SEVGİ VE AŞK - 13

Start from the beginning
                                    

Hemen üzerindeki kanlı gömlekle, önlüğü çıkardı temizlerini giydi. Bu sırada onun odanın yerinde olan birkaç damla kanı temizlemiş olduğunu da fark etti. Demek babasını gitmeye çabuk ikna etmişti. Adam kızına tapıyordu. Onu kırmamak için gitmeyi kabul etmekte zorlanmamıştı her halde.

Gitti, Arzum' un yanına aralarına biraz mesafe bırakacak şekilde oturdu. "Evliliğimizi mi konuşacağız yoksa bu durumdan kurtuluş yollarını mı?"

"Belki ikisini de."

Acar ardına yaslandı. Bir an önce baş ağrısının geçmesini umuyordu. "Başı çek o zaman."

Arzum' da öyle yaptı. "Sen bir kere evlendin. İyi gitmedi, bir kez daha evlenmeyi istemeyecek kadar kötüydü."

"Doğru."

"Ben nişanlandım. Ve dehşet vericiydi."

"Hangi yönden?" Meraklanmıştı. İçinde çoktan bastırdığını düşündüğü öğrenme isteği denizin yüzeyine çıkmış çöp gibi gözüne batıyordu.

"Aslında kötü bir şey olmadı. Benim abartmam."

Ne olursa olsun bilmek istiyordu. Merakla ve biraz da sinirle ona baktı. "Ne oldu Arzum?"

"Sinirlenecek bir şey yok." Derken Arzum' da ona döndü. "İnan yok. Sadece beni zorla gezmeye götürüyordu. Nişanlılar bu kadar ayrı olmaz diyip durmadan bir yerlere gitmek istiyordu. Ben karşı çıkınca da kızıyordu."

O şerefsizi kendisi bir yerlere götürmek nasıl isterdi. Gösterirdi ona gezip tozmayı. "Bu yüzden mi nişanı bozdun?"

"Daha çok ağabeylerim bozdu diyelim. Ben onunla evlenmemeye karar vermiştim zaten ama söyleyememiştim. Ağabeylerim beni anlamış, içimdekileri sezmiş gibi bir gün aniden nişanın bittiğini söylediler."

Acar bu kadar olduğuna inanmıyordu. Arzum bilmiyorsa bile ağabeylerinin bildiği, sakladığı bir şey vardı. Belki de adamın kız kardeşi için uygun olmadığına karar vermesini sağlayacak huylarını keşfetmişlerdi. Bilinmezdi.

"Nişanından sonra evlenmekten benim gibi kaçar mı oldun?"

"Hayır." Pürüzsüz sesi kesindi. "Şöyle diyebilirim ki artık istemediğim hiç kimseye sırf kendimi mecbur hissediyorum diye evet demeyeceğim. Ne geleceğim, ne ailemin istediği olsun diye hareket etmeyeceğim. Kendi istediğimi seçeceğim."

Acar'ın gözleri kısıldı. Harika. Kendisini istemediğini söylemeye çalışıyordu. Başka ne düşünmeliydi bunlardan? Kız istemiyordu. Bu kadar basitti.

Hiç açık değilmiş, anlamamış gibi kendisini tutamadan "Beni istemiyorsun." Diyiverdi.

Arzum bocaladı. Onun böyle bir şey düşünüp soracağını düşünmemişti. Sorunun onun içindekilerken kendisine dönebileceğine inanmamıştı. Onun yüzüne, gözlerine bakarken seni kocam olarak istemiyorum nasıl derdi? Bu kadar isterken hem de. Boynuna sarılıp seninle ölüme bile gelebilecek gücüm olsa gelirim demek isterken.

Cevap vermek yerine konuşmanın akışını diğer yöne çekmeyi seçti. "Sen evlenmeyi istemiyorsun."

Acar'da başını sallayarak onayladı. "Doğru. İstemiyorum."

Benimle de mi diye haykırmak istediyse de sustu. İçine attı. "Babama sırf beni kurtarmak için öyle dedin."

"Sanırım."

Bu da neydi şimdi. Nasıl emin olamazdı? "Sanırımda ne demek?"

Acar bakışlarını onun üzerinden çekti, başka yöne karşıya baktı. Bende aynı şeyi kendime soruyorum diye düşündü. Lakin cevap veren yok. Merhamete gelip bir yol gösteren yok şu kahrolası içimde.

SEVGİ VE AŞKWhere stories live. Discover now