BÖLÜM / 38

3.5K 208 23
                                    

Oy ve yorumların üzerine biraz daha düşersek çok sevinirim, keyifli okumalar.🥀

"Ya neden bizle gelmiyorsun?" diye soran Sezen'e döndüm.

"Batu, alışverişi onunla yapmamı istiyor. Selin'in partisindeki kıyafetimi gördükten sonra bana güvenmediğini söyledi," dediğimde kıkırdadılar. İki ay önce Selin'in doğum günü için bir elbise almıştım. Biraz fazla miniydi ve dolayısıyla sinirlenmişti.

"O zaman biz gidelim, siz de Batu'yla çıkarsınız," diyen Gökçe'yi kafamı sallayarak onayladım ve yanlarından ayrıldım. Bu hafta sonu mezuniyet partimiz vardı ve onun için elbise almaya gidecektik ama Batu kesin bir dille kızlarla gitmemi istemediğini belirtmişti. Bu yüzden alışverişe onunla gitmek zorundaydım.

Fakültenin kapısından çıktığımda Batu'nun her zamanki yerinde beklediğini gördüm ama bu sefer yanında biri daha vardı. Konuştuğu çocuğun arkası bana dönük olduğu için sarı saçlarından başka bir şey göremiyordum. Seri adımlarla yanlarına ilerleyip Batu'nun yanında durduğumda gördüğüm kişiyle kalakaldım. Kaşlarımı kaldırarak "Sen?" diye mırıldandığımda, o da şaşkınlıkla güldü ve "Evet ben," dedi. Batu bir anda kolumdan tutarak beni kendine çekince, gözleri Batu'nun beni tutan eline kaydı ve kaşları çatıldı.

"Onu tanıyor musun?" diye soran Batu'ya çevirdim kafamı.

"Hayır, yani dün çarpışmıştık."

Çocuk "Dünya ne kadar küçük değil mi Uygur? Dün çarptığım kız senin," dedikten sonra gözlerini bana çevirdi ve beni baştan aşağı süzdü. Gözleri elimde takılı kaldığında yüzüğüme baktığını fark ettim.

"Hadi be, evli misiniz?" dedi gözlerini büyüterek.

"Hayır, nişanlıyız," diye cevap verdim.

"Ah, öyle mi? O halde şanslısın. Yani Batu'dan ayrılmak için hala fırsatın var," dediğinde kaşlarımı çattım.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

"Yazık oldu diyorum. Hâlbuki seninle iyi geçineceğimizi düşünmüştüm," dediğinde Batu "Cüneyt, daha fazla saçmalamadan defol git," dedi dişlerini sıkarak.

"Sakin ol Uygur," dedi laubali bir tavırla. "Zaten bu saatten sonra onunla işim olmaz. Ama hala neden bütün güzel kızların sana bağlandığını anlamış değilim."

Batu "Cüneyt, yürü git diyorum! Belanı mı arıyorsun?" diye bağırınca ben bile korkmuştum ama Cüneyt korkmak bir yana, deli gibi sırıtıyordu.

"Pekâlâ, gidiyorum ama geri geleceğim. Görüşeceğiz... Seninle ve bu güzellikle," dedikten sonra bana göz kırptı ve arkasını dönüp gitti.

"Ulan ben senin!" diye bağırıp Cüneyt'e doğru adım atan Batu'yu kolundan tutup durdurdum.

"Batu ne olur sakin ol," dediğimde gözleri beni buldu ve derin bir nefes aldıktan sonra beni kendine bastırıp sıkıca sarıldı. Saçlarımı koklayıp öptükten sonra beni kendinden ayırdı ve elimi tutup peşinden sürüklemeye başladı. Hiçbir şey söylemeyerek beni çekiştirmesine izin verdim ama alışveriş merkezine gittiğimizi anlayınca Batu'yu kolundan tutarak durdurdum ve "Elbiseyi yarın da bakabiliriz, acelemiz yok," dedim.

Gergin bir şekilde "Bugün bakalım," deyince, itiraz edersem daha da gerileceğini düşünüp karşı çıkmadım.

Alışveriş merkezine gelince teker teker dolaştık mağazaları. Ben kıyafet bakarken Batu şaşırtıcı bir şekilde sadece yanımda sessiz bir şekilde bekliyordu. Yüz ifadesi bir şeyler düşündüğünü belli ediyordu ama sormaya çekiniyordum. Bu yüzden de hoşuma giden elbiseleri ona göstermekle yetiniyordum. O da sadece kafa sallayarak beğenip beğenmediğini belli ediyordu.

İKİ YARALI |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin