"Müsait misin diye arayacaktım ama telefon numaran yoktu. Ama gel dedin ya bende geldim." Öyle çekinik, öyle tatlı söylemişti ki Mehmet gülümseyerek göz kırptı;

"Ee hani ver bakalım şu keki nasıl olmuş?" Selin dersten dönünce yurdun mutfağında uğraşıp yaptığı kekini dilimleyip masanın ortasına koydu. Mehmet eline aldığı üzümlü cevizli kekin fena görünmediğini düşünüp kocaman bir ısırık aldı. Selin gözlerini dükmiş beğendi mi acaba diye Mehmet'in tepkisini ölçüyordu. O sırada Doğuş boğulma tehlikesi geçirmiş. Büyük pet şişe suyu kafasına dikmişti.

"Ne oldu, Doğuş beğenmedin mi yoksa olmamış mı?"

"Kızım bu ne yaa.. "diye cümleye başlayan Doğuş Mehmet'in bakışlarıyla karşılaşınca lafı 180 derece çevirerek "bayıldım, hayatımda hiç böyle kek yememiştim." Dedi. Mehmet'in yüzünde en ufak bir mimik hareketi bile yoktu. Askerde bunlardan daha kötüsünü yemişti. Daha yeni gönlünü aldığı bu kızı kırmayacaktı, o gözlerde ki ışıltının kaybolmasını hiç mi hiç istemiyordu. Zehra;

"Şeyy ben diyetteyim de yemezsem alınmazsın değil mi daha yeni yemek yemiştim çünkü ama yanıma alıyorum bak daha sonra yerim." Diyerek kendini kurtardı. Önder ;

"Bende aldım bir tane komiserim izniniz olursa işimin başına döneyim raporları incelerken yerim." Mehmet başını sallayarak Önder'e izin verdi. Berat ise yarısını zorla yediği keki eline alarak çıkmıştı. Kapıdan çıkan 'Allahım sen affet' diyerek elindeki keki çöp kutusuna bırakıyordu. Toplantı odasında başbaşa kalan Selin ve Mehmet ne konuşacaklarını bilemediklerinden öylece birbirlerini izliyorlardı.

"Ellerine sağlık yediğim en leziz kekti." Dedi Mehmet.

"Afiyet olsun."

"Ama sen yemedin?"

"Ben pek sevmem,daha çok pasta severim."

"Kızım gibi."


Mehmet ağzından çıkan kelimeleri çok geç fark etti. Eninde sonunda öğrenecekti zaten de böyle pat diye söylemek olmadı diye düşündü. Selin'in yine gözleri dolmuş Mehmet'in evli olduğunu sanmıştı. 'Ee yüzüğü yok ama' diye geçirdi içinden, 'demek ki yüzük takmayı sevmiyor.' Mehmet Selin'in boncuk gözlerinin dolduğunu görünce telaşa kapıldı, 'ne yapsın gencecik kız senin gibi çocuklu adamı al işte kızım var diyince nasılda gözleri doldu. Gelmez de artık bir daha.'

"Ben, evli olduğunuzu bilseydim rahatsız etmezdim niyetim kötü değildi kusura bakmayın." Ne yani bu şaşkın Mehmet'in evli olduğunu sandığı için mi üzülmüştü.

"Evli değilim, Süreyya. Bir kızım var sadece 5 yaşında."

"Ayy fotoğrafı var mı? Ne tatlıdır o şimdi, sana mı benziyor? Sana benziyorsa kesin tatlıdır."

Mehmet kaşlarını kaldırmış; "Beni tatlı mı buluyorsun?" Selin yanakları pembeleşerek; "Evet."

Mehmet şaşkındı. Bugüne kadar onu yakışıklı ve karizmatik bulanlar olmuştu ama ilk defa biri tatlı olduğunu söylüyordu. Bir duyan olsa hayatta inanmazdı.Cüzdanını açıp fotoğrafı Selin'e gösterdi.

Selin gördüğü sevimli surata büyülenmişcesine bakıyordu. Bal rengi saçları dışında Mehmet'e çok benziyordu. Selin çocukları çok severdi.

"Adı ne?"

"Bade."

"Aaa Bade bu muymuş, bende şey sandım."

"Ne sandın?"

"Sevgilin.."

"Şimdi anlaşıldı, o gün bu yüzden mi saçmaladın."

İLLEGAL AŞKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin