Kırlangıç'62

1.4K 123 187
                                    


🕊

Kızıla boyanan gökyüzünü izlerken sırtımı yasladığım duvarın tenime batan çıkıntılı yüzeyini göz ardı etmeye çalıştım. Buraya geleli sadece birkaç dakika olsa da şimdiden kendimi sıkılmış hissediyordum. Ertuğrul'a onu beklediğimi belirten bir mesaj atsam da henüz herhangi bir geri dönüş olmamıştı.

Ertuğrul'un aksine ise Didem sağ olsun telefonumu fazlasıyla meşgul ediyordu. Ne diye bu deliye söz verdim ki! Kör olsun Didem ve dostluk sevgim.

Duyduğum adım sesleriyle hızla yaslandığım duvardan doğrulunca bir an dengemi sağlamakta zorlansam da kendimi hemen toparladım.

"Kırlangıç?" Tamirhanenin demir kapısından çıkan Ertuğrul beni görür görmez duraksayınca kaşlarımı çattım.

"Neden şaşırdın ki sana geleceğimi haber vermiştim ya canımın içi?" Yanına gittiğimde sanki yeni akıl etmiş gibi ceplerini yoklayarak telefonunu aradı.

"Bugün kafam biraz dolu, telefona bakamadım hiç."

"Ne oldu ki? Bir sorun yok değil mi Ertuğrul?" Tepkime belirsiz bir tebessümle karşılık vererek tamirhaneyi kilitlemeye başladı.

"Telaş etme Kırlangıç iş güç derken kafa doluyor." İşini halledip yürümeye başladığında hemen yanındaki yerimi aldım.

"Mesele iş ise sen halledersin kendine güvendikten sonra yapamayacağın hiçbir şey yok." Bana doğru yandan bir bakış atınca ne oldu der gibi başımı sallayınca gülerek önüne döndü.

"Ertuğrul ya pis pis gülme de ne oldu söylesene."

"Psikolog olduğun aklıma geldi." Anlamayarak ona baktığımda anlamadığımı fark ederek devam etti. "Sakin sakin akıl veriyorsun, hoşuma gitti o halin."

Dediğine gülerek omuzumla kolunu dürttüm. Ben de ne diyecek diye bekliyordum hey Allah'ım ya!

"Dur dur aklımı karıştırma bugün gezelim diye geldim."

"Nereye gidelim var mı aklında bir yer?" Vallahi Ertuğrul, Didem'in tehditleriyle kalkıp geldim aslanım o yüzden benim de aklımda bir yer yok.

"Bilmem ki Didem bir ara aşıklar tepesi diye bir yerden bahsediyordu oraya mı gitsek? Hem orada çok güzel tatlı yapan bir yer de varmış." İyi ki aklıma bir yer yokmuş ya. Kendi kendime güldüğümde beni onaylayan adamla keyifle koluna girdim.

Hareketimle bana dönse de bir şey demeden yoluna devam etmesiyle iyice koluna sarıldım. Sarılmıştık hatta kollarında bile yatmıştım ama ilk kez kollarının bu kadar kalın olduğunu fark ediyordum.

"Ertuğrul sen spor salonuna mı gidiyorsun?" Bu saçma soruyu bir anda neden sorduğumu sorgulayan gözleri bana döndüğünde ben de neden sorduğumu bilmiyordum. Boşluğuma denk geldi herhalde.

"Hiç gitmedim."

"Hadi be!" Tepkime gülecek gibi olduğunu fark etmemle yanaklarım utançla yanmaya başladı. "Yani maşallahın var demek istedim Ertuğrul."

Battı balık yan gider Hazan. Neyseki tüm saçmalamalarıma rağmen yanımda olan bir adam vardı.

"Dediğin yer uzaksa yorulma arabayla gidelim." Verdiği fikiri onaylarcasına başımı salladım.

KIRLANGIÇ | YARITEXTİNGWhere stories live. Discover now