Kendi kendime gülmüş ve odanın önüne geldiğimizde önce kendi yakamı, sonra da Felix'in yakasını düzeltmiştim. Ardından kapıyı tıktıklamıştım.

Bayan Kang'ın 'gelin' demesiyle kapıyı açmış ve içeri girmiştik. Bayan Kang masasında oturup dışarıyı izliyordu. Bizi görünce küçük bir tebessüm etmiş ve oturmamızı istemişti.

"Günaydın çocuklar, nasılsınız?"

Bende gülümsemiştim, önce Felix'e sonra da Bayan Kang'a dönmüştüm.

"Günaydın efendim, iyiyiz, siz nasılsınız?"

"Bende iyiyim canım, bir şeyler yemek ister misiniz?"

Felix tam ağzını açacakken öksürmüş ve gülümsemiştim.

"Teşekkürler efendim, biz aslında bir konu konuşmak için gelmiştik."

Felix bana göz devirmişti. Bayan Kang kaşlarını kaldırmış ve kafa sallamıştı.

"Dinliyorum."

"Ben, dün bir baygınlık geçirdim, bu yüzden sözlünüze yetişemedim. Bunun için gerçekten fazlasıyla üzgünüm. Çünkü yaz boyunca bu sözlüye çalışmıştım. Bahane kabul etmediğimiz biliyorum ama elimde olmadan sözlüye katılamadım. Beni de sözlüye dahil etme şansınız var mı diye soracaktım."

Bayan Kang dudaklarını birbirine bastırmış ve iç çekmişti.

"Öncelikle geçmiş olsun hayatım, duydum dün baygınlık geçirdiğini. Üzgün olmanı anlayabiliyorum ama maalesef ki bunu yapamam. Bayan Yoon'un oğlu ile yaşananları duydum. Müdür Halord kesin bir dille ikinizin de sözlüye girmesini reddetti."

Kaşlarım çatılmış ve şaşkınlıkla ağzım açılmıştı. Ama Jungkook birinci olmuştu, katılmıştı sözlüye.

Felix benden önce davranıp anlamayan gözlerle sormuştu Bayan Kang'a.

Love or the lack thereof | KookminWhere stories live. Discover now