BÖLÜM / 2

194K 8.2K 844
                                    

Okul çıkışı eve geldiğimde evde kimse yoktu. Annemle babam zaten mesai bitmeden gelmezlerdi ama Merve ablanın nerede olduğunu bilmiyordum. Mutfağa girdiğimde masanın üzerinde benim için hazırlandığını anladığım yiyecekleri görünce gülümsedim. Masaya doğru ilerlediğimde tabağın yanındaki kâğıdı fark edip elime aldım. Merve abla not bırakmış ve komşuya kadar gittiğini söylemişti.

Kâğıdı yerine koyduktan sonra mutfaktan çıkıp merdivenlere yöneldim ve odama çıktım. Odaya girdiğimde ilk işim çantamı kenara bırakıp üzerimi değiştirmek oldu.

Üzerimi değiştirdikten sonra sabah yaptığım örgüyü bozup saçımı dağınık topuz haline getirdim ve odamdan çıkıp tekrar mutfağa gittim. Merve ablanın hazırladığı masaya oturup bir güzel karnımı doyurdum.

Yemekten sonra masayı topladım ve odama çıkmak için merdivenlere yöneldiğim sırada çalan zille yönümü değiştirip kapıya doğru ilerledim. Merve ablanın geldiğini düşünürken kapıyı açtığımda karşılaştığım Bahar şaşırmama neden oldu.

"Kızıl?" dedim şaşkınlıkla. Bahar, kızıl saçlarını sallayıp gülümseyerek "Buyurun, benim?" dedi.

"Ne işin var burada?" diye sordum. Elindeki market poşetini sallayıp "Biraz dedikodu yapmaya geldim. Fena mı ettim?" diye sordu omuzlarını sallayarak.

"Çok iyi yaptın," dedim gülerek ve geçmesi için yol verdim. "Hadi geç. Zaten evde tektim."

Baharla beraber ilk önce mutfağa geçip tabak ve bardak aldıktan sonra odama çıktık. Yere oturup sırtımızı yatağıma yasladık. Ben tabaklara Bahar'ın aldığı çerez ve cipsleri boşaltırken, Bahar da bardaklara kola koyuyordu.

"Ee," dedim ciplerden bir tanesini ağzıma atarken. "Neyin dedikodusunu yapacağız?"

"Bilmem," dedi omuz silkerek. "Sen seç. İstediğin şeyden bahsedebiliriz."

Bahar içtenlikle gözlerime bakarken neden geldiğini daha iyi anlayıp dolan gözlerimi göstermek istemeyerek önüme döndüm.

"Melis," dedi Bahar sol elimi ellerinin arasına alırken. "Her şeyi içine atman hiçbir şeyi değiştirmez güzelim. Bunu çok iyi biliyorsun. Asıl içinden atmak için konuşmaya ihtiyacın var. Dertleşmeye ve hatta ağlamaya. O yüzden ağlarken benden saklanma. Ben senin en yakınınım. Yanında olmama izin ver lütfen."

Elimdeki bardağı yan tarafıma bırakıp elimin tersiyle yanağımdaki yaşı sildim.

"Çok canım yanıyor be Kızıl. Kalbim öyle bir acıyor ki, anlatamıyorum. Kendimi ona o kadar bağlamışım ki, kendimi öyle inandırmışım ki ölene kadar onunla olacağıma, dayanamıyorum. Sanki böyle biri kalbimi eline almış ve tüm gücüyle sıkıyormuş gibi hissediyorum. Kaybetmeye dayanamayacağınız kişiyi sevmeyin, diyorlar ya hani... Gerçekten öyle ama benim için artık çok geç. Zira acım dayanılmayacak kadar büyük."

Susup derin bir nefes aldığımda Bahar bana sıkıca sarıldı. Kollarımı beline dolayarak kafamı göğsüne yasladım ve gözyaşlarımı tişörtüne akıtmaya başladım.

"Hala aklım almıyor. Neden böyle bir şeyi yaptığını anlayamıyorum. Tamam, çok kötü günler geçirdi. Biliyorum, farkındayım, yaşadıklarını tam olarak anlayamasam da anlamaya çalışıyorum ama beni bunun için bırakmasını anlamlandıramıyorum."

Bahar kollarını daha da sıkılaştırdı.

"Babası öldü Melis. Normal davranmasını bekleyemezsin."

"Biliyorum," dedim sesimi yükselterek. "Babası öldü. Bunun farkındayım. Ne yazık ki farkındayım! Zaten ne olduysa ondan sonra olmadı mı? Ama asıl o zaman bana tutunması, benden destek alması gerekmiyor muydu? Mantıklı olan bu değil miydi? Neden benden ayrılmayı seçti Bahar? O kadar yapabileceği şey varken, ilk ve tek yaptığı şey neden beni bırakmak oldu?"

İKİ YARALI |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin