BÖLÜM / 24

3.4K 228 16
                                    

Deniz'le kol kola girmiş kıkırdayarak ilerlerken "Sabah sabah ne bu neşe?" diye sordu Batu. Ertesi gün kahvaltıdan sonra yine annemleri bırakıp yüzmeye gidiyorduk.

"Ağlayalım mı Batu?" diye sordum tersleyerek.

"Hayır ama neyse," deyip sustu.

"Aa, abi! Sen bizim neşemizi kaçırmak için mi peşimize takılıyorsun ya?"

"Ya," dedi alayla. "Neşenizi kaçırmak en büyük hobim."

Deniz'le aynı anda göz devirerek önümüze döndük ve yine hödük tarafı baş kaldıran Batu'yla muhatap olmayarak konuşmaya devam ettik.

Plaja geldiğimizde ben boş şezlong bakarken Deniz birden durdu ve kolumdan tutarak bir yeri işaret etti.

"Ay Melis plaj voleybolu oynuyorlar, baksana! Biz de gidelim mi?"

"Ama yüzmeye gelmiştik," dedim. Bu sene elimin topa değdiğini hatırlamıyordum. Hamlanmış olmalıydım.

"Ya, oynadıktan sonra da yüzebiliriz. Ne olur kırma beni," dedi yalvararak.

"Peki," dedim oflayarak. Deniz çocuksu bir sevinçle ellerini çırpıp yanağımı öptükten sonra çoktan boş şezlongun birine yayılmış olan Batu'nun yanına koştu ve voleybol oynamaya gideceğimizi haber verdi. Elimdeki plaj çantasını Batu'nun yanına koyarken Batu bir bana bir Deniz'e baktı. Daha sonra da Deniz'in gösterdiği yere bakarak "Tamam," dedi. "Gidin."

"Sanki izin istiyoruz. Beyefendideki afra tafraya bak," diye söylendim kendi kendime. Batu tek kaşını kaldırıp bana baktı ve "Bir şey mi dedin?" diye sordu.

"Yok," dedim yalandan sırıtarak. "Sen keyfine bak."

Deniz'le beraber Batu'nun yanından ayrıldık ve voleybol maçı yapan erkekli kızlı grubun yanına gittik. Tam yanlarına vardığımız an şans eseri top Deniz'e geldi ve Deniz de topu tuttu. Daha sonra beni bırakıp gülümseyerek çocuklardan birinin yanına gitti ve topu uzatarak "Merhaba," dedi. "Bizde oynayabilir miyiz acaba?"

Çocuk gülümseyerek Deniz'e baktıktan sonra "Çok şanslısınız kızlar. Tam da iki kişilik boşluğumuz vardı," dedi ve ekledi. "Bu arada Soner ben."

"Bende Deniz ve o da arkadaşım Melis."

Çocuk bana dönerek "Memnun oldum," deyince gülümseyip "Bende," dedim. Soner'in arkasındaki çocuk "Bende Umut," deyince diğerleriyle de tanıştık.

"Tanışma faslımız bittiğine göre biriniz karşı gruba geçsin," dedi Soner. Deniz'le birbirimize baktıktan sonra ben karşı tarafa geçtim.

"Kızlar yemeğine oynuyoruz haberiniz olsun. Akşam yenilen grup yenen gruba yemek ısmarlayacak."

"Tamam," dedi Deniz. "Sorun değil."

Sonrası güzel ve kıyasa bir mücadele... İki takım da fazlasıyla iyiydi. Hatta başlarda genelde ben ve Deniz bozuyorduk oyunu. Bunda yaklaşık bir yıldır voleybol oynamamanın etkisi büyüktü tabii. Neyse ki sonradan toparlanmıştım.

Bol çekişmeli maçın ardından yenilen biz olmuştuk. Sadece birkaç sayı farkla ama üzülmemiştim. Aksine güzel bir oyun olduğu için mutluydum. Ayrıca çocuklar da baya cana yakın tiplerdi. Maç sürecinde kaynaşmıştık bile.

Soner bize yemeğin yenileceği yerin adını ve adresini verdi ama daha dün taşındığımız için büyük bir ihtimal bulamayacaktık. Bunu ona söylediğimde, Soner buluşma saatinden yarım saat önce plajda buluşmayı teklif etti. Bu sayede beraber gidebilecektik.

Deniz'le tekliflerini seve seve kabul ettikten sonra onlara veda edip gülüşerek Batu'nun yanına döndük. Batu tişörtünü çıkarmış ve şezlonga yayılmış güneşleniyordu. Kulağında yine kulaklıkları olduğu için geldiğimizi fark etmedi. Bizde ona dokunmadık ve üstümüzü çıkararak kendimizi denize attık.

İKİ YARALI |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin