'Seni çok seven, ama yanında olamamış annen."

350 44 72
                                    

Uyuyamıyordum, bir sola bir sağa dönüp duruyor ama yine de rahat pozisyonu bulamıyordum. Çünkü rahat pozisyonum az önce bana hayatına karışmamam gerektiğini söylemişti.

Ben ise ona ne hâlin varsa gör demiş ve çekip gitmiştim. Ona karşı sabırlıydım, çoğu zaman ve biraz önce de sabırlı olmaya çalışıyordum. Ama bu sefer pek başarılı olduğum söylenemezdi.

Haklıydı aslında, bir anda onun yanında olmaya çalışmam, sürekli hayatına burnumu sokmam garipti. Ama yine de kırılmıştım.

Birilerinin sözlerine çok takılan birisi değildim, hiç umrumda olmazdı. İnsanların bana inanması, beni dinlemesi, beni sevmesi veya sevmemesi hiç umrumda değildi.

Ama onun söyledikleri canımı yakıyordu, içimde bir yerleri kırıyordu. Kapım tıktıklanınca hızla heyecanla doğrulmuştum yatakta. Ardından ne yaptığımın farkına varıp tekrar yatmıştım.

Kapı yavaşça açılınca gözlerimi sımsıkı kapatmıştım. Kalbim hızlanıyordu ve ben bunu kontrol edemiyordum.

Yine o hoş koku burnuma dolunca biraz kıpırdanmıştım.

"Jungkook?"

Sesi biraz çatallı çıkmıştı, ağlamış gibiydi, cevap vermemiştim, ne için geldiğini deli gibi merak ediyordumve ona kötü hissettirmek istemiyordum ama kendimi onunla konuşmaya hazır değilmiş gibi hissediyordum.

"Uyuyor musun?"

Dudağımı ısırmıştım, biraz daha konuşsa kendimi tutamayacaktım. Yatağın yanındaki koltuğa oturmuştu.

Bir süre sessiz kalmış ve derin bir nefes almıştı.

"Tanrım, iyi ki uyuyorsun yoksa bunları söyleyemezdim."

Nefeslerim bile düzgün almaya çalışıyordum uyumadığımı anlamaması için. Beni uyandırmak istemez gibi de sessiz konuşuyordu.

"Ben bugün, gerçekten kötü bir gün geçirdim ve yanlış kişiye patladım. Son günlerde bana çok güzel ama aynı zamanda çok yanlış hissettiren bir yakınlığımız var ve bu beni endişelendiriyor."

Söyledikleri istemsizce gülümsememi sağlamıştı, kalkıp ona sarılmak istiyordum ama bunun doğru zaman olup olmadığından emin değildim.

"Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyor ve âni tepkiler veriyorum. Fevri hareketlerim var, çoğu zaman seni kırabilirim. Bazen bencil davranıp kendimi seçerim, gururumdan ödün vermemek için her şeyi yapabilirim. Hayatım boyunca zor zamanlardan geçtim, Felix ve Baekhyun dışında kimse yanımda yoktu, Ama sen, sürekli yanımdasın ve ben buna alışık değilim. Bu yüzden zorlanıyorum ama bu sana böyle davranabileceğim anlamına gelmiyor, kısacası sorgulamadan sadece yaralarımı sarmak istemene rağmen seni kırdığım için özür dilerim."

Sandalyeden kalktığı anda arkamı dönmüş ve doğrulmuştum. Şaşkın ve parlayan gözlerle bana bakıyordu. Ben ise sadece onu kendime çekip sarılmıştım. Elimi beline bastırmamaya dikkat etmiştim.

O ise şok olmuş, öylece kalakalmıştı. Kafamı onun boyun girintisine sokmuş ve kokusunu içime çekmiştim. Muhtemelen onun, kokusunun beni etkilediğinden haberi yoktu.

Bir süre sarılmış ve ardından geri çekilmiştim. O ise şimdi ben hariç her yere bakıyordu.

"Sen uyumuyor muydun?"

Sırıtmıştım biraz ve bana bakması için çenesini hafifçe tutup yüzünü bana çevirmiştim.

"Demek özür diliyorsun hm? Kabul etmeli miyim?"

Elimi hafifçe ittirmiş ve sahte bir sinirle kaşlarını çatmıştı. Gülmüştüm bu sefer, utanmıştı ve utanınca daha şirin gözüküyordu.

"Numara yapıp beni mi dinledin? Cidden çok kötüsün."

Love or the lack thereof | KookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin