Kırlangıç'25

2.4K 157 49
                                    

🕊

Kırlangıç: Ertuğrul!

Kırlangıç: Sen nasıl adamlara bulaştın?

Kırlangıç: Allah'ım sonradan dank etti! Sen nasıl adamlarla muhattap oluyorsun da bana öyle dedin?

Kırlangıç: Tefecilere mi bulaştın?

Kırlangıç: Ya da dükkanına haraç kesmeye gelen adamlar mı var?

Ertuğrul: Bunları nereden çıkardın?

Kırlangıç: Çünkü sen bana bugün nasıl adamların konuşmasını böldüğünden bahsettin Ertuğrul!

Kırlangıç: Allah aşkına yok öyle bir şey, de.

Ertuğrul: Yok öyle bir şey.

Kırlangıç: Benim içimi rahatlatmak için demiyorsun değil mi?

Ertuğrul: Seni arayacağım.

*Ertuğrul kişisinden bir arama*

Ben henüz mesajı idrak bile edememişken ekrana düşen aramayla dudaklarımdan hayret dolu bir nida yükseldi.

Allah'ım bu adam kesinlikle deli!

Hızla aramayı cevaplayıp geçen seferki gibi hoparlöre alıp mesajlara girdim.

Kırlangıç: Beni bu sefer neden aradığını söylemek ister misin Ertuğrul?

"Sesimi duyarsan doğru söylediğimi anlarsın diye aradım." Duyduklarımla içim kıpır kıpır olurken halim olsa gülümserdim. "Kafanda neler kurdun bu kısa zamanda bilmiyorum ama her ne düşünüyorsan yanlış. Korktuğun gibi bir şey yok."

"Çok korktum Ertuğrul." Kulaklarıma dolan sözlerden ziyade bu titreyen sesin sahibinin ben olmasıyla kanım dondu.

Bu olmuş muydu?

Boş bulunup nasıl konuştuğumu düşünürken geçen dakikalarla başka bir detayı daha fark etmiştim o da konuşmuyordu! Allah'ım duyduğu sesin sahibini mi hatırlamaya çalışıyor?

Ne yapacağımı bilmez halde öylece ekrana bakarken aklımda dilimi ne tür bir yöntemle koparabileceğime dair planlar kuruyordum.

"Sesin." Uzun süre sonra duyduğum sesiyle irkildiğimde telaşla sözlerinin devamını beklemeye başladım. " Sesin, kuş cıvıltılarını andırıyor."

Derin bir soluk alıp verirken gerginlikten titreyen kaslarım büyük bir hızla gevşedi. En azından tanıdığına dair herhangi bir şey söylememişti. Aksine sesimi güzel bile bulmuştu. Yani galiba.

Kırlangıç: Bu iyi bir şey mi?

"Bilmiyorum." Anlamayarak kaşlarımı çattığımda dudaklarımı sıkıca birbirlerine bastırdım. Yoksa bu bendeki iradesizlikle tekrar konuşacağımdan çok emindim.

Kırlangıç: Galiba iyi bir şey.

"Bir kırlangıç olduğun kesinleşmiş oldu." Dediğiyle güldüm. Öyle bir tınıyı barındıran bir ses tonuna sahipti ki galiba ben o öl dese sesinin güzelliğini dinlemekten neden diye sorgulamazdım.

Kırlangıç: Senin Kırlangıç'ın olduğum zaten kesin bir şeydi.

Kırlangıç: Hem Kırlangıç'ın bir hikayesi olduğunu söylemiştin.

Kırlangıç: Bana o hikayeyi ne zaman anlatacaksın?

"Söylemiştim." Söylediğini elbette biliyordum. Beni gördüğü ilk gün anlatacaktı ancak ben merak ediyordum.

Kırlangıç: Bana her Kırlangıç dediğinde içim deli bir merakla doluyor. Araştırmamak için kendimi zor tutuyorum. Sırf ilk senden dinlemek istediğim için tüm irademi zorluyorum.

"Bir gün duyacaksın. Şimdi kapatmam gerek."

Kırlangıç: Görüşürüz.

Sonlanan aramadan sonra mesajımı gördü ancak yine bir cevap vermedi. Bazen bu adamın bu huyuna o kadar sinir oluyordum ki geçip karşısına onu azarlamamak için zor zar zapt edebiliyordum kendimi.

Korkarım bir gün yemişim böyle aşkın ızdırabını diyerek karşısına dikilecektim.

*

Bölümü nasıl buldunuz kuzular?

KIRLANGIÇ | YARITEXTİNGWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu