Kırlangıç'65

1.6K 118 120
                                    

"Kırlangıç'ıma son bahar mı geliyor Hazan?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Kırlangıç'ıma son bahar mı geliyor Hazan?"

-Ertuğrul Demirer

Bölüm şarkısı; Manuş Baba-Bir Acı Türkü

🕊

Rüzgarın sesini dinlediğiniz vakit size söyleyecek birkaç sırrı olduğunu bilmelisiniz. Kulak verdiğiniz uğultunun içinde haykırılmamış acılar, söylenmemiş sözler ve belki de asla söylenmeyecek sırlar saklıdır. Ancak iyi dinlerseniz duyarsınız ve belki bir gün benim söyleyemediklerimi de birileri rüzgarla işitir.

Oturduğum ağacın altında rüzgarlar hışırtılarla sessizliği bölen yaprakları izlerken esen her rüzgarın oluşturduğu tınıyı dinliyordum. Her rüzgarın kendine has tınısı vardı, o tınıyı dinlerken zihnimde her zaman farklı yaşanmışlıklar belirirdi. Bundan olsa gerek her zaman rüzgarın bize sırlar verdiğine inanırdım. Ve bu yüzden rüzgara sırlar vermiştim.

"Boynun ağrıyacak." Duyduğum yabancı sesle geriye doğru eğdiğim boynum sanki bu sözleri kanıtlamak ister gibi keskin bir sızıyla kasıldı. Boynumu düzeltip oturduğum bankın diğer ucuna oturmuş olan adama baktım. Parmaklarının arasına tutuşturduğu sigarasıyla ve yavan oturuşuyla kaşlarım çatılırken tanımadığım bu yabancının doğrudan karşısını izlemesiyle iyice huzursuzlandım. Benden izin istemeden gelip yanıma oturmuştu ve şimdiyse yüzüme bile bakmıyordu.

"Tanışıyor muyuz?" Sorumla dudaklarına yerleştirdiği sigarasından derin bir nefes çekerken başını bana çevirdi. Buğulu koyu hareleri dudaklarından süzülen sigara dumanıyla gölgelenirken gözlerini kıstı.

"Tanışmıyoruz." Kaşlarım hayretle yükselirken baştan aşağı yanımdaki adamı süzdüm. Neredeyse tamamen siyah olan kıyafetleri, gelişi güzel iki yana açtığı bacaklarıyla ve elinde yarısı bitmiş sigarasıyla baya baya dışarıdan bakan herkes için tehlikeliyim diyordu.

Bir şey diyemezken kalkıp gitmek ile onu görmezden gelme arasında kaldım.

"Emir Han." Bana baktığını hissederek ona döndüğümde dudağının bir kenarı kıvrılmış bir şekilde cevap vermemi bekliyordu. "Han ayrı."

"Hazan." Başını sakince sallarken çantamı koluma takarak banktan kalktım.

"Gidiyor musun?" Bu gereksiz soruya anlam veremezken göz ucuyla hala oturmaya devam eden adama bakıp önüme döndüm.

"Evet, iyi akşamlar." Bir karşılık vermeyişini pek de umursamadan yoluma devam ettim. Akşam olduğu için daha serin esen rüzgarın serinliği rahatlamamı sağlarken biraz daha oturup sahili izleme fırsatımın gitmiş olmasına üzüldüm.

KIRLANGIÇ | YARITEXTİNGWhere stories live. Discover now