"Tamam, özür dilerim. Oldu mu?"

359 44 69
                                    

"Notlarınız rezalet gerçekten. Hiç mi çalışmadınız çocuklar? Size o kadar puan vereceğimi söylemiştim."

Herkes isyan ediyordu, benim ise karnım kasılıyordu Bay Kim'in söyledikleriyle. Sınavım çok iyi geçmişti ama yine de Bay Kim'in söyledikleri korkutmuştu beni.

Yanımda oturan Felix, o dokunana kadar titrediğini fark etmediğim bacağıma dokunmuş ve beni sakinleştirmeye çalışmıştı.

"Jimin, sakin ol."

Kafamı sallamış ve gözlerimi kırpmıştım ona güven vermek amacıyla.

"İçinizden sadece bir kişi tam puan aldı."

Herkes bu kişinin Jungkook olduğuna hem fikirdi. Ben dahil. Jungkook'un vampir tarihi dersi çok iyiydi, en yüksek notu hep o alırdı.

Bakışlarım Jungkook'u bulmuştu, o da beni izliyordu. Ama içimde ne bir nefret ne de kıskançlık vardı. Normal hissediyordum, onun yüksek not alması beni üzmeyecekti.

Bunu düşününce gülümsemiştim istemsizce. Benim gülümsediğimi görünce o da kaşlarını çatarak gülümsemişti. Ardından göz kırpmıştı. Bende kafamı iki yana sallayarak önüme dönmüştüm.

"Park Jimin."

Herkes susmuştu, bende kaşlarımı çatmıştım ve ayağa kalkmıştım.

"Evet efendim?"

Hoca gülümseyerek kağıdımı uzatmıştı bana. Ellerim titreyerek kağıdı almıştım.

"Tam puan aldın."

Ağzım şaşkınlıkla aralanırken mutluluktan gözlerim dolmaya başlamıştı bile. Ben şimdiye kadar vampir tarihinde asla tam puan alamamıştım.

Sabahlara kadar çalıştığım günler olmuştu ama yine de tam puanı alamamıştım. Bu puanı o kitap sayesinde aldığımı biliyordum. Sınıftan yüksek bir alkış sesi koparken bir yandan da Felix ve Baekhyun ıslık çalıyordu.

İkisine de hafifçe vurup utandığım için hızla yerime oturmuştum. Kendimle gurur duyuyordum, yine kafamı arkaya çevirip Jungkook'a bakmıştım.

Alkışlamayı bırakmış ve kollarını göğsünde bağlamıştı. Hafif bir şekilde gülümseyip omuz silkmişti. Önüme dönmüştüm tekrardan ve hocanın notları açıklamayı bitirmesini beklemiştim.

&&&

Herkes valizlerini hazırlamış evlerine gidiyordu, ben ise eve en geç nasıl gidebilirim onu düşünüyordum. Biz de birbirimizle vedalaşıyorduk. Felix ve Hyunjin, Taehyunglara gideceklerdi.

"Bak Jimin, son kez soruyorum, bize gelecek misin?"

Baekhyun'un bu 10. soruşuydu. Ben de onlara gitmeyi çok isterdim ama doktora gitmem gerekiyordu.

Taehyung da kafa sallamıştı Baekhyun'un teklifine.

"Gelmelisin Jimin, hepimiz çok eğleniriz."

Samimi bir şekilde gülümsemeye çalışmıştım. İkisine de düşüncelerimi okumalarını yasaklamıştım. Bu yüzden ikisi de bunu yapmayacakları üzerine yemin etmişlerdi.

"Çok iyi olurdu ama dedim ya Baek, eve gitmem gerek, babam akşam yemeğine bekliyor."

Felix hiç sesini çıkarmadan dudağını ısırmıştı. Babamın durumunu biliyordu ama Baekhyun'un haberi yoktu. Babamın Kim ailesiyle yakından ilişkisi vardı. O herkese mükemmel gözükürdü.

Felix'le okulun başından beri arkadaş olduğumuz ve aynı zamanda komşu olduğumuz için onun haberi vardı. Her babama sinirlendiğimde onlara gider ve dizine yatarak ağlardım.

Love or the lack thereof | KookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin