Kırlangıç'61

1.7K 130 125
                                    

Bırak kırlangıçlar gitsin Ertuğrul senin Kırlangıç'ın hiç gitmeyecek.

-Ertuğrul'un güzel Kırlangıç'ı


Bölüm şarkısı; Emre Aydın - Kırlangıç

🕊

Ellerimin arasındaki telefona bakarken siyah ekranı odama geldiğimden beri defalarca açtığım gibi tekrar açtım. Ekranda büyük harflerle yazılı olan isim onu aramam gerektiğini bir kez daha belli ederken topladığım tüm cesaretimle arama tuşuna bastım.

Çalan telefon ikinci çalışında açıldığında aramamı beklediğini anladım.

"Kırlangıç." Sesi ılık bir meltem gibi ruhumu rahatlatırken tüm sıkıntım da toz bulutu gibi dağılmıştı.

"Canımın içi!" İç çekişini duymamla gülümsedim. "Galiba bir problemimiz var."

"Sen iyi misin?" Ertuğrul'un benim iyi olup olmadığımı düşünüyor oluşu kalbimin atımlarını yerle bir ederken görecekmişçesine başımı salladım.

"İyiyim, beni merak etme ama gerçekten bir sorunumuz var Ertuğrul."

"Sesini bile titretecek kadar büyük bir problem." Zorlukla duyduğum sözleri düşünmeme fırsat tanımadan tekrar konuştu. "Sorun ne?"

"Babam galiba ilişkimize sıcak bakmıyor."

"Bugünkü olay yüzünden mi böyle düşünüyorsun?"

"Evet ama sadece o da değil sizin yanınızdan ayrıldıktan sonra revire gittik. Babam benimle ilgilenirken konuşmaya çalıştım ama konunu bile açtırmadan susturdu. Oysaki bana veda ettiğin gece seninle tanışmak istediğini bile söylemişti." Oturduğum yataktan kalıp odamın içinde dolandığımda bile içimdeki sıkıntı bir türlü azalmıyordu.

"Şu an sinirli olduğu için böyle bir tepki veriyor Kırlangıç. Bir baba olarak kızını karakollardan toplayan her adamın vereceği tepkiyi vermiş o yüzden canını sıkma." Mantıklı konuşmasına mantığım hak verse de babamı tanıyordum normal bir babanın sıradan bir tepkisi değildi bu.

"Ertuğrul içimde bir sıkıntı var. Belki de kuruntu yapıyorum bilmiyorum ama babam sanki asla bu ilişkiye onay vermeyecekmiş gibi hissediyorum." İç çektiğimde onun da iç çektiğini duydum.

"Çıksana pencereye." Olduğum yerde kalan adımlarım heyecanla pencerenin önüne ilişti.

Penceremin perdesini araladığımda gördüğüm adamla kalbim ağzımda atarken hızla pencereyi açtım. Onun bir şey demesine dahi fırsat vermeden bedenimi pencereden sarkıtarak omuzlarına sarıldığımda derin derin kokusunu ciğerlerime çektim. Bu adamın kokusu bende bağımlılık yapıyordu.

"Ertuğrul seni seviyorum." Yüzümün yaslı olduğu omuzu gerilirken sevgime ne zaman alışacağını bile bilmediğim bu adamın kollarında biraz daha şefkat aradım.

"Ağlıyor musun?" Dediğiyle başımı iki yana sallamakla yetindim. "O halde omuzumu yağmur damlaları ıslatıyor."

Anlamayarak başımı kaldırıp omuzlarına baktığımda sahiden de başımı yasladığım omuzunda hafif bir ıslaklık vardı.

KIRLANGIÇ | YARITEXTİNGWhere stories live. Discover now